“Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır” mealindeki hadis-i şerif gerçekten çok anlamlıdır. Bir başka hadis-i şerifin mealiyse “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir” şeklindedir.
(KALBİ İLE DÜZELTSİN) deyimini günümüze uygun olması açısından (SEÇİMLERDE OYU İLE DÜZELTSİN) şeklinde yorumlayabiliriz.
Bu hadis-i şeriflerin anlamları, emri bil ma’ruf ve nehyi anil münker (iyiyi emretmek ve kötüye karşı durmak) sırrında saklıdır. Evet, (Elhamdülillah Müslümanım) diyenlerin ve özellikle biz gazeteci geçinenlerin çok önemli görevleri vardır. Haksızlığa karşı susmamak, yapılan haksızlıkları kalemlerimizle yazıya dökmek!
İstiklâl Marşımızın Güfte yazarı Merhum Mehmet Akif Ersoy’un buyurduğu gibi “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevmem” duruşunu tatbik etmek zorundayız…
“Padişahım çok yaşa” diyen şakşakçılardan olmak gerçek Müslüman’a yakışmaz. İnsan odur ki gerektiği yerde ve zamanda “KRAL ÇIPLAK” diyebilmelidir. Kişi, kendi aleyhinde bile olsa gerçeği konuşsun.
Evet, dilsiz şeytanlar sınıfına dahil olmak istemiyorsak gerektiği yerde ve zamanda haksızlığa karşı direnmek, çevremizde yaşanan ve şahit olduğumuz kötülükleri elimizle, dilimizle düzeltmek veya kalbimizle nefret ederek kınamak zorundayız. Hele de (GAZETECİ-YAZAR) olduğumuzu iddia ediyorsak haberlerimizle, makalelerimizle, yorumlarımızla kaleme dökmek zorundayız. (Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın) yaklaşımı, çok yanlış bir yaklaşımdır. O yılan gün gelir bizi de sokar, bizi olmazsa bile, yakınlarımıza zarar verir. Bu gerçeği asla unutmayalım!
Gerçekten sorulması gereken soru şudur! “HAK ARAMAK, HAKSIZLIKLARA KARŞI ÇIKMAK EŞKIYALIK MI, NANKÖRLÜK MÜ, ERDEM Mİ?” Elbette, hak aramak hiçbir şekilde ne eşkıyalık ne de nankörlüktür, olsa olsa erdemdir.
Hâdis-i şeriflerden de anlaşılacağı üzere, haksızlığa karşı susmak, hak aramak asla nankörlük veya eşkıyalık değildir.
Milli Mücadelenin kahramanlarından Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı Merhum İsmet Paşa’nın (İNÖNÜ) meşhur bir söylemi vardır:
“Bir memlekette, namuslular, en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur.”
Merhum İnönü’nün bu sözü nedense bana günümüzü anımsatmaktadır. Hani (Taşların bağlanıp, köpeklerin salınması) şeklinde bir deyimimiz var ya! Bu iki deyimi harmanladığımızda görünen köye kılavuz istemez. Namuslular bir şekilde korkutulup, sindirilmiş, taşlar bağlanmışsa namussuzlara karşı mücadele vermek oldukça zordur. Kimimiz iş derdine, kimimiz aş derdine düşürülmüş, kimimiz İFTİRAYA uğramak, damga yemek korkusuyla, susturulmuş, sindirilmiş isek namussuzlarla nasıl mücadele edeceğiz!
Namuslular susturulunca, haliyle meydanlar da namussuzlara, bir başka ifadeyle köpeklere kalmış olmaktadır. Oysa (Susma, sustukça sıra sana gelecek) şeklinde yaygınlaşan bir de sloganımız bulunmaktadır. Dilsiz şeytan durumuna düşmemek için namusluların konuşmaları, GAZETECİLERİN YAZMALARI hem de çok açık ve net bir tavır alarak namussuzlarla mücadele etmeleri şarttır.
Peki, namussuzluk olarak nitelendirilebilecek işler nelerdir. Rüşvet, zimmet, irtikap, vurgun, talan, ihaleye fesat karıştırmak, (Devletin malı deniz, yemeyen domuz) anlayışına sahip olmak.
Aç bir insanın ekmek çalması namussuzluk değildir. Onun aç kalmasına yol açacak politikalar üretmek namussuzluktur! Namussuzluk, insanları senden-benden diye ayırmak, birilerinin haklarını yerken, birilerini kayırmaktır, Namussuzluk. KPSS’de 80-90 puan alanları, mülakat denilen sistemle eleyerek, 55-60 puan alanları işe almaktır.
Namussuzluk, işi ehline değil, yandaşlara, candaşlara vermektir. On liraya olacak işi yüz liraya mal etmektir.
Namussuzluğun yolları çok çeşitlidir. Sıralarsak, sayfalara sığmaz. İyisi mi son sözümüzü söyleyelim.
Namuslular silkelenip (bana neci) olmaktan kurtulurlarsa, inanın ki, namussuzların ipini çekmek çok kolay olacaktır
TAŞLAMA
DAYANMIŞTIR YUMURTA
BİLİN ARTIK KAPIYA
HAYIRLI OLSUN DERİM
DİLERİM KIRILMAYA
BU SEÇİM ÇETİN SEÇİM
SANDIKTAN NE ÇIKACAK
HİLE-HURDA OLMAZSA
SONUCA RAZIYIZ BAK
AMAN, SANDIĞA DİKKAT
KEDİLER DADANMASIN
ELEKTRİKLER O GÜN DE
KISA DEVRE YAPMASIN
KEDİLER UZUN ATLAR
FARELERSE KEMİRİR
KEDİLERLE, FARELER
SEÇİMDE DOST GİBİDİR
ATLAMASA KEDİLER,
KEMİRMESE FARELER
SANDIKTAN NE ÇIKARSA
BAŞ GÖZ ÜSTÜNE BEYLER
SANDIK BAŞINA GİDİN
OY KULLANIN MUTLAKA
KEDİLERİN GİRMESİ
ÖNLENSİN TRAFOLARA
NE ARSIZ HAYVANLARDIR
AH KEDİLER, KEDİLER
ET YERİNE SEÇMENİN
OYUNU YEMESİNLER
KEDİLERE MUKAYYET
OLMAK GEREK BUGÜNDEN
BOL-BOL ET YEDİRELİM
OY YEMEZSİN AÇ İKEN
BU SEÇİM ÇOK ÖNEMLİ
DÜŞÜN, KARAR VERİRKEN
KİME OY VERSEN VER DE
DÜŞÜN NİÇİN VE NEDEN
BİR YOL AYRIMINDADIR
BİLMELİSİN BU ÜLKE
(BİR OY NE ÇIKAR) DEME,
MÜHÜR VUR GELECEĞE
ELİNİ VİCDANINA
KOY OY’UNU VERİRKEN
BU ÜLKEYİ BÖLDÜRME
OYLARINLA EY SEÇMEN
YA (ATATÜRK) DİYECEK
YA (SULTAN ABDULHAMİT)
YENİ VE GENÇ SEÇMENLER
BU MİLLET İÇİN ÜMİT
BU SEÇİMDE KEDİLER
TRAFOYA GİRMEZSİN
DÜRÜST BİR SEÇİM OLSUN
SEÇMENLER ÜZÜLMEZSİN
YORUMLAR