KORONAVİRÜS salgını baş gösterince, şarlatanlara yine gün doğdu. Muska yaparak hastalıktan korunmayı vadedenler mi, şu kadar ayet, şu kadar zikir yapın, iyileşirsiniz diyenler mi! Öncelikle belirteyim ki, asla duaya karşı değilim. Duanın Gücü olduğuna yürekten inanırım. Ancak, din istismarcılarına karşıyım. Bir kişi, alınması gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, el açıp ALLAH’A DUA EDERSE, buna kimsenin bir diyeceği olamaz! Hem dua etmek psikolojik anlamda insana büyük bir rahatlama ve huzur verir.
Yüce Rabbiniz: “Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu Bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir) ler; boyun bükmüş (hor ve hakir) kimseler olarak cehenneme gireceklerdir” buyurmaktadır. Ancak, önce tedbir sonra tevekkül gerekir. Tedbirsiz tevekkül, ADETULLAHA AYKIRIDIR. Kişi elinden gelen gayreti gösterecek, sonra ALLAH’A TEVEKKÜL EDECEK.
Hem (Deveni bağla sonra tevekkül et) hadis-i şerifini unutmamak gerekir. Hadis-i Şerifin teması şöyledir:
Adamın biri Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMMED’E (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) gelip sorar:
-Ya Resulellah, devemi salıp da mı Allaha tevekkül edeyim, bağlayıp da mı?
Peygamber Efendimiz:
-Önce deveni bağla sonra Allah’a tevekkül et! buyuruyorlar.
İşte, KORONAVİRÜS denilen illetten korunmanın yolu da budur. Kişi önce verilen talimatlar doğrultusunda alabileceği tüm tedbirleri alacak, sonra da el açıp YÜCE RABBİMİZE DUA VE NİYAZDA BULUNACAK. Dua parayla, muskayla olmaz. Kişinin, kendisi dua edecek, niyazda bulunacak.
Bizim bütün okuyucularımıza tavsiyemiz, Sağlık Bakanlığının ve bütün sağlık birimlerinin KORONAVİRÜSLE ilgili talimatlarına kulak vermeleri, uymak konusunda ellerinden gelen hassasiyeti göstererek, sonra da el açıp YÜCE RABBİMİZDEN, BİZİ, ÜLKEMİZİ VE TÜM İNSANLIĞI KORUMASI İÇİN DUA ETMELERİDİR. İşte, ancak o zaman DUANIN GÜCÜ kendisini gösterir.
YÜCE RABBİMİZDEN, BÜTÜN İNSANLIĞI BU AFETTEN BİR AN ÖNCE KURTARMASI DİLEKLERİMİZLE…
ANEKDOT
İşi çobanlık olan birinin, hayvanlarını kurtlara karşı korumak işinde gayet hassas olan çok kıymet verdiği bir cins köpeği varmış. Bir gün köpek hastalanmış. Çoban, hayli endişelenmiş. Bu can yoldaşının iyileşmesi için dini konularda ünlü bir hocaya giderek, muska yazmasını istemiş. Tabii bu arada, yazacağı muska için de Hocaya gayet besili bir koç götürmüş.
Gerçekten iyi bir bilgin olan ve kendisi de muska yazmaya karşı olan Hoca, hediye olarak getirilen koçu görünce, tamahkârlığı tutmuş ve çobanın köpeğine muska yazmayı kabul etmiş. Muskalar, Arapça harflerle yazıldığı için, zaten çobanın bir şey anlayacağı yokmuş.
Hoca, muska niyetine Arapça harflerle şöyle bir dörtlük yazmış:
TAMAH ETTİM ETİNE,
MUSKA YAZDIM İTİNE
İSTER TUTSUN, TUTMASIN,
SAHİBİNİN GÖTÜNE