DÜNYA BARIŞ GÜNÜ

Bilindiği gibi 1 Eylül Günleri (DÜNYA BARIŞ GÜNÜ olarak kutlanır. Amaç insanlara barışın, dostluğun, kardeşliğin önemine vurgu yapmaktır. Savaşların hiçbir zaman için tam bir kazananları olmaz. Kazanmış tarafın bile mutlaka maddi ve manevi kayıpları vardır. Şöyle düşünün bir savaşın galibi olan ülkenin, savaş sonrası verdiği kayıplar arasında 100 askeri vardır. Karşı taraf ise 1000 askerini kaybetmiş olsun. Şimdi siz, savaşı kazanan tarafın dahi nasıl bir kaybı olduğunu düşünebiliyor musunuz. Savaşta kaybettikleri o 100 asker sonuç itibarıyla bir annenin, babanın çocukları değil mi. Çocuklarını kaybeden annelerin, babaların, eşlerin, çocukların acılarını dindirmeniz mümkün mü!

Ömrü savaş meydanlarında geçmiş ve savaş eğitimi alarak BAŞKOMUTANLIK VE MAREŞALLIK RÜTBESİYLE taltif edilmiş Mustafa Kemal ATATÜRK bile savaşla ilgili olarak “Harp zorunlu ve hayati olmalı ama milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe harp bir cinayettir” dediğini mutlaka biliyorsunuzdur.

Bunu söyleyen lalettayin biri değildir. Ömrü savaş cephelerinde geçmiş, rütbe olarak askerliğin zirvesine ulaşmış, adını tarihe altın harflerle yazdırmış bir kumandandır. Mustafa Kemal kadar savaşın ne olduğunu, ne olmadığını, savaşan taraflara yol açtığı zararları daha iyi bilebilecek biri var mıdır! Evet, aksi gerekmedikçe, savaş bir cinayettir. Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN “Yurtta sulh, cihanda sulh” özdeyişi de gayetle önemlidir. Aslında bu vecizenin en büyük harflerle Birleşmiş Milletlerin girişine konulması gerekir “Biz cenkçi değiliz. Barışseveriz ve bir an evvel barışın gerçekleşmesini görmek, ona yardım ve hizmet etmek isteriz“ diyen ATATÜRK,  sadece Türk Milletine değil, bütün insanlığa mesajlar vermiştir.

Çanakkale’de, Kafkasya’da, Suriye’de, Filistin’de, Irak’ta, Hicaz’da, Yemen’de, Makedonya’da, Galiçya’da, Sina’da, Trablusgarp’ta, Balkanlarda,  Conkbayırı’nda, Anafartalar’da, Sakarya’da cepheden cepheye koşmuş işte bu Mustafa Kemal Paşa sadece Türk Milletine değil, bütün milletleri BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAYA DAVET EDİYOR.  Türk ulusuna ve dünya uluslarına bu özdeyişlerle insancıl bir mesaj veren ATATÜRK yaşamı boyunca dünya barışında tüm ülkelerin uzlaşmasını ve barış içinde yaşamalarını düşlemiş, “Gerekmedikçe savaş cinayettir” demiştir. Ülkeler arasında barış ruhunun bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanan ATATÜRK “Bir cinayeti önlemeye çalışmak onurlu bir savaştır. Ancak bir mecburiyet yokken, keyfi ve çıkar amaçlı saldırmak, savaş değil cinayettir” buyurmuştur.

Savaşlar, pek çok asker ve sivilin öldüğü, ülkenin kaynaklarının tüketildiği, doğayı, yapıları hatta toprağı ve denizleri bile kirleten, etkisi yüzyıllara yayılan bir olaydır. Ama bir de “Ulusal Kurtuluş Savaşları” var ki, onlar bir ulusun hatta belki birçok ulusun tarihidir ve bağımsızlık gibi yüce bir amaç söz konusu ise yapılmalıdır.

Evet, Dünya Barış Gününde haliyle aklımıza ilk gelen ATATÜRK oldu. ATATÜRK’ÜN (yurtta sulh, cihanda sulh) vecizesini Birleşmiş Milletlerin genel kurul salonunda görmek dileklerimizle…