Birleşmiş Milletler Teşkilâtı 1 Ekim Günlerini “Dünya Yaşlılar Günü” olarak ilân etmiştir. “Ölüm yine olsaydı da, ihtiyarlık olmasaydı” özdeyişi Kürtçe bir atalar sözünün tercümesidir. İnsanoğlu için ihtiyarlığın ne kadar çetin bir süreç olduğunu anımsatmak açısından söylenmiştir. Yaşlılık veya diğer tabiriyle ihtiyarlık insanoğlunun en zor dönemleridir. Ancak, “insan kendisini hissettiği yaştadır” deyimini de yabana atmamak gerekir. Yaş itibarıyla İHTİYAR olarak nitelenebilecek kişiler vardır ki, hiçbir şekilde hayattan kopmaz, sürekli bir faaliyet içinde olurlar. Ne var ki, böyle olanlar oran itibarıyla çok azdırlar. İnsanların yaş ortalamaları giderek yükseliyor. Daha önce 60-65 yaş dilimindekiler ihtiyar olarak kabul edilirken, şimdi 75-80 yaşları arası dahi orta yaş düzeyi olarak tanımlanabilmektedir.
İnsanların bebeklik, çocukluk, gençlik, orta yaşlılık ve ihtiyarlık gibi evreleri vardır. Genelde 0-12 ay arası yeni doğanlara BEBEK, 1-15 yaş arası olanlara ÇOCUK, 15-35 arası kişilere GENÇ, 35-65 arasındakilere ORTA YAŞLI ve 65 yaşından büyüklere İHTİYAR denilmekle birlikte, kişinin kendisini hissettiği yaşta olduğu tezini de yabana atmayalım.
İnsanlık tarihinden örneklerle bu tezi kanıtlayalım. Kristof Kolomb Amerika’yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmış durumdaydı. Pasteur kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşındaydı. Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye camisini tamamladığında ise yaşı 86’yı bulmuştu. Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı. Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hala işinin başındaydı. Goethe, en büyük eseri Faust’u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti. Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu. Ressam Titian 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. “Lepanto Savaşı” adlı ünlü tablosunu ölümünden bir yıl önce tamamladı. Dört defa İngiltere başbakanı seçilen Gladstone, son kez göreve geldiğinde yaşı 83’tü.
Bu bir gerçektir ki, insan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi derecesinde yaşlıdır. Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır. Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi ruhu buruşturur. İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır. Güzellikleri görme yeteneğini kaybetmeyenler asla yaşlanmazlar. Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler. “Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.”
Antrparantez belirteyim ki, 26 Ağustos 1943 doğumluyum. Yani 81 yaşındayım. Bu durumda 18 yıldan beri yaşlılar sınıfına dahilim. Ama kendimi hâlâ genç ve zinde hissediyorum. İyi-kötü hergün makale, taşlama, şiir yazıyorum.
Bütün yaşlıların (Dünya Yaşlılar Günü) kutlu olsun.
ANEKDOT
Nasrettin Hoca Merhum, eşeğine binecek olmuş, ancak, ne yaptıysa bir türlü binemeyince yüksek sesle:
-Ah gençlik, ah!!!
diye söylenmiş. Ancak, etrafına bakınıp kimseler olmadığını görünce rahatlamış ve kendi kendisine söylenmiş:
-Atma Nasrettin atma! Biz senin gençliğini de biliriz.
***
80 yaşını aşmış biri olarak, bizim de durumumuz, Nasreddin Hoca’dan pek farklı değil.
TAŞLAMA
SEKSENBİR YAŞINDAYIM
YAŞLI MIYIM ŞİMDİ BEN
“KAPIMI ÇALMA ÖLÜM”
DAHA GENCİM ÖLMEM BEN(!)
ŞAİR OTUZBEŞ YAŞA
YOLUN YARISI DEMİŞ
AMA YAŞI KIRKALTI
OLUNCA VEFAT ETMİŞ
CAHİT SITKI TARANCI
ÖLÜMSÜZDÜR GERÇEKTE
ŞİİRLERİYLE YAŞAR
BUGÜN DAHİ ELBETTE
ESER BIRAKAN KİŞİ
ÖLÜMSÜZDÜR BİLİNSİN
ÖMRÜ, ESERİ KADAR
OLUR BİLİN KİŞİNİN
BEN BU ACİZ KUL DAHİ
BİRKAÇ KİTAP YAZMIŞIM
UMUDUM BU ÖLSEM DE
YAŞATIR ESERLERİM
NASREDDİN HOCA HÂLÂ
ARAMIZDA YAŞIYOR
DÜNYADAN GÖÇMÜŞSE DE
ONA, KİM (ÖLÜ) DİYOR
SİNAN ESERLERİYLE
ÖLÜMSÜZLER SAFINDA
YAŞAYAN ÖLÜLERİZ
GERÇEK BUDUR ASLINDA