Demokrat Parti İl Başkanı olarak görev yaptığımda, o yıllarda DP’nin Pervari İlçe Başkanı olan ve hafta içinde ebediyete intikal ettiğini duyduğum Durmaz Ağa (Durmaz Bilen) ile samimiyetimiz vardı. Kendisiyle ve diğer ilçe başkanlarıyla defalarca Ankara’ya giderek DP’nin kongrelerine katıldık. Yine o yıllarda DP’nin Genel Başkanı Sayın Süleyman Soylu idi. Sayın Soylu ile de hayli samimiyetimiz vardı.
Durmaz Bilen’in Rahmet-i Rahman’a kavuştuğunu duyduğumda, onun talebi üzerine bir makale yazdığım aklıma geldi. Gazetemizin arşivlerinden çıkarttım ve bir hatıra olarak tekrar yayınlamak ihtiyacını duydum.
İşte, yıllar önce Merhum Durmaz Bilen’in talebi doğrultusunda yazdığım makale:
DURMAZ BİLEN’İN ÖFKESİ!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “YA SEV, YA TERKET!” söyleminden Pervari Demokrat Parti İlçe Başkanı Durmaz Bilen’in yeni haberi olmuştu. Ankara’da, birlikte ziyaret ettiğimiz bir siyasetçinin yanında Başbakan’ın bu söylemi dile getirince bir hayli öfkelenen Durmaz Bilen:
-“ALLAH’INI SEVERSEN, BENİM DİLİMDEN, SÖYLEYECEKLERİMİ GAZETEYE YAZ. BU VATAN BİZİMDİR, BU BAYRAK BİZİMDİR. TARİHÇİLERE SORSUNLAR, HAKKİ TÜRK KİMDİR. KİM BU VATANI TERK EDECEK, BELLİ OLACAKTIR.
BENİM RAHMETLİ BABAM, TOPRAKLARIMIZI İŞGÂL ETTİKLERİ ZAMAN, AŞİRETİNDEN BİN KİŞİYİ SİLAHLANDIRARAK, VAN BÖLGESİNDE RUSLARA KARŞI ÇARPIŞMIŞTIR. HEM DE AÇ, SUSUZ OLMAK PAHASINA. BİZ Mİ TERKEDECEĞİZ BU VATANI. BU VATANIN TOPRAĞINDA, ATALARIMIZIN KANLARI VAR. BİZİM BABALARIMIZ, DEDELERİMİZ RUSLARLA SAVAŞIRLARKEN, ONLARIN BABALARI, DEDELERİ NEREDEYDİLER!”
Evet, Durmaz Bilen (Durmaz Ağa) bunları ve bunların yanında bir çok şeyleri söyledi. Ancak, yayınlanmaları açısından en sakıncasız olanlar bunlar olduğu için, bu kadarını yazmakla iktifâ ettik. Yoksa, Pervari Demokrat Parti İlçe Başkanı Durmaz Bilen’in söylediklerinin tümünü yazmağa kalkışırsak, işimiz iş. Gerçi Kendisi “YAZ, BEN İMZAMI ALTINA KOYACAĞIM!” dedi ama, bizim her söyleneni yazmamız mümkün değil ki!
Gerçi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu söyleminden U dönüşü yaptı. Ama, ne demişler, söz ağızdan çıktı mı, artık onun tevili olmaz. Bunun için konuşurken, çok dikkatli olmak lâzım. “Dilin kemiği yoktur.” Keşke, kemiği olsaydı da, sürç-ü lisan etmemize mâni olsaydı. Çünkü, ağızdan çıkan kelimenin dönüşü yoktur. Tıpkı, silâhtan çıkan mermiye benzer!
Başbakan’ın “YA SEV, YA TERKET!” söylemi, bu açıdan çok talihsiz bir beyanat olmuştur. Her ne kadar tevil yoluna gidilirse gidilsin, artık ok yaydan çıkmıştır ve dönüşü mümkün olmayacak şekilde hedefini bulmuştur.
Tasavvuf konularında bilgisi olduğuna inandığımız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, tasavvufun vazgeçilmez bir kuralı olan “ELİNE, BELİNE, DİLİNE HÂKİM OL!” özdeyişinden habersiz olacağını da zannetmiyoruz. Bu ülkenin Başbakanı olması sebebiyle, konuşmalarına çok daha dikkat etmesi gerekeceğini hatırlatmamıza lüzum yok herhalde. Dilinin altındaki baklayı çıkardın mı, kendi konuştuğuna işte, böyle mahkûm olursun…
TAŞLAMA
“KRAL ÇIPLAK” DİYORUZ YA
AHALİ ÇIRILÇIPLAK
AKILLANMADIK HALA
BİLMİYORUZ NE YAPSAK
KOYUN GİBİ GÜDÜLMEK
HOŞUMUZA GİDİYOR
ÇOBAN KAVAL ÇALARAK
SÜRÜSÜNÜ GÜDÜYOR
UYSAL KOYUN OLURSAK
GÜDENİMİZ ÇOK OLUR
NEDENDİR KOYUNLAR AÇ
ÇOBANLAR HEP TOK OLUR
İNANIN Kİ APTALIZ,
GERÇEKTEN DE APTALIZ
ÇOBANIN KAVALINA
DÜN DE, BUGÜN DE TAVIZ