Nöbetçi Eczaneler
İstiklâl Savaşı Kahramanlarından Kâzım Karabekir Paşa 1948 yılının 26 Ocak günü ebediyete intikal etmişti. Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a geçtiğinde Doğu Cephesi Komutanı olarak kendisine Padişahtan emir gelmiş ve Mustafa Kemal Paşa’yı tutuklaması istenmişti. Ancak O, Padişahın bu emrini yerine getirmek şöyle dursun Erzurum’a geldiğinde Mustafa Kemal’i büyük bir ihtiramla karşılayarak “Ben ve askerlerim emrinizdeyiz Paşam” demişti.
Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir milli mücadele boyunca Edirne Milletvekili ve Doğu Cephesi Komutanı olarak görev yaptı. İsmet (İnönü) Paşa, Fevzi (Çakmak) Paşa gibi Mustafa Kemal’in en yakınındaki isimlerdendi.
Kurtuluş Savaşları sonrası Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş Kazım Karabekir Paşa da 9 Kasım 1924’te CHP’den istifa ederek 17 Kasım’da TPCF (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası) kurucuları arasında yer almış ve bu partinin Genel Başkanlığını yapmıştı. Kazım Karabekir Paşa 1925 yılında başlayan Şeyh Sait İsyanı ile ilişkilendirilmiş ve bu isyanda Genel Başkanı olduğu TPCF’nin de rol aldığı iddia edilmişti. İsmet İnönü başkanlığındaki hükümet tarafından bu olay bahane edilerek 5 Haziran 1925’de Bakanlar Kurulu kararı ile tüm muhalif gazeteler ve partilerle birlikte TPCF de temelli kapatılmıştı. Daha sonra, Kâzım Karabekir, Haziran 1926’da Mustafa Kemal’e düzenlenen İzmir suikastı girişimi ile ilgili olarak tutuklanmış, İstiklal Mahkemesi’nde idam ile yargılanıp, beraat etmişti.
Kâzım Karabekir Paşa, askerlik yaşamı boyunca büyük başarılar kazanmış ve bu başarıları sonucu Türkiye’nin bugünkü Kuzeydoğu sınırlarını çizen bir Komutan olarak adını tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Bulgarca, Fransızca, Almanca ve Rusça bilen ve 1. Dünya Savaşı sonunda Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer alarak Onunla birlikte efsanevi üne sahip olan komutanlardan biri, şüphesiz Kâzım Karabekir Paşa’dır.
Kazım Karabekir Paşayla ilgili olarak anlatılan bir anekdot vardır. Anekdot, Kazım Karabekir Paşa’nın İstiklâl Mahkemesine sevkiyle ilgilidir. Gerçi, anekdotu bir yerde okumadım. Tamamıyla kulaktan dolma! Bir sohbet Meclisinde şöyle anlatılmıştı:
İstiklâl Mahkemesine sevkedilenler genelde idama mahkûm edilirlerdi. Kâzım Karabekir Paşa’nın da sevkedildiği İstiklâl Mahkemesinde idam cezasına çarptırılabileceği ihtimali üzerine, komutanlarını canlarından çok seven birçok subay, sivil elbiselerle ve silâhlı olarak mahkemeyi izlemeye gitmişlerdi. Kazım Karabekir Paşa mahkeme salonuna girdiğinde, subaylardan biri “DİKKAT” komutu çekmiş, bunun üzerine, mahkeme salonundaki sivil giyimli bütün subaylar esas duruşa geçmişlerdi. Tabii, bu durum mahkeme heyetini büyük ölçüde etkilemişti.
Sıra Kazım Karabekir’in ifadesinin alınmasına gelmiş. Hâkim, usulen sormuş:
-Adın, soyadın?
Kazım Karabekir Paşa sinirlenerek:
-Behey utanmaz, benim adım tarihte yazılı. Sen benim adımı bilmiyor musun? diye cevap vermiş!
Yine öyle anlatılır ki, İstiklâl Mahkemesi üyeleri, salonu dolduran sivil subayların da etkisiyle, Kazım Karabekir Paşa için kendi evinde göz hapsinde tutulması şartıyla BERAAT KARARI vermişler.
Tabii, İstiklâl Savaşı Kahramanı Kazım Karabekir Paşa ile 15 Temmuz 2016’da darbe girişiminde askerleri tarafından derdest edilen Fetöcü paşaları aynı kefeye koyacak değiliz. Netice itibarıyla KOMUTAN VAR, KOMUTANCIK VAR!
26 Ocak 1948 tarihinde ebediyete intikal eden İstiklâl Savaşlarının Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’yı rahmet ve minnetle anıyoruz.
