Ülkemizi içine düştüğü ekonomik sıkıntıdan düzlüğe çıkarmak için, bir zamanlar olduğu gibi devlet eliyle vücut buldurulacak üreten ve ekonomiye kazandıran tesislere ihtiyaç var kanımca…
Günümüze dek işsizliği aşağılara çekmek adına gösterildiği ifade edilen gayretler sonuç vermediğine göre, bir takım teşvikleri içeren uygulamaların bundan böyle de bir işe yaramayacağını söylemek yanlış olmaz elbet… İş adamlarına yapılan yatırım çağrılarına kulaklar tıkalı kaldığından yakınıldığına göre, işsizliği aşağılara çekmeye yönelik verilen teşvik ve benzer desteklerden neden olumlu sonuç alınmadığını sorgulamak gerekir ve bu gereklilik yerine getirilmediğinden, “işsizliği azaltacağız” söylemleri, laftan öteye geçmiyor maalesef…
Kurtuluş Savaşının zaferle noktalanmasından sonra tam bağımsızlık ilkeleri içinde en önemlisinin ekonomik bağımsızlık olduğu gerçeğini göz önünde tutan ülkemizin yöneticileri, insanlarımıza ekmek kapısı aralayan ve ekonomiye kazandıran tesislere vücut buldurmuşlardı ve bu güzelim tesisler, daha sonra “Devletin sırtında kambura dönüştü” gerekçesiyle yok pahasına çıkarılmış oldular elden…
İlk açıldıklarında ekonomiye kazındıran tesislerin zarar etmeye başlamaları nedeni, siyasilerin arpalığına dönüştürülmesiydi ve değişik tarihlerdeki satışlarla yaklaşık 70 milyar dolara elden çıkarılan bu tesislerin aynısını günümüzde satıldıkları fiyatın 20 katıyla mal etmek imkansız… Üreten ve ekonomiye kazandıran tesisleri daha da yaygınlaştırmak gerekirken, işsizliği mevcut tesislerde gidermek, daha kolay geldi ülkemiz yönetiminde söz sahibi olanlara… Aynı zihniyet mensupları, İkinci Dünya Savaşında yerle bir olan Almanya’ya işçi gönderildiğinde de, “işsizlere iş bulduk” diye de gururlanıyorlardı adeta… Oysa, o yıllarda Almanya ve başka ülkelere çalışmak için giden vatandaşlarımız kendi vatan topraklarında bir işe kavuşma şansı bulsaydılar, güçlerini başka ülkeler için değil, kendi ülkeleri için kullanmayı tercih edeceklerdi ve yıllar önce Almanya’ya çalışmaya giden bazı tanıdıkların ifadelerinden biliyorum bunu… “Çalışmak üzere cennet vatanımızdan ayrılırken büyük bir üzüntü duyuyorduk ama ne yapalım mecbur kalmıştık… Aradan yıllar geçti ve şimdi gittiğinize pişman mısınız diye sorulacak olursa, hiç de pişman olmadığımızı ifade edebiliriz.. Çünkü, emeğimizin karşılığını alıyor ve sağlık başta olmak üzere her türlü hizmetten oranın vatandaşları gibi istifade ediyoruz. Aldığımız emekli maaşı ile ülkemize gelip yerleşsek, milyonlarca vatandaşımıza nazaran çok lüks yaşayabiliriz…” diyen gurbetten gelen dostlarımı dinlerken, kalkınmış ülkeler safında yer alamamaktan duyduğum üzüntü, büyüyor daha da…
Ekonomiyi düze çıkarmak için daha çok üretmemiz gerekiyor ve ekonomiye katkı sunacak tesislere ihtiyacımız var kesinlikle… Yapılan özelleştirme sonrasında, her ne kadar bundan böyle devletin sırtında kambur teşkil edecek tesisler kurulması mümkün değildir diye düşünülüyor olsa da, gelinen noktada devlet bünyesinde rantabl olacak tesislere vücut buldurmanın kaçınılmazlık arz ettiği gerçeği göz ardı edilmemeli!… Yap-İşlet-Devret modelini ekonomiye kazandıracak üreten tesisler için yaşama geçirmek, aynı modelle garantiler verilip yaşama geçirilen hizmetlerden çok daha hayırlı olacaktır diyerek dikkatini çekmek isterim etkili ve yetkililerin!..
Milyonlarca insanımız gücünün atıl durumda olması, ülkemizin en önemli sorunlarındandır ve bu gerçeğin dikkate alınarak gereğinin yapılması, geciktirilmemelidir artık!..
YORUMLAR