Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

EKONOMİNİN BATTIĞININ VE ADALETİN ASKIYA ALINDIĞININ İTİRAFI KONUŞMALAR!

Son günlerde ve özellikle Berat Albayrak’ın Bakanlıktan istifa etmişini müteakip AKP’li üst düzey yetkililer,  konuşmaları içinde adeta ekonominin battığının ve demokrasinin askıya alındığının itirafını yapmaktadırlar. Ekonomik reformlar yapılacağının açıklanması, ülkede adeletin, hukukun ve demokrasinin yeniden tesis edileceğinin belirtilmesi, ekonomide ve demokraside yaşanan durumların hiç de iyi olmadığının kabullenilmesi anlamına gelmez mi! Siz hiç, adli mekanizmanın tıkır-tıkır işlediği demokrasiyle sorunu olmayan bir Avrupa devletinde adaleti yeniden tesis etmekten, hukuka güveni sağlamaktan bahsedildiğini duydunuz ya da işittiniz mi! Yok öyle bir şey. Rayında olan bir sistem için (rayına oturtacağız) demenin ne alemi var.

Bu bir gerçektir ki, Türkiye’de son yıllarda yaşanan hukukun egemenliği değil, egemenlerin hukukudur. Türkiye’de bir egemen sınıf vardır ve bu egemen sınıf, elastiki bir şekilde yasaları hep kendinden yana yontmaktadır. Torba yasa teklifleriyle, kurumsallaşmış yasalar dahi değiştirilmekte, demokrasinin (D)sine bile tahammül etmeyen bir zihniyetin hakimiyeti açık bir şekilde hissedilmektedir.

Ama artık bunun böyle gidemeyeceği belli olmuştur. Türkiye’de hukukun işlemeyişi, sadece bu milletin sorunu olarak kalsaydı, (altta kalanın canı çıksın) mantığıyla hareket edilmeğe devam edilecekti. Ancak, dünya çok küçülmüştür. Türkiye’deki bir hukuksuzluk, sadece Türkiye’de kalmıyor. Dış ülkeleri de ırgalıyor. Hukuk ve demokrasi kurallarının işlemediği bir ülkeye, yatırımcılar gelmiyor, gelmeğe cesaret edemiyor. Mevcut yabancı sermaye de kaçıyor. Hatta, sadece yabancı sermaye değil, milli sermaye de, fırsatını buldu mu yurt dışına çıkış yapıyor.

İnanın ki, bu ülkenin paralarını başka ülkelere kaçıranlar arasında, başı çeken yandaşlar vardır. Kendilerinin ve ailelerinin geleceklerini garanti altına almak adına dış ülkelerin bankalarındaki gizli hesaplara para kaçıranların varlığını aklı başında herkes biliyor. Bu ülkenin zenginleri bile, Türkiye’nin demokrasisine ve geleceğine güvenmeyerek, servetlerini dış ülkelere kaçırıyorlarsa, başka ülkelerin yatırımcılarının ülkemizde yatırım yapmalarını beklemek safdillik değil mi!

Evet, çıvaldız artık çuvala sığmıyor. Bu ülkede demokrasinin ve hukukun askıya alınması sonucu ekonomi de büyük bir batağın içine saplanmıştır. Biran önce bozulan güvenin tesis edilmesi gerekir. Yıkmak kolay, yapmak ise çok zordur. Bakalım, mevcut AKP iktidarı kendi eliyle yıktığı demokratik teamülleri ve bunun sonucu olarak bozulan ekonomiyi tekrar işler hale getirebilecek mi! Yoksa, konuşmalar boş havanda su dövmek işine mi dönecek korumaya yöneliktir. Senin gayen ise, benim gazaba gelerek hem yabancıyı, hem merhametli vezirimi cezalandırmaya yöneliktir. Böyle merhametsiz birinin, yanımda çalışmasını istemem! diyerek, ikinci vezirin görevine son vermiş. Yabancıyı da, tercümeyi yanlış yapan vezirini de affetmiş!

(Allah’ım affedicisin, affı seversin. Beni affet!) hadis-i şerifini de anımsatarak, mesajımızı noktalayalım.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER