1939 yılından itibaren Atatürk’ün düşüncelerinden ve ideallerinden vazgeçilmemiş olsa, bugün gerçekten ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1940’larda Atatürk’ün önerdiği Türk Kültür ve Tarihini öğretmekten vazgeçerek, batının kendini bize kendi menfaatleri doğrultusunda öğretme yoluna gidilmeseydi ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1945’lerde Atatürk’ün kurdurduğu uçak fabrikalarını, askeri malzeme üretim tesislerini kapattırıp, ABD’den askeri yardım ve borç alınmaya başlanmasaydı ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1948’lerde ABD’nin emriyle köy enstitülerimiz itibarsızlaştırılmaya başlanmasaydı, ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1949’larda Türk Milli Eğitim sistemi bütünüyle ABD’ye teslim edilmeseydi, ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1950’lerde hatta 1960 ihtilalinden sonra bile aralıksız dış borç alarak ülke yönetilmeye kalkılmasaydı ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1960’ların sonunda, Türk milliyetçiliği ve vatanseverlik ideali, ABD’nin emriyle Türk-İslam sentezine dönüştürülmeseydi, Türklük bugün Araplaşmayacak, FETÖ’leşmeyecek ve ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
Hiçbir Allah kulu yeryüzünde Türk’ün adını dağdan taştan silemeyecekti. Türk’üm, doğruyum demeyi yasaklayamayacaktı. Binlerce yıllık dünyanın en üstün, en saygın milleti olmaya devam edecektik. Adalet ve Hukuk olacaktı.
1970’lerden itibaren ülkenin tüm sağcı, milliyetçi muhafazakâr gençliği ABD’ye ve küresel işgalcilerin istihbaratlarına yönettirilmeseydi, ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1970’lerden itibaren ülkenin tüm solcu, devrimci, ilerici gençleri, yine küresel sermayenin emperyalist ülke istihbaratlarına yönettirilmeseydi çok gelişmiş bir ülke olacaktık ve ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
Siyaset, ordu, istihbarat, kültür, eğitim, dil, din, ekonomi, ABD’ye ve batı emperyalizminin idaresine terk edilmeseydi ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
1980’den sonra, ülkenin tüm varlıkları, küresel sermayeye, küresel tefecilere özelleştirme adı altında teslim edilmeseydi, binlerce yeni fabrika yapacak, kendimiz üretip kendimiz satacaktık ve böylece ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
Bugün 20 milyon işsizimiz olmayacaktı. Fethullahlar türeyemeyecek, PKK oluşamayacaktı.
Kıbrıs’ta 1974 harekâtından sonra her yer Amerikan Kolejleriyle, İngiliz, Fransız, İtalyan Kolejleriyle donatılmak yerine, fabrikalarla donatılsaydı, Kıbrıs bugünkü garip, sahipsiz ve muhtaç durumda olmayacak ve elden çıkmayacaktı.
Din gibi çok önemli ve kutsal bir kurum, devlet denetiminden uzak, siyasetçilerin ve sahtekâr satılmış şeyhlerin eline bırakılmasaydı, bugün vatan hainliğinin en örgütlü merkezi haline getirilemeyecekti. İşgalci ülkeler din adamlarını satın alarak ülkemizi ele geçiremeyecekti. Dinci darbeler yaptıramayacaktı. Din bu kadar kötüye kullanılamayacak ve kutsallığını koruyacaktı.
Trilyon dolarlık madenlerimizin üç kuruşa küresel şirketlere devredilmesine engel olunsaydı, adalet, demokrasi ve kalkınmışlık olacak ekonominin kitabı yazılmış olacaktı.
Saymakta biteceği yok da şimdi herkes bu sorunların neresinde yer aldığını, bilmeyerek kimlere destek vererek sorunlara katkıda bulunduğunu iyice bir düşünsün. Bu sorunların tamamı her alanda Atatürk’ten uzaklaşmanın bedelidir.
Ekonominin kitabını yazdık demekle, ekonominin kitabı yazılmış olmuyor maalesef!..