(EN BÜYÜK REİS, BAŞKA BÜYÜK YOK!)

 (KİBİR ABİDELERİ) deyimi son günlerde epey kullanılır oldu! Gerçekten de kibir en onulmaz manevi hastalıkların başında gelir. İblis’i, şeytan yapan da kibridir. (İp inceliğinden, insan kibrinden kopar) deyimi boşuna söylenmemiştir.

Peki, bu deyimin yaygınlaşmasının sebebi nedir. Sebep şu! Güngören Belediye Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi adlı zat-ı muhterem(!) bir belediye çalışanına:

“Bana neden selam vermedin? Madem selam vermedin, bu tuvaletin önünde bekleyip gelene geçene selam vereceksin” diye ceza vermiş!

Olay, sosyal medyada haber olunca, başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, partilerinden olan bu kişinin üzerini çizerek (Kibir abideleriyle yol almak bize yakışmaz!) denilmiş ve büyük bir isabetle görevine son verilmiş!

Çevremize şöyle bir baktığımızda, o kadar çok KİBİR ABİDELERİ görüyoruz ki, adeta (küçük dağları ben yarattım) havası içindeler. Kibir hastalığı, bulaşıcı bir hastalıktır. Büyüklerden, küçüklere sirayet eder. Büyüğü mütevazi olanın, küçüğü de mütevazi olur. Küçüklerin, büyüklerini örnek almaları doğaldır. Bu bakımdan, Güngören Belediye Başkan Yardımcısının kimleri örnek aldığına bakmak gerekir.   

Atalarımız diyerek sözde örnek aldığımız Osmanlı Padişahları Cuma namazından çıkışlarında kendilerine (Gururlanma padişahım, senden büyük ALLAH VAR) diyerek uyarsınlar diye paralı çığırtkanlar tutmuşlardı. Günümüzdeyse, padişah yok ama (EN BÜYÜK REİS, BAŞKA BÜYÜK YOK!) diyen çığırtkanlardan geçilmiyor.

Oysa kibir hakkında o kadar çok ayet ve hadis-i şerif var ki, bunlardan insan olarak ders almamız gerekir.

İşte kibirle ilgili bazı ayet-i kerimelerin meali aileleri:

*Ve meleklere: “Adem’e secde edin” dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kâfirlerden oldu.

*(Allah) Dedi: “Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?” (İblis) Dedi ki: “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın.”

*”Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.”

 *”Allah’tan kork” denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o.

*Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler), içlerinden iman edip de onlarca zayıf bırakılanlara (müstaz’aflara) dediler ki: “Salih’in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?” Onlar: “Biz gerçekten onunla gönderilene inananlarız” dediler.

*Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de şöyle) dedi: “Biz de, gerçekten sizin inandığınızı tanımayanlarız.”

*Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden engelleyeceğim.

*Sonra bunların ardından Firavun’a ve onun önde gelen çevresine Musa’yı ve Harun’u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkâr bir kavimdi.

*Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve gerçekten ölçüyü taşıranlardandı.

*Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet taddırsak, kuşkusuz; “Kötülükler benden gidiverdi” der. Çünkü o, şımarıktır, böbürlenendir.

*Öyleyse içinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların konaklama yeri ne kötüdür.

*Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin.

*İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından girin. Artık mütekebbirlerin konaklama yeri ne kötüdür.

***

Kibrin ne denli bir manevi hastalık olduğunu belirten daha bir nice ayet-i kerimeler, hadisi şerifler, atasözleri, deyimler vardır. Ancak, (Ele verir talkını, kendi yutar salkımı) deyimindeki gibi davrandığımız bir gerçektir…

Vesselâm…