10-16 Mayıs arası günler (ENGELLİLER HAFTASI) olarak tespit edilmiştir. Amaç, engelli insanları topluma kazandırmak ve diğer insanlarla eşit ölçüde haklara sahip olmalarını sağlamaktır. Hafta boyunca etkinlikler düzenlenerek engelli bireylerin sorunlarına dikkatler çekilmekte, yaşamlarını kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması konusunda hem yasal, hem de toplum olarak çareler aranması hedeflenmektedir.
Ülkemizde hâlâ pek çok insan engellileri anımsamayı kaldırımlarda, alt geçitlerde üstü kabartmalı sarı çizgileri süsleme sanadursun, gerçekte Engelliler Haftasında asıl ilgilenilmesi gereken konular nelerdir. Bugün bunları irdeleyelim.
Engelli olmak asla utanılacak ya da saklanması gerekecek bir durum değildir. Unutmayalım ki hepimizin, herkesin her an için engelli olma riski vardır. Bir trafik kazası, ağır seyreden bir hastalık ve benzeri durumlarda engelli duruma düşmeyeceğimizin garantisi var mı!
Bugün engelli vatandaşların sorunlarına kafa yormaz, ilgilenmezsek, yarın çok pişman olabiliriz. Yolda yürürken bize çarpan bir araba, yemek yaparken gözlerimize sıçrayacak kızgın yağ, ilerleyen yaşta duymaz hale gelecek kulaklarımız bir anda bizi engellilerin saflarına katabilir! Bu bakımdan, Engelliler Haftası bütün bunları düşünmeniz için iyi bir fırsattır.
Yapılan istatistiklerde Türkiye’de her 100 evden beşinde engelli bir vatandaşımızın var olduğu tespit edilmiştir.
Ülkemiz genelinde yaklaşık 5 milyon civarında engelli vatandaşımız bulunmaktadır. Çeşitli sakatlıklar ve kazalar sonucu belirli becerilerini yitirmiş kişiler de eklendiğinde sayı neredeyse 10 milyonu bulmaktadır.
Engelli vatandaşlarımızın dörtte birine yakınını zihinsel engeliler oluşturuyor. Engelli vatandaşlarımızın yarısından fazlasının bedensel engeli var.
İşitme ve görme engelli vatandaşlarımızın toplam oranı da engelli vatandaşımızın 10’da ikisine yakındır.
Yapılan araştırmalarda 86 milyonluk nüfusumuzda ortalama 1 milyon kişi engelli vatandaşlarımızı hakir görüyor.
24 milyon gibi bir çoğunluğun engelli vatandaşlara acıdığı ve empati kurduğu tespit edilmiş bulunulmaktadır.
Yine 86 milyonluk ülkemizde nüfusumuzun 4’te birine yakın kesimi engellilerle dostluk kuruyor ve onlara yardımcı oluyor.
Engelli vatandaşlarımızın 80 bin kadarı 0-7 yaş grubunda! 60 yaş üstü engelli vatandaşlarımızın sayısı ise neredeyse yarım milyona yakın! Sosyal devlet olmanın gereği olarak evde bakım hizmeti verilen 400 bine yakın engelli vatandaşımız bulunuyor.
Herhangi bir işte çalışacak 18-50 yaş grubunda 700 bin civarında engelli vatandaşımız bulunmaktadır. Buna karşın Türkiye İş Kurumu verilerine göre kamu ve özel sektörde çalışan engelli vatandaş sayısı ancak 90.000 civarındadır.
Yapılan anketlere göre ülkemizde zihinsel engelli kişileri tanımlarken %30 oranında mahcup, mutsuz, yalnız ve üzgün kelimeleri tercih ediliyor.
Ülkemizde engelli vatandaşlara yardımcı olan derneklere ya da vakıflara üye olan kişi sayısı o kadar az ki ancak toplam nüfusun %0.04’üne denk geliyor ki bu oranın içinde kendisi de engelli olan vatandaşlar çoğunluktadır!
Tüm bunlara karşın ülkemizde engelli vatandaşlara gereken ilgi ve yardımın gösterildiğine inananların oranı %10 ila %15 arasında!
Engellilere acımak yerine, sorunlarına sahip çıkalım, ellerinden tutarak muhtaç durumda bırakmayalım. Eğitilebilecekleri eğitelim, iş yapabileceklere, becerilerine göre iş verelim. Bunu bireysel olarak değil, yasalarla gerçekleştirelim.
Dünya geneline baktığımızda günümüzde dünyada 1 milyardan fazla engelli bulunduğu belirtilmektedir. Yani, dünya nüfusunun yaklaşık 8’de 1’i engelli insanlardan oluşmaktadır. Tabii, engellilerin durumu kademe kademedir. Kişinin engellilik oranıyla tanımlanır. Gerçekte, engelli olmayan tek insan dahi yoktur. Çünkü tutkular, aşırı eğilimler, fanatik yapılanmalar da birer engeldir. Herhangi bir futbol takımına fanatik derecede tutkusu olan kişi de aslında bir engellidir.
Bizim asıl konumuz, toplumun engelli olarak kabul ettiği kişilerdir. Bunları bedensel, ruhsal ve fiziksel engelliler gibi gruplara ayırabiliriz. Evet, toplum olarak engellilere sahip çıkmak gibi bir sorumluluğumuz vardır. Engellileri, topluma adapte etmek için eğitim tesisleri kurmak, seminerler, konferanslar düzenlemek, dernekler, federasyonlar aracılığıyla bu gibi işleri üstlenmek, toplumsal görevler arasındadır. Unutmayalım, Engelli kişilere ufak bir dokunuş bile çok işleri değiştirmeğe yetebilir.
TAŞLAMA
MÜSLÜMANLAR UYANIN
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
GÖZÜ KÖR MÜ DÜNYANIN
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
İSTİBDAT VE TAHAKKÜM
VAHŞET, ŞİDDET VE ZULÜM
ÖLÜM YAĞIYOR ÖLÜM
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
ABD HİMAYESİ
VE YAHUDİ FİTNESİ
ZULMÜN MÜŞTEREK SESİ
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
“METİL VELET” FERYADI
HÂLÂ UNUTULMADI
ZULÜMDÜR BUNUN ADI
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
ESİR MESCİDİ AKSA
KAN SEBİL OLUP AKSA
EĞER DİNİMİZ HAKSA
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
İŞTE HAZIRDIR BURAK
HEM FİLİSTİN, HEM IRAK
EY MÜSLÜMAN UYAN, BAK
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
UTANALIM MİRAÇ’TAN
O RAKİB-İ BURAK’TAN
UYAN MÜSLÜMAN, UYAN
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
“UTANÇ DUVARI”NI YIK
BURAK’LA Mİ’RACA ÇIK
YETER BU ZULÜM ARTIK
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
YİNE BİR SELAHATTİN
GELSİN BU ZULÜM BİTSİN
EY EYYÜBİ BİR SİLKİN
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
BİR YANDA ASHAB-I FİL
BİR YANDA AKSA VAR BİL
GELSİN “TAYRAN EBABİL”
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR
ÂBİD, ALLAH’A YALVAR
AKSA HÜR OLSUN TEKRAR
UYANIN MÜSLÜMANLAR
FİLİSTİN KAN AĞLIYOR