Mevcut iktidarın ittifak görüşmelerine ve kongrelere bu kadar hız vermesinin ana nedenlerinden biri de erken seçimdir.. Her geçen gün biraz daha eridiğinin farkında olan iktidardan parlamenter sistem çağrıları da her an gelebilir.. Ülkemizde zamanında bir esnafımız yazar kasa attı diye seçime gidildi.. Günümüzde her gün ortalama 273 esnaf kepenk indiriyor ve buna rağmen bazı siyasilerin kapatan esnaf yok açıklamalarını dost meclislerinde yapılan sohbetlerde hemşerilerimiz, milletin aklıyla alay etmek olarak yorumluyorlar..
Merhum Başbakanımız Bülent Ecevit, 2001 krizi ile milleti aç/açıkta bıraktı diyen bazı siyasiler, şimdi ki krizi marketlere bağlayarak, üretime değil betona, tarıma değil ithalata yöneldik diyemiyorlar ama zamları marketler yapıyor diyerek vatan millet sakarya edebiyatından da kaçınmıyorlar..
Hazine garantili, hatta yetmeyip İngiltere mahkemeleri garantili dolar bazında 5 şirkete borçlanarak yol, köprü, tüneller yaptırdık diyemiyorlar ama hazine sıfırlanınca, dolar lobisi diyerek gaz alabiliyorlar..
Zamların nedenini kendilerine bağlamayanlar, market darbesi deyip duruyor.. Bu elektrik, akaryakıt, doğalgaz, yol, köprü, vergi vb. zamları yapanlar kim arkadaş?
Benim anlayamadığım bu kelimeleri milletin gözünün içine baka/baka rahatlıkla söyleyebilen muhterem zevatlar lüks araçlarından inipte cidden hiç markete/pazara gitmiyorlar mı acaba?
Ekonomik durumu dillendirenlere, demokrasi ve hukuk arayışına girenlere hain denilmez.. Türkiye, Cumhuriyet tarihinde tarihi böyle bir süreç yaşamamıştır ve görünen o ki her ne kadar seçimler zamanında yapılacak açıklamaları gelse de mevcut iktidarın erken ve baskın bir seçimle çok daha fazla erimeden, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçerek ve seçime giderek,hatta gerekirse koalisyon kurarak önlem almak ve ömürlerini az daha uzatmak dışında hiçbir şansı yok gibi..