Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam

EŞEK FİYATLARI DA ARTARMI!!!

Motorlu Taşıt Vergisine zam

Motorlu Taşıt Vergisine zam geldi. Hem de az-buçuk değil. Tam yüzde 40 oranında! (El insaf!) diyeceğiz ama adamlarda insaf olmadığı ortada! Gerçi Maliye Bakanı Naci Ağbal, artışın bu yıl otomobil alacak olanlar için uygulanmayacağını söyledi ama ne fark eder, biz de zaten bu yıl alacağımız araba için para denkleştiriyorduk!!!

Orta direk vatandaşlar olarak binmek için bugüne kadar EŞEK bile alamadığımıza göre, zaten otomobil alabilmemiz imkânsız. Hele bundan sonra otomobil almanın hayalini kurmak bile abesle iştigaldir!

ÖTV, MTV, KDV olarak otomobil alımlarında ödenen vergi bazı lüks araçlarda neredeyse yüzde 200’e kadar yükselmektedir. Yani, örnek olması açısından rakam olarak belirtelim. Bu, Avrupa’da 100 bin TL olan bir otomobil, Türkiye’de 300 bin liraya satılıyor demektir.

Oysa Avrupa ülkelerinde her ailenin en az üç anahtarı vardır. Bunlar ev anahtarı, işyeri anahtarı ve otomobil anahtarlarıdır! Türkiye’de nüfusun yüzde 50’sinin tek bir anahtarı bile yok! Yani evsiz, işsiz ve dolayısıyla bineksizdir.

Evet, bizim otomobil alımıyla bir ilgimiz yok! Hele bundan sonra hiç olamaz! ACABA, OTOMOBİL FİYATLARININ YÜKSELMESİ EŞEK FİYATLARINI DA ETKİLER Mİ  BUNU şimdi bunu düşünüyoruz. Olur ya, binek olarak belki bir EŞEK ALIRDIK!

“ONU, SİZ SÖYLÜYORSUNUZ!”

Geçmiş yıllarda, Siirt Gazetesinde çıkan bir haberi ihbar kabul eden C. Başsavcısı, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak Ahmet ARITÜRK’ün ifâdesini almak için makamına çağırmış. Bahse konu haberde, bir müteahhidin, kendisine ihale verilmesini sağlaması için bir siyasiye sıfır kilometre taksi verdiği yolundaki söylentilere vurgu yapılıyormuş. Haberin özeti şöyleymiş:

 “Şehrimizde, bir müteahhidin, kendisine ihale verdirsin diye, bir siyasiye sıfır kilometre araba hediye ettiği söyleniyor!”

Başsavcı, Ahmet ARITÜRK’e:

-Biz bu haberi ihbar kabul ettik. Haberde bahsedilen müteahhidin ve siyasinin isimlerini ver. Haklarında soruşturma yapacağız demiş.

Rüşvet alıp verme işi, iki kişi arasında olur. Gerçek olduğu bilinse bile, ispatı zordur. Bunun için “Rüşvetin belgesi olmaz!” denilir. Bu bakımdan, olayın gerçek olduğu belli olduğu, hatta, taksiyi veren müteahhit ile taksiyi alan siyasilerin adlarını bildiği halde, ispat edemeyecek olduktan sonra, adlarını vermesi durumunda kendisi suçlu duruma düşecek olduğu için Ahmet Arıtürk, Başsavcıya:

-Ben, sadece söylentileri yazdım. Elimde olayla ilgili ne kanıt var, ne de ispatlayacak bir belge! Bu bakımdan isim veremeyeceğim. Hem zaten, Gazeteci, haberinin kaynağını belirtmek zorunda değildir diye cevap vermiş.

Bütün zorlamalara karşılık, Ahmet Arıtürk’ün ağzından ne taksiyi veren müteahhidin ve ne de alan siyasinin adlarını alamayan Başsavcının kendisi bu sefer söylenmiş:

-Taksiyi veren müteahhit …….., alan siyasi ………. mı!

İşin doğrusu, Başsavcının verdiği isimler, bu konuda adları dolaşanlarmış. Meğerse, Başsavcıya başka kanallardan aynı haber ulaşmış ama, amacı, dâva açabilmek için bir kanıtmış. Gazete haberini ve Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürünün ifâdesini delil olarak öne sürecek ve dâvâ açacakmış!

Ahmet Arıtürk, verilen isimlerden Başsavcının da olaydan haberdar olduğunu anlamış ve şu cevabı vermiş:

-Sayın Başsavcım, taksiyi veren müteahhit ile taksiyi alan siyasinin kimliklerini siz söylüyorsunuz, ben değil!