Nasrettin Hocanın meşhur bir fıkrası var ve çoğumuz bunu biliriz. Nasrettin Hocanın, biri bostan sahibi diğeri çanak çömlek yapanla evli iki kızı bulunuyor. Birinin evine gidiyor, kocasının diktiği fidelerin yeşermesi için yağmur duası istiyor. Diğer kızının evine gidiyor, o da kocasının yaptığı çanak çömleklerin kuruması için güneşli bir hava olması için dua etmesi talebinde bulunuyor. Kendi evine geldiğinde Nasrettin Hoca ellerini kaldırıp “Ya Rabbi en iyisini sen bilirsin “ diye dua ediyor.
Bugün ele alacağım konu bu fıkradaki olaya benziyor. Ailede olduğu gibi toplumda da aynı konuda birbirine zıt iki fikir ortaya çıkabiliyor ve her bir fikrin sahipleri de kendi açılarından haklıdırlar. Birbirine tam zıt olmalarına rağmen, bunları elimizin tersiyle itemiyoruz ve saygı duymak zorundayız.
Bilindiği üzere devletimiz hem piyasada bir nebze olsun fiyat kontrolünü sağlama, hem de dar gelirli vatandaşın ucuz ürün bulabilmesi için bazı kurumları hizmete sokmuştur. Bunlardan bir tanesi de Et ve Süt Kurumudur. Bilinen daha önceki adıyla et balık kurumu. Bu kurumumuz piyasadan daha ucuz fiyatlarla et, sucuk, kavurma ve diğer hayvansal ürünleri satıyor. Dar gelirlerin yanı sıra orta halli vatandaşların da yoğun ilgi gösterdiği bu ürünler, kurumun bazı illerde açtığı şubelerde satışa sunuluyor. Bu ürünlere o kadar yoğun ilgi gösteriliyor ki, önünde kuyruklar oluşuyor ve birçok kalemde aynı kişiye belirli bir sayıda satış yapılabiliyor. Bu kurumun bize en yakın şubesi Diyarbakır’da bulunuyor.
Bu kurumun yanı sıra son zamanlarda Tarım Kredi Kooperatifleri de tanzim satış mağazaları açmaya başladı. Bu kurumda çeşitli illerde faaliyet gösteren kooperatiflerin ürünlerini aracısız bir şekilde daha ucuza temin ediyor ve mağazalarında bunları tüketiciye ulaştırıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamada bu kurumun 500 civarında tanzim satış mağazası açacağını da belirtti.
Siirt’in ekonomik durumu ve dar gelirli kişi sayısının çokluğu ve bayramdan bayrama evlerine et giren ailelerin sayısı düşünülerek bu ve benzeri kurumların ilimizde şube açmaları için çaba harcanması gerektiği kanaatindeyim. Bu kurumlarımızın şube açmaları durumunda Nasrettin Hocanın fıkrasında olduğu gibi bazı esnaflarımız mutlaka belirli bir oranda zarar görecek ve bunları istemeyeceklerdir. Ancak bunlardan yararlanacak olan geniş kitleyi düşündüğümüzde bu kadar zarar katlanılır, daha doğru bir deyimle; “bu kadar ayıp kadı kızında da olur” diye düşünüyorum.
Yetkililerimizden bu konularda gayret bekliyoruz.
YORUMLAR