Demokrasi, çoğunluğun kararının uygulandığı rejimin adıdır. Seçimler bunun için yapılır. Yani, demokrasilerde çoğunluk ne derse o olur. Peki çoğunluğun dediği, ya da benimsediği her zaman doğru mudur. Büyük çoğunlukların, bazen büyük yanılgılar içinde olabileceklerini örnekleriyle açıklayalım.
Dünyada 8 milyar insan yaşamaktadır. Ve bu insanların toplamda inandıkları 4 bin 300 din ve mezhep bulunmaktadır. Semavi dinler ve diğer inanç sistemlerinin yanı sıra inançsızların da yer aldığı dünyada en çok mensubu bulunan din Hıristiyanlıktır. Dünyadaki Hıristiyanların sayıları 2.5 milyarın üstündedir. Bunun yanında dünyadaki Müslüman sayısı 2 milyar kadardır. Yani, eğer çoğunluğun inandığı doğru olsaydı, hak dinin Hıristiyanlık olması gerekirdi! 8 milyardan, 2 milyarı düştüğünüz zaman, geriye kalan (6 milyar insan Müslüman değil) demek olur ki, çoğunluğun her zaman haklı olmadığı gerçeği ortaya çıkar.
Tabii, tarihin derinliklerine inilirse, bunun daha nice örnekleriyle karşılaşmak mümkündür. Hazret-i Nuh’a sadece 40 kişi iman etmiştir.
Dinle ilgili konularda örnekleri sıralarsak, sayfalara sığmaz. Galileo (Dünya yuvarlak) dediği zaman, hiç kimse inanmamıştı. Ama gerçekte dünya dönüyordu. Demek, çoğunluk yanlıştı. Doğru olan Gelileo idi.
Bizim Keloğlan masallarında bir tellal vardır. O tellal padişahın fermanını okuduğu zaman, dikkatleri çekmek için (Ey ahali! Ey kuru kalabalık!) diye bağırır. Yani, kalabalıkların çoğu kuru kalabalıktır. Bundan anlaşılan, her kalabalık, her çoğunluk haklı demek değildir.
İnsanların doğruyu bulabilmeleri, bilebilmeleri için bazen eğitimli olmak bile yeterli olmuyor. Eğer bütün okuyanlar neticeye en iyi ulaşanlar olsalardı, dünyanın yönetiminin Profesörlere bırakılması gerekirdi.
Evet, çoğunluk demek, her zaman haklı taraf demek değildir. Bazen, bir kişinin söylediği, bin kişi tarafından kabul edilmezse bile doğrudur. Kendimizi sayı hesabıyla aldatmamıza gerek yok. Hak var, batıl var. Ne hikmetse, toplumlarda batıla meyil her zaman için daha fazladır.
YORUMLAR