FAİZ VE ENFLASYON!

Diyanet İşleri Başkanlığının TOKİ evleri konusunda verdiği FETVA tartışıladursun, bir de enflasyon gerçeği var. Günümüzde enflasyon denilen canavar, paranın kıymetini sürekli düşürmektedir. Düşünün ki, bir ara paramız öylesine değerden düştü ki, tam BEŞ SIFIR silindi de, rayına oturur gibi oldu. İnanın, bu gidişle 5-10 yıla kalmaz, yeniden bir BEŞ SIFIR daha silmek zoruyla karşı karşıya kalabiliriz.

Peki, enflasyonun böylesine hükümferma olduğu bir süreçte, bir vatandaş, bankaya vadesiz mevduata faizsiz faraza 10 bin TL yatırsa, parası bankada 1 yıl kalsa, parasını aldığı zaman, yatırdığı zamanki satın alma gücünde mi olacak. Bakın, 10 bin TL’nin 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla altın olarak değerlendirilmesi durumunda 1460 TL olan 7 Cumhuriyet altını alabilirdi. 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla aynı 10 bin TL ile ancak 5 Cumhuriyet altını alınabilmektedir. Yani, 1 Ocak 2019 yılına göre 10 bin lirasının cumhuriyet altını satın alma gücü 7 adet iken, 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla 5 cumhuriyet altınına düşmüş olmaktadır. Bu durumda, 2 Cumhuriyet altını kaybı var, demektir.

Doğrusu şu ki, enflasyondan dolayı meydana gelecek kaybın giderilmesi açısından enflasyona paralel bir faiz oranının sıhhat derecesinin araştırılması gerekir. Bizce din adamları bu konu üzerinde kafa yormalı, kat-kat faiz değil, enflasyon oranında bir faizin caiz olup olmadığı konusunu masaya yatırmalıdırlar.

Diyanet İşleri Başkanlığı Fetva Kurulu, asıl bu konu üzerinde durmalı, faiz ve enflasyon arasında bir denklem kurmalıdır. O zaman, TOKİ konutları konusunda verilen fetvanın belki bir anlamı olabilir!

ANEKDOT

Paranın kıymetli olduğu, satın alma gücünün yüksek bulunduğu yıllarda, biri, bir dostundan BİN TL borç para almış. Aradan yıllar geçtikten ve paranın kıymeti pula dönüştükten sonra, borçlu şahıs götürüp BİN LİRAYI alacaklısına vermek istemiş. Zaten, borcunu almaktan çoktan umudunu kesmiş olan alacaklı, istihzayla gülümseyerek söylenmiş:

-Bak kardeşim, ben sana bu BİN lirayı borç olarak verdiğim zaman, etin kilosu 2,5 liraydı, şimdi olmuş 50 lira. Yani o zaman o parayla 400 kilo et alabilirdim, şimdi bu parayla 20 kilo et alabileceğim. Paran senin olsun. Merak etme, yine de sana hakkımı helal ediyorum.