Allah insanları farklı karakterlerle yaratmak yerine, birbirlerine tıpatıp benzeyecek şekilde can veremez miydi?. Torna makinesinden çıkan seri mamuller gibi her özelliği aynı olan, kadınlar ve erkekler.. Boyları, kiloları, renkleri, karakterleri, siması.. Böyle bir şeyin dünyayı ne kadar değersizleştireceğini görmek hiç de zor değil.. Yaşama arzusunu, çalışmayı, üretmeyi, paylaşmayı motive eden en önemli şey farklılıklarımızdır.. Sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, acıma duygusunu, merhameti bu farklılıklar doğurur.. Çirkin diye bir şey olmasaydı, güzel diye bir şey olur muydu?
Zayıf diye bir şey olmasaydı, güçlü diye bir şey olur muydu?. Güzel olanlar varlığını çirkine, güçlü olanlar da zayıfa borçludur.. Bir şeye büyük diyebilmek için, karşısında küçüğünün olması şart.. Deyim yerindeyse herkes varlığını zıddına borçludur dünyada.. Yaşamı değerli kılan, dünyayı anlamlandıran en temel faktör farklılıklarımızdır ve bu farklılıklarımız bizim için çok önemli bir nimet, çok önemli bir zenginliktir.. Bu farklılıkları ortadan kaldırmaya çalışmak ne kadar akıllıca?. Farklılıkları düşmanlık sebebi görmek, ne kadar doğru?. Fıtrattan kaynaklı bu durumu değiştirmeye kalkmak, Allah’a isyan etmek ve hukukunu bozmak değil midir?. Başkasına zarar vermemek şartıyla, herkesin farklılıkları ile yaşamaya hakkı vardır.. Eskiler haddini bil derlerdi.. Haddini bilip, kendi mahrem alanında kalıp, başkalarına kötülük yapmadan, mağdur etmeden yaşamaya kimsenin itirazı olamaz.. Hiç kimseye aynı gen verilmemiştir..
Bir zamanlar Bilim Adamları genetik kopyalama üzerine çalışıyordu ve bunun kısa sürede dünyanın sonunu getireceğini gördüklerinde kıyametin düğmesine basmış oluruz diyerek bundan vazgeçtiler..
Kabul etmek gerekiyor ki; Evren bizim değil.. Dünya da babamızın çiftliği değil.. Yalnız yaratılmadık ve etrafımızda milyarlarca farklı canlı ile birlikte yaşamak zorundayız.. Haddimizi bilip, sınırı aşmadan.. Ölüm salt bir gerçek ve nasıl geldiysek, öyle gidiyoruz.. Geride sadece eylemlerimiz kalıyor..
Sokağa çıktığınızda, sizinle aynı elbiseyi giymiş birini gördüğünüzde bu hoşunuza gitmeyebilir, kendinizi farklı kılmak ve fark edilmek istiyor olabilirsiniz ve bu da en doğal hakkınız.. Aynı tepkiyi düşünceler için de verebilsek keşke.. Farklı düşünen, farklı tepki veren insanları kendimize benzetmeye çalışmasak mesela.. Herkes aynı şeyi düşünürse, kim yeni bir şey koyabilir ki ortaya?. Bilimde, sanatta dünyaya çağ atlatan isimler diğerleri ile aynı düşünceye sahip olsalardı, başarabilirler miydi?.
Bu bizim partide sıkıntı yok ama bu rakip partide ve bize düşman!. İnsanları değerlendirirken, kullanılan süzgeçlere dikkat etmek gerekir.. Süzgeci değiştirmezseniz sayıları binleri bulan ama değeri sadece bir olan aynı tür insanları toplar durursunuz etrafınıza.. Sadece size benzeyen, sizin giydiğinizi giyen, sizin gibi düşünüp, sizin gibi tepki veren insanlarla hayatınızı daha değerli kılabilmek mümkün değildir!..
