23 Nisan 2025 Salı günü yaşanan ve yürekleri ağza getiren depremde Yüce Rabbimize şükürler olsun ki, can ve mal kaybı yaşanmadı. Merkezi İstanbul olan ve saat 12:51’de meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi gün boyunca çok sayıda artçı depremler takip etti. Artçı depremlerin günlerce sürebileceği geçmişte yaşanan depremlerden bilinmektedir. İstanbul’un yanı sıra çevre illerden sarsıntıyı hisseden iller arasında Bursa, Kocaeli, Tekirdağ, Çanakkale, Yalova, Edirne, Sakarya, Eskişehir ve İzmir bulunuyor. Bu bölgelerde yaşayan vatandaşlar, sarsıntının etkisiyle ev ve iş yerlerinden dışarı çıkarak kendilerine göre güvenli alanlara yöneldiler. Hâlâ, korkularından evlerine giremeyenler var.
Türkiye’nin bir depremler ülkesi olduğu zaman-zaman yaşanan, büyük yıkımlara, can ve mal kaybına yol açan depremlerden bellidir. Deprem felaketlerine karşı gerekli önlemlerin anımsanması ve alınması açısından 1-7 Mart tarihleri arasında ülkemizde ”DEPREM HAFTASI” olarak tanımlanan bir zaman dilimi de vardır. Depreme karşı her zaman hazırlıklı olabilmemiz ve insanlarımızda deprem bilincinin oluşturulması amacıyla hafta boyunca çeşitli etkinlik düzenlenir ve tatbikatlar yapılır.
Geçmişte, büyük can kaybına neden olan 1999 Marmara Depremini ve özellikle 6 Şubat 2023’te meydana gelen büyük acılar yaşadığımız Kahramanmaraş Depremini anımsayalım. Büyük bölümü deprem kuşağında yer alan ülkemizde yaşanan depremler, bizlerin her zaman deprem gerçeğiyle karşılaşabileceğimizin en acı hatıralarını oluşturmaktadır.
Deprem konusunda kişiler olarak bizlere düşen; olası bir depreme evde, okulda, bahçede, asansörde, balkonda, ve benzeri yerlerde yakalandığımızda neler yapabileceğimizi öğrenmektir.
Öğrenmemiz gereken en hayati bilgilerden birisi de, ”Çök-Kapan-Tutun” hareketlerini uygulamak konusunda bilgi sahibi olmak ve olası bir depremde kendimize ve sevdiklerimize bir hayat üçgeni oluşturabilmektir.
Tabii, bu kişisel olarak öğrenmemiz gereken bir durumdur. Asıl yapılması gereken, inşaatların depremlere dayanıklı olması, tehlike arzeden yapılar varsa, yıktırılarak gerekli önlemlerin peşinen alınmasıdır. Burada iş Devletin resmi kurum ve kuruluşlarına düşer. Bundan böyle yapılacak binaların deprem izolatörlü olmalarına dikkat edilmeli, böylece yapıları yatay deprem kuvvetlerine karşı korumalıdır.
Yüzlerce depremin yaşandığı ülkemizde yalnız 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde resmi rakamlara göre 55 bin insanımızın can verdiğini, 100 bin kişinin yaralandığını düşünün. Hâlâ yıkımların enkazı bile kaldırılamadı. Çadırlarda, barakalarda kalan yurttaşlarımız var. Bu yıkımların sorumluları, sadece çimentodan, demirden çalan müteahhitler mi, elbette hayır! İnşaatları denetlemekle görevli kurum ve kuruluşların bu yıkımlarda büyük sorumlulukları ve veballeri vardır.
Evet, yaşanan depremlerden ibret alsak, ve gerekli tedbirleri alırsak, büyük yıkımlar yaşanmaz, can ve mal kaybı minimum düzeye iner. Gerekli tedbirleri alalım ve felaketleri kadere bağlamaktan vazgeçelim…