Kimilerine göre (Yolsuzluklar Haftası) kimilerine göre (Darbe teşebbüsü) olarak yorumlanan ve 2013 yılının 17-25 Aralık arası yaşanan günleri içindeyken bu durum bana eski bir Siirt hikayesini anımsattı. Şıh, Hacı, Hoca diye haksız yere şöhret bulan bazı kimselerin aslında ne olduklarının anlaşılması açısından bu hikâyeyi okuyucularımla paylaşmak istedim. İşte, Siirtlilerin MELLE ÇIRÇIRO hikâyesi:
Çok eski yıllarda Siirt’te yaşayan tembel mi tembel, pısırık mı, pısırık biri varmış. Evden dışarıya adımını atmaz, hanımının kazandığıyla geçinmeyi huy edinmiş bu adam KITEL’E (Siirt’e özel içli köfte) çok düşkünmüş. Kocasını bir türlü evin dışına çıkarmayı başaramayan kadın bir gün bir taktik uygulamış. KITEL yaparak tencereyi dış kapının en alt merdivenine koymuş. Kocası:
-Buraya getir de yiyeyim! deyince kadıncağız:
-Kıtel yemek istiyorsan, git tencereyi kendin getir demiş.
Evden dışarıya adımını atmaya üşenen tembel adam, mecbur kalmış, dışarıya çıkarak tencereyi alacak olmuş. Kadın, bu durumu fırsat bilerek, kapıyı içeriden sürgülemiş. Adam, kapıyı ne kadar çalmışsa da kadın açmamış ve:
-Git, kendine bir iş bulup çalışmaya başla! diye diretmiş ve kapıyı açmamış. Adam, çarnaçar çarşıya doğru yol almış. Yürürken, yolda küçük bir kalem bir de boş bir kâğıt görmüş. Eğilip almış. Sıkıntıdan, duvarın dibine çökerek kâğıda bir şeyler karalamaya başlamış. Bu arada yanından geçen iki kadın adamın ne yaptığını merak ederek durup sormuşlar. O da aklına gelen ilk yalanı uydurup söylenmiş:
-Muska yazıyorum! demiş! Kadınlardan biri:
-Aman Hoca Efendi, ne olur bana muska yaz! Kocam beni boşayıp bir başkasıyla evlenmek istiyor. Bir şirinlik muskası yaz da engel ol! demiş!
Tembel adam foyası çıkmasın diye üşengeç bir tavırla kâğıda bir şeyler karalamış ve kadına vererek:
-Al bu kâğıdı, kocanın su içtiği kaba koy! Gerisine karışma! demiş.
Tesadüf bu ya! O gün, karısının çok büyük bir mirasa konacağını öğrenen Kocası eve gelince ve sözde suyu içtikten sonra, karısına bir hayli iltifatlarda bulunmuş. Kendisini çok sevdiğini, asla boşanmayı düşünmediğini söylemiş. Kadın, bunu muskanın kerametine bağlamış. Hocanın(!) kerametini bütün mahallenin kadınlarına anlatmış. Kadınlar her bir dilekleri için MELLE ÇIRÇIRO’NUN evine gitmeye başlamışlar! Adama oluk-oluk para akmaya başlamış!
Bir gün yüzüğü çalınan bir ağanın adamı Melle Çırçıro’ya gelerek:
-Ağamın, yüzüğü çalındı. Kimin çaldığını bulmanı istiyor! demiş.
Melle Çırçıro da bol keseden atıp:
-Bulmak kolay. Ağaya söyle, adamlarını divana toplasın. Gelip okuyup üfler, hırsızın kim olduğunu ortaya çıkarırım demiş.
MelleÇırçıro böyle demiş amma, amacı adamı savuşturup, kaçmakmış! Ancak, Melle Çırçıro’nun gerçekten hırsızı bulacağından endişeye kapılan Ağanın adamı, ellerine ayağına kapanarak:
-Aman ne olur, yüzüğü çalan benim. Beni ele verme! Bir şey yap da beni bu durumdan kurtar deyince durum değişmiş. Ağanın bahçesinde hindiler olup olmadığını sormuş. Olduğunu öğrenince de, yüzüğü hırsızdan almış ve karısına bir miktar hamur yaptırmış. Yüzüğü hamurun içine koymuş. İlkin, Ağanın evi önündeki kümese giderek, yüzükle birlikte hamuru işaretlediği hindilerden birine yutturmuş. Sonra ağanın huzuruna çıkmış. Sözde murakabeye dalarak gözlerini yummuş ve ağaya:
-Senin yüzüğünü bir hindinin midesinde görüyorum! Beni hindi kümesine götür demiş.
Ağayla birlikte kümesin önüne gitmişler. Sözde yine murakabe yaparak hindilere bakmış ve yüzüğü yutturduğu hindiyi göstererek:
-İşte senin yüzüğün bu hindinin midesinde demiş.
Hindiyi kesmişler, haliyle yüzük de midesinde çıkmış. Böylece, MELLEÇIR ÇIRO’NUN ününe ün katılmış!
MELLE ÇIRÇIRO ile ilgili hikâye böyle sahte kerametlerle sürüp gidiyor. Bu eski Siirt hikâyesi nereden aklıma geldi derseniz, FETÖ’NÜN Müslümanları nasıl kandırdığını anımsadım da…
TAŞLAMA
ONYEDİYLE YİRMİBEŞ
ARALIK ARASINDA
NELER YAŞANDI NELER
HİÇ UNUTMA ANIMSA
AVRO İLE DOLARLA
DOLU-DOLU KUTULAR
MEĞER YARDIM İÇİNMİŞ
HAYRAT İÇİNMİŞ BUNLAR(!)
SIFIRLANAN KASALAR
MİLYONLUK KOL SAATLER
BAKLAVA TEPSİLERİ
DİPLERİNDE DÖVİZLER
DÖRT BAKANIN İSTİFA
SEBEBİ NEYDİ ACEP
TEZGAHI MI FETÖ’NÜN
BASKINLARA TEK SEBEP
İKİBİNONÜÇ YILI
VE AYLARDAN ARALIK
BU TARİHİ KESİTİ
UNUTMAYIN HİÇ ARTIK
HAFIZAYI BEŞER BU
NİSYAN İLE MALÜLDÜR
TARİH ELBET NOT ETMİŞ
KİŞİLERSE MAZURDUR