Siirt ekonomisinin bel kemiği tarım ve tarımın da bel kemiği şüphesiz fıstıkçılıktır. Geçmiş yıllarda Siirt il merkezi ve Tillo ilçesi ile birkaç köyle sınırlı olan fıstıkçılık günümüzde neredeyse il geneline yayılmış durumda.
İl merkezinde de fıstık tarımında önemli gelişmeler sağlandı. Son 20 yılda Siirt il merkezinin çevresindeki bütün bağlardaki asma üzümleri kurudu. Badem, armut ve benzeri ağaç türleri de kalmadı gibi. Yerlerine neredeyse hiç dikim yapılmadı diyebiliriz. Dolayısıyla Siirt’in etrafında önemli ebatlarda fıstıklıklar oluştu. Ancak bu güzel gelişmeyi gölgeleyen ve üreticiyi bezdiren bir durumda oluştu; o da fıstık hırsızlıkları.
Üreticinin bir yıl boyunca bakımını yaptığı ve tabiri caizse gözü gibi koruduğu ağaçlarına musallat olan hırsızlar, birkaç dakikada hem mahsulü alıyorlar hem de gözlerini kırpmadan dallarını kırarak ağaca daha büyük zarar verebiliyorlar. Henüz mahsul dönemi için daha erken, ama son yıllarda sıkça yaşadığımız bu olayı da bu yılda yaşayacağız. Yine çok sayıda üreticinin emeği gayri meşru bir şekilde heba olup gidecek.
Üreticinin bütün feryatlarına rağmen kalıcı bir çözüm bulunamıyor ve bu işi yapanların önemli bir bölümünün de küçük yaştaki çocuklar olması bir başka güçlük oluşturuyor. Ancak diğer illerde de benzer hırsızlıkların önlenmesi için değişik metotlar deneniyor. Örneğin Adana’da narenciye bahçelerindeki hırsızlıkların önlenmesi amacıyla dronelerin yardımıyla operasyonlar düzenlendiği geçtiğimiz aylarda ulusal basına yansımıştı.
Acaba diyorum bizde de benzer yöntemlerle önlemler alınamaz mı? Bu sayede zor şartlar altında bahçelerinin bakımını yapan üreticinin alın teri gasp edilmemiş olur. Daha da önemlisi yukarıda belirttiğim gibi o yılki mahsulün çalınmasından çok ağaçlara da zarar verilmesinin önüne geçilir.