Yıllar önce Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın anlatımlarını büyük bir heyecanla dinliyor ve bu nasıl olur diye hayretle birbirimize bakıyorduk.. İşin komedi tarafını Rahmetli Kemal Sunal filmlerinde bol-bol izledik.
Komedi bir yana, ciddi iki konudaki atılımlarımızdan söz etmek istiyorum.. Biri, Avrupa ülkelerinde engelli bireylere olan bakış açısı ve onlara verilen destekler konusuydu.. Engelli bireylerin sabahları özel araçlarla evlerinden alınıp rehabilitasyon merkezlerine götürülmeleri ve burada eğitilmelerinin hikayelerini neredeyse ağzımız bir karış açık bir şekilde dinliyorduk.. Aynı şekilde onların bakımlarını üstlenen aile bireylerine bakım parası adı altında maaş ödemesi yapılıyor olmasını da.
Bugün bunların ikisi de oldu.. Ülke genelinde olduğu gibi Siirt’te de engelli bireyler bu güzelim imkanlardan yararlanıyor ve artık evin horlanan bireyi olmaktan çıkıp, el üstünde tutulan bir konuma geldiler.. Birçok engelli birey bu eğitimler sayesinde bir meslek sahibi de oldular.
Hayretle dinlediğimiz bir başka konuda, arızalanan eşya ve araçların atıldığı yönündeki anlatımlardı.. Ayakkabıdan buzdolabına kadar arızalanan veya onarım gerektiren araç ve gereçler yedek parça ve işçilik maliyeti daha yüksek veya yeninin fiyatına yakın olduğu için atılıyorlardı.. Şimdi bizde bu duruma geldik.
Bir örnek el blenderi bozuldu.. Kartı yanmış ve yenisi 280 TL olan bu blenderin tamiri için yetkili servisi 210 TL, normal servis 150 TL istedi.
Bir başka örnek, fiyatı 50 TL olan bir terliğin yırtılan yüz tarafı için tamirci 40 TL isteyebildi.. Bu ve benzeri daha birçok örnek verilebilir.. Şüphesiz hepimizin başından buna benzer olaylar gelmiştir.
Özetle, onarım ve işçilik konularında artık Avrupalılaştık diyebiliyoruz.