Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

“GAZA GELMEYELİM!”

“İbret alınsaydı, tarih tekerrür etmezdi) şeklinde söylenen bir deyim vardır. Gerçekten de öyledir. Saddam Hüseyin’in durumunu anımsayalım. 1990’lı yıllarda  ABD’nin teşvikiyle Irak kuvvetleri Kuveyt’i işgal etti. Ardından, ABD Irak’ı!

Şimdi aynı ABD, Türkiye’nin, Suriye’ye girmesini adeta teşvik ediyor. Önce destek veriyor gibi görünecek, sonra durum (suyumu neden bulandırdın) masalına dönecek! Senaryo, aynı senaryo! Sadece aktörler değişmiş!

Son günlerde gerçekten bölgemizde çok önemli gelişmeler yaşanmaktadır. İdlib bölgesinden 13 kahraman Mehmetçiğimizin cenazeleri geldi. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “bir saldırı daha olması durumunda rejime ait güçlerin, her yerde hem havadan hem karadan vurulacağını” söylemesinden sonra, (topyekun bir Türkiye – Suriye savaşı mı başlatılacak) istifhamı zihinleri kurcalamağa başladı.

Cumhur ittifakının ortağı olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Türkiye’nin Şam’a girme planı yapması gerektiğini” söylemesi ise kışkırtıcılığın daniskasıdır! Bahçeliye göre hava hoş! Ne de olsa çoluğu-çocuğu yok ki geleceklerini düşünsün!

Neyse ki, yine de aklı başında siyasilerimiz var. Muhalefet partilerinin sözcüleri topyekun bir savaşın karşısında olduklarını açık bir şekilde ifade etmektedirler. Nitekim Saadet partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye’nin gaza getirilip Suriye’de rejim askerlerini vurmaması gerektiğini açık bir şekilde ifade etti.

Allah korusun bir savaş olursa, bu sadece Türkiye-Suriye savaşı olmayacaktır. ABD,  Rusya, İran ve İsrail’in de böyle bir savaşa müdahil olmaları kaçınılmazdır. Bölgede tansiyon günden güne yükselirken, hamaset yapmanın âlemi yok! Yapılması gereken, aracıları ortadan kaldırarak, doğrudan doğruya Suriye’nin Birleşmiş Milletler nezdinde kabul gören hükümetiyle, yani Esad’la masaya oturmaktır. Suriye’yi işgal edecek durumumuz var mı! Diyelim ki Suriye’ye girdik ve işgal ettik. Bize yedirirler mi! Hem (iki testi çarpışınca biri parçalansa bile, diğer testinin çatlayacağı) kuralını unutmamak gerekir.

Bakın, Türkiye’de 5 milyonun üstünde  Suriyeli mülteci var. Topyekun bir savaş durumunda bunların nasıl davranacaklarını kestirmek mümkün mü! İçlerinde Esad’ın ajanları yok mu! Hem, Suriye ile savaşmamız, en çok İsrail’in işine gelir. Bunun için de ABD ve İsrail, Suriye’ye savaş açmamızı büyük bir sabırsızlıkla beklemektedirler!

Hani biz Müslüman’dık ve Müslüman ülkelerle işbirliği yaparak, ehli küfre karşı koyacaktık!

Suriye bataklığından bin an önce ve alnımızın akıyla çıkmak dileklerimizle!

TAŞLAMALAR

HAYIR, BİN KERE HAYIR

SURİYE’YLE SAVAŞA

DERS ALINIZ TARİHTEN

KÜFRE OLMAYIN MAŞA

SIRTIMIZI OKŞAYIP

BİZİ ÖNE SÜRERLER

VE SONRA (SURİYE’DE

NE İŞİNİZ VAR) DERLER

(NE ŞAM’IN ŞEKERİNİ

NE ARABIN YÜZÜNÜ)

DEMİŞ ATALARIMIZ

BOŞA KOMA SÖZÜNÜ

EMEVİ CAMİİNDE

CUMA NAMAZI KILMAK

ANCAK BARIŞ OLURSA

GERÇEK OLUR DOSTUM BAK

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER