Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

Gazetecilik Zor ve Tehlikeli Bir Meslek!

Dönüp geçmiş yıllara baktığımızda tutuklanan, cezaevinde yatan ve Şehit edilen o kadar çok gazeteci var ki. Bugünkü yorum yazımızda 1 Şubat 1979 tarihinde şehit edilen ABDİ İPEKÇİ suikastını anımsatarak, rahmetle analım istedik.

İşte, 1 Şubat 1979’da Abdi İpekçi’nin Şehit edilişinin serüveni:  12 Eylül öncesinin terör döneminde, birlik, beraberlik ve barış düşüncesini savunan yazılarıyla ön plana çıkan Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi, 1 şubat 1979 akşamı gazeteden Nişantaşı’ndaki evine giderken otomobilinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti.

Abdi İpekçi’nin arabasına ön taraftan yaklaşan saldırgan önce otomobilinin camında delik açarak, ardından otomatik silahla açılan delikten İpekçi’ye beş el ateş etmiş, ilk iki kurşun İpekçi’nin sağ koluna isabet etmişti. İpekçi sol eliyle silahın namlusuna hamle yapmak istemiş ancak başaramamış, saldırganın üçüncü kez ateş etmesine mani olamamıştı.

Suikastın sanığı Mehmet Ali Ağca, 11 Temmuz 1979′ da yakalandı. Ağca, 11 ekim 1979’da yargılanmaya başladı. Ancak Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılan Ağca, 28 Nisan 1980’de gıyabında idama mahkum edildi.

Daha sonra 13 mayıs 1981’de Vatikan Meydanı’nda Papa İkinci John Paul’e suikast girişimde bulunan Ağca, İtalyan mahkemesince ömür boyu hapse mahkum edildi.

Ağca’nın suç ortakları olarak Oral Çelik, Abdullah Çatlı, Mehmet Şener, Yavuz Çaylan, Yalçın Özbey’in de aralarında bulunduğu birçok kişinin adı ortaya atıldı. Oral Çelik, Fransa’da yargılandığı mahkemede suçunu kabul etmesine rağmen, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada beraat etti.

Yıllar sonra ortaya çıkan tanık Abdullah Yavuz, Çelik’i mahkemede teşhis edemedi. Abdullah Çatlı, Susurluk kazasında öldü. Cinayette adı geçen diğer kişilerin izine bile rastlanmadı.

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ise trajikomik sahneler yaşandı. Mahkeme, MİT Müsteşarlığı’ndan İpekçi cinayetine karışan Yalçın Özbey’in Almanya’da iki MİT görevlisince alınan ve yazılı tutanağı bulunmayan ifadesinin ses kayıtlarını istedi.

Müsteşarlık uzun süre mahkemeye yanıt vermedi. ardından ise kasetlerin imha edildiğini bildirdi. böylece dava zamanaşımıyla karşı karşıya kaldı. O yılların MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, en sonunda MİT görevlilerinin ifade vereceğini açıkladı. Ancak dinlenen görevliler, Yalçın Özbey’in davayla ilgili arandığını bilemediklerini ve görüşmeyi anımsayamadıklarını öne sürdü.

İpekçi davasında en son gelişme, “yeni delil” diye sunulan ve gıyabi tutuklu olarak aranan Özbey’e ait ifade metninin üst yazısız, imzasız, nereden ve kimden geldiği belli olmayacak şekilde mahkemeye gönderilmesi oldu. İstanbul 3. Sulh ceza mahkemesi ise, İpekçi’nin öldürülmesine azmettirdiği ve olaya iştirak ettiği gerekçesiyle aranan Mehmet Şener’in gıyabi tutukluluğunu, yasal zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kaldırdı.

Şubat 2000’de Ünye kapalı cezaevi’nde gasp suçundan hükümlü Yusuf Çelikkaya’nın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdiği mektupta, Abdi İpekçi cinayetiyle bağlantısı olduğunu iddia etmesi, zamanaşımına uğrayan davada yeni bir umut oldu.

Çelikkaya, işadamı Kemal Derinkök’ün, cinayeti planlayan ülkücü gruba yardım etmek için Milliyet Gazetesi’ni satın alarak İpekçi’nin önemli açıklamalarına engel olmak istediğini öne sürdü.

Kemal Derinkök, İpekçi’nin eşi Sibel İpekçi’ye “o dönemde gazetenin alınması girişimleri olmuştu, Yusuf Çelikkaya olayların içinde olmasaydı, bu durumu bilmezdi” açıklamasını yaptığı gerekçesiyle 5 milyar lira tazminat davası açtı.

İhbar üzerine soruşturma başlatılırken, İpekçi Ailesi Avukatı Turgut Kazan, davanın zamanaşımına uğramasından sonra birçok delilin ortaya çıktığını savundu. Hukukçular ise davanın zamanaşımına uğramasına karşın, ek süreyle uzatılabileceği görüşünü belirtti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ise, Abdi İpekçi davasında yargının sağlıklı işlemesini engellediği gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığı görevlileri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Evet, 1 Şubat 1979 günü Şehit edilen Gazeteci Abdi İpekçi olayının gelişmeleri böyle.

Ne diyelim! GAZETECİLİK, GERÇEKTEN ZOR VE TEHLİKELİ MESLEKLERİN BAŞINDA GELİR.

TAŞLAMA

GAZETECİ DEDİĞİN

ELBETTE BOYUN EĞMEZ

BOYUN EĞEN KİŞİYE

GAZETECİ DENİLMEZ

 

GAZETECİ DEDİĞİN

HALKIN SESİ OLMALI

YALAKA GAZETECİ

DÖNEMİ KAPANMALI

 

YALAKALIK YAPMAKTAN

UTANMIYORSA KİŞİ

GAZETECİ DEĞİLDİR

YAĞCILIK ONUN İŞİ

 

NE BOYUN EĞDİM, NE DE

YALAKALIK YAPTIM BEN

HİÇ Mİ ARLANMIYORSUN

EY YALAKA KİŞİ SEN

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER