Çiftçilik, bir sonraki yıl kullanılacak olan tohumun yılın mahsulünden birazının saklanmasıyla yapılır.. Tohum yaşamdır ve yaşam satılamaz.. Binlerce yıldır çiftçi tohuma para ödemiyordu.. Son yıllarda küresel tarım ve gıda şirketleri bu doğal işleyişi kökünden değiştirdi.
Küresel tarım şirketleri, ABD’nin desteğiyle en çok kullanılan bitkilerin tohumlarının genlerini değiştirdi.. Kısırlaştırılmış tohumlar ve terminatör genler ürettiler.. Genleri değiştirilmiş yeni sahte tohumların patentini aldılar ve tüm dünya ülkelerine yeni tohumları satmaya başladılar.
Bunu yapabilmek içinse o ülkelerin basınını, iktidarlarını, siyasetçilerini ve birçok bilim adamını satın alarak, iktidar desteğiyle ülkelere girdiler.. Siyasetçi ve basın desteğiyle büyük vaatlerle ülkelere giren gıda şirketleri, tohumu sattıkları çiftçilerle öyle bir sözleşme yapıyorlar ki, çiftçinin bu sözleşmeye uymaması durumunda şirket tarafından evi, ocağı söndürülebiliyor.
Çiftçinin her yıl yeniden tohum alması şart.. Geleneksel tohumu kullanması ise kesinlikle yasak.. Buna uymayan çiftçi büyük bir tazminat öder.. Hatta şirket bu amaçla ihbar telefon hatları bile kullanarak, geleneksel tohum kullananları ihbar edenlere ödül veriyor.
Kısa süre sonra genetiği değiştirilmiş tohumlar, geleneksel tohumdan çok pahalı hale getiriliyor.. Bu küresel soygun şirketlerinin başında Monsanto ve Cargill geliyor.. Özellikle üçüncü dünya ülkelerinde çok büyük oranda ülke topraklarını ele geçirmişler.. Öyle ki, mucize tohum diye Hindistan’da büyük reklamları yapılarak ülkeye sokulan bu tohumlar, istenilen verimi vermeyince, Hint çiftçisi bunalıma girdi ve toplu intiharlar dahi yaşandı.
Çiftçilerin çoğu tarlalarını kaybetmiş olduğundan, intihardan başka çıkış yolu bulamadılar.. Hindistan’da sadece bu yüzden, 2002 yılından bugüne kadar, 125 bin çiftçi intihar ederek yaşamına son verdi.
Ayrıca genetiği değiştirilmiş pamuk ekilen tarlalarda, ekim sonrası kalan bitkileri yiyen çok sayıda koyun öldü.. Irak’ta savaşla beraber, devletin en önemli yasalarının 100 maddesi, ABD şirketlerinin direktifiyle değiştirildi.. Bunun içinde tohumculuk yasası da vardı.
Türkiye’mizde ise, Ekim 2006’da yeni bir tohumculuk yasası çıkartılarak, sertifikalı/patentli tohum kullanma zorunluluğu getirildi ve böylece çiftçilerin kendi geleneksel tohumlarını kullanmaları ve satmaları yasaklandı..Irak’ın savaş ile kabul etmek zorunda kaldığı ihanet yasasını, Türkiye gönüllü olarak kabul etmiş oldu.
Yani sözün özü; Serbest piyasa ekonomisi siyasetinin, genetiğini bozduğu siyasetçiler yüzünden, dünya insanı zehirli ve zararlı gıda çeşitleriyle kitlesel ölümlere, hastalıklara terk edilmektedir.. Bu sorun evrensel bir sorundur.. Her ülkede, tedbirler konuşulur, çareler konuşulur ama bizim ülkemizde hiçbir siyasetçi ağzına dahi almaz.. Genetiği değiştirilerek seçilmiş siyasetçilerimiz yüzünden, ülkemiz ve milletimiz perişan olur.
YORUMLAR