Bilindiği gibi gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günleri TİLLO’DAKİ IŞIK SİSTEMİNİN gözlemlendiği günlerdir.
Peki, (Işık Sistemi) nedir! Bu sistem, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin kurduğu bir düzenekle ilgilidir. Tillo ilçemizde 21 Mart ve 23 Eylül günleri IŞIK HADİSESİ olarak bilinen bir etkinlik düzenlenir. Bu iki günden 21 Mart günü bilindiği gibi aynı zamanda NEVRUZ Bayramıdır. Nevruz için (BAHAR BAYRAMI) deyimi de kullanılır. Yine bilindiği gibi 21 Mart’ın bir özelliği, gece ve gündüzün eşit olduğu gün olmasıdır. Bugün, asıl konuşulması gereken konulardan biri de gecenin ve gündüzün eşit olduğu günlerin (21 Mart- 23 Eylül) bu durumundan yola çıkarak İbrahim Hakkı Hazretleri’nin 3 asır önce kurduğu mekanizmayı anımsamak olmalıdır.
İbrahim Hakkı Hazretleri bilindiği gibi aslen Erzurumludur ve 1701 yılında Dünyaya gelmiştir. Tillo’nun kanaat önderlerinden Kadiri Şeyhi İsmail Fakirullah Hazretlerinin şakirtlerinden Osman Efendi’nin oğludur. 9 yaşlarında geldiği Tillo’da (Babamdan bana daha yakın geldi) dediği Hazret-i Fakirullah’ın dergahında kalmış feyz ve terbiye almıştır. Birçok önemli merkezleri gezen İbrahim Hakkı Hazretleri, Padişah Mahmut döneminde davet edildiği İstanbul’da saray kütüphanesindeki eserlerden yararlanarak (MARİFETNAME) adındaki ansiklopedik değeri haiz eserini yazmıştır.
70’e yakın eseri bulunan İbrahim Hakkı Hazretleri bu eserlerinde jeolojiden astronomiye, fizyolojiden psikolojiye kadar pek çok konuları işlemiş, böylece, Müslüman bilim adamlarının, asrın bütün ilimleriyle ilgilenmeleri gerektiğini bizzat tatbik ederek ortaya koymuştur.
Üstadı Fakirullah Hazretleri vefat ettiğinde türbesinin mimarlık görevini bizzat üstlenerek, Türbe ile Kalet-ül Üstat adını verdiği, yine bizzat kendisi tarafından inşa edilen duvar arasında kurduğu sistem sayesinde yılın ilk ışıklarının (21 Mart-23 Eylül) Üstadının Türbedeki sandukasının başucuna düşmesini sağlayan bir düzenek kurmuştur. 1960’lı yıllarında türbenin restorasyonu sırasında bozulan bu düzenek uzun yıllar onarılamamış, sonunda Siirt eski Valilerinden Sayın Musa Çolak’ın himmet ve gayretleriyle Şehrimize davet edilen Prof. Dr. Cengiz Işık ve ekibinin bilimsel çalışmaları sonucu ancak 2011 yılında yeniden faal hale getirilebilmiştir.
Işık Hadisesi’nin gerçekleştiği Türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda bir hol ile 8 köşeli ve 10 m yüksekliğinde bir kuleden ibarettir. Her yıl gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül’de “Işık Hadisesi” bu türbede gerçekleşmektedir.
İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo’nun 3-4 km doğusunda bir tepe üzerinde harçsız taşlarla bir duvar yaptırır. Halk arasında Kal’at-ül Üstad diye bilinen bu duvarın etkisiyle, yeni doğan güneşin ilk ışınları Türbenin tümünü gölgede bırakırken, duvarda bulunan 40*50 cm ebadındaki pencereden geçen güneş ışınları, türbe kulesinin penceresine ve oradan da kırılmak suretiyle türbe penceresinden İsmail Fakirullah Hazretlerinin sandukasının başucunu aydınlatmaktadır.İbrahim Hakkı Hazretleri bu sistem ile ilgili olarak, “Yeni Yılın ilk Güneşi, eğer hocamın başucuna düşmezse, ben o Güneşi neyleyim!..” diyerek Hocası İsmail Fakirullah Hazretlerine karşı olan saygısını göstermektedir.
Bu olaydan asıl çıkarılması gereken ders, Müslümanların ilimle uğraşmaları gereğidir. Yoksa 21 Mart-23 Eylül tarihlerinde doğan güneşin ilk ışınları İsmail Fakirullah Hazretlerinin türbedeki sandukasının başucuna vurmuş vurmamış, bunun maddi, hatta manevi açıdan hiçbir önemi yoktur. Bu olaydan alınması gereken asıl mesaj, Müslümanların ilme vermeleri gereken değerdir. İlmin her dalıyla uğraşmaları gerektiğidir.
“Uzayın yollarını, Tillo sokaklarından daha iyi bilirim” diyen İbrahim Hakkı Hazretleri tarafından kurulan bir mekanizmanın, 1964 yılında yapılan restorasyon sırasında bozulması ve defalarca denenmesine rağmen, ancak 2011 yılında yeniden kurulabilmesi elbette ki düşündürücüdür.
Artık, 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde sabah güneşin doğacağı saatte Tillo’daki bu Güneş Hadisesinin izlenebilmekte olduğunu anımsatırken, gerçek ilim adamlarının, pozitif ilim dallarını ihmal etmeyen bilginler olduğuna bu vesileyle bir kez daha vurgu yapalım, istedik.