2020 yılı hepimizi değiştirdi.. Davranışlarımızı, düşüncelerimizi, alışkanlıklarımızı, beklentilerimizi.. Bizleri yaşadığımız kentlere, sokaklara, caddelere hasret bıraktı ve özgürlüklerimizi elimizden aldı..
Yaşama coşkumuzu zayıflattı.. Yan yana gelemedik, kucaklaşamadık, hasret gideremedik, el uzatamadık.. 2020 insanları birbirinden uzaklaştırdı.. Zaten yalnızlık yaşayan insanları kendisiyle baş başa bıraktı.
2020 yılı hepimize büyük acılar yaşattı.. Koronavirüs belası ile çok hafif bir şekilde atlatmasına rağmen, yan etkileri ve tetiklemeleri sonucu en değerli varlığımı, babamı kaybettim ve bu nedenle ölene kadar unutamayacağım bir sene olarak tarihe geçti.. Hepimiz sevdiklerimizi kaybettik.. Deprem acıları, çevre katliamları, uçak kazaları, kadın cinayetleri, sel baskınları, hukuk skandalları yaşadık..
2020 yılında sağlığımızın değerini anladık.. Bizleri yaşatmak için kendi yaşamlarını feda eden hekimlerin ve sağlık çalışanlarının değerini ve vazgeçilmezliğini anladık. Sağlık çalışanlarını alkışladık ama dünyanın 135 ülkesinde pandemi meslek hastalığı sayılırken, biz henüz bu yasayı dahi çıkaramadık.
2020 tüm dünya için çok zorlu bir yıl olsa da Türkiye için doğal afetleriyle, ekonomik krizleri ile daha zor bir yıldı.. Koronavirüs, hayatımızda son hız etkilerini göstermeye devam ederken, hala en iyi seçenek virüse yakalanmamak gibi duruyor.. Pandemi hayatımızdan birçok alışkanlığımızı alsa da yepyeni alışkanlıklar edindik ve yepyeni bir yaşam tarzımız oluştu..
Özetle, 2020 yılı ne yazık ki ruhlarımızı yoran, acılarımızı artıran ve unutulması mümkün olmayan ağır bir yıl oldu.. Umarım 2021 yılı 2020 yılında yaşadığımız günleri hiçbirimize aratmaz!..