Kimileri için “Gökten zembille inmiş” deyimi kullanılır. Bu deyim, genelde şansları açık insanları anlatmak için söylenir. Gerçekten de, gökten zembille inenler var mı diye çevremize bakıyoruz da böylelerin varlığına ancak internet sayesinde şahit oluyoruz. İnternet iletişimiyle dünya küçüldü, artık binlerce kilometre ötelerde yaşayanların ne yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını öğrenmek şansına sahibiz. Hele bunu kendileri yaymak isterlerse.
Son günlerde medyaya düşen ilginç olaylardan biri de AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın Monaco’da yediği ıstakozun fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşması oldu. Yediyse, yedi afiyet olsun diyeceğiz ama, milyonlarca vatandaşı yarı aç, yarı tok bir ülkenin milletvekili olarak böyle bir paylaşımda bulunmasının elbette sorgulanması gerekir. Dört kişilik bir aile için bir ıstakoz yemeği, Türkiye’de emeklilere biçilen 10 bin TL aylıkla sağlanabilir. Yani, emekliye bir ay geçinsin diye verilen maaş, bir milletvekilinin öğle yemeğine denk gelmekte. Hadi, Monako’ya gittin, öğle yemeği ıstakoz yedin, bunu milletin gözünüzün içine sokmanın ne alemi var.
Bu milletin orta direği kırılmıştır. Artık, orta direk diye bir sınıf kalmamıştır. Sadece çok zenginler ve çok fakirler vardır. Çok fakirler, nüfusun yüzde 90’ını, çok zenginler, yüzde 10’unu teşkil etmektedirler. Aradaki makas öylesine açılmış ki, gidiş bu gidiş iken kapanmasının imkânı yok.
Bir yanda ıstakoz, matsutake mantarları, kopi luwak kahve, beyaz inci albino havyarı, kuş yuvası çorbası, safran, beyaz yer mantarı, ayam cemani siyah tavuk, kuru kürlü iber jambonu yiyenler, diğer tarafta ekmek-peynir bulamayanlar. Şimdi, “sen bu yemeklerin adlarını nerden biliyorsun” diye sorulabilir. Ne görmüşlüğüm, ne tatmışlığım var. İnternetten en pahalı yemekleri sorguladım, bu isimler karşıma çıktı.
Istakoz’un adını duymuşluğum vardı ama, doğrusunu isterseniz ne olduğunu bilmiyordum. Merak ederek internetten onu da sorguladım Şöyle bir tanımlama ile karşılaştım. “Kabuklulardan bir hayvan cinsi (Astacus ya da Homarus). Denizlerde, genellikle yosunlu, kayalık kıyılarda yaşar. Kabuğu sarı benekli, morumsu ya da yeşilimsi mavi renktedir. On ayağı vardır. Birinci ayak çiftinin ucunda çok güçlü iki kıskaç bulunur. Ayrı eşeylidir. Sevilen, beyaz renkli eti için avlanır. Başlıca türleri 35-50 santim boyundaki Avrupa ıstakozu (H. vulgaris) ve bunun iki katı büyüklükteki Amerika ıstakozudur (H. americanus).” Ve en ucuzu 1500 TL.
Evet, “GÖKTEN ZEMBİLLE İNENLER” işte Şebnem Bursalı gibi, öğle yemeği için bir emeklinin maaşını ödeyebilenler. Peki, bu gibiler için “gökten zembille inenler” derken, ekmek bulamayanlar için ne demek gerekir. Ben kendim bir deyim uydurdum. “GÖKTEN, ÇULSUZ İNENLER!”
Şunu da antrparantes olarak belirteyim ki her ne hitkmetse günümüzde gökten zembille inenlerin yüzde doksanı AKP’li…
ANEKDOT
Bir dostum anlattı:
-Sabah kahvaltılarında sadece kuru ekmek ve çay olduğu günler benim küçük oğlum annesine “Anne Beşiktaş yok mu?” diye takılırdı. Oğlumun “Beşiktaş yok mu?” dediği, peynir ve zeytindi. Malum zeytin siyah; peynirse beyaz. O zamanlar bize çok acı da gelse, Çocuğun benzetmesi güzeldi. Şimdi Allah’a şükür soframızda bal da, tereyağı da, reçel de, yumurta da velhasıl olabilecek her şey var. Amma, hala geçmişte çektiğimiz o sıkıntılı günleri inanın ki unutmuyoruz, unutmamıza imkân yok. Ara-sıra “Anne ‘Beşiktaş’ yok mu?” deyiminin mucidi oğluma “Allaha binlerce şükür sadece Beşiktaş değil, artık Fenerbahçe de Galatasaray da var neden yemiyorsun!” diye takılıyorum. Ama hiçbir zaman için aç insanların bulunduğu gerçeğini unutmuyor ve buna göre davranarak, elimden geldiğince fakir-fukaraya yardımcı olmaya çalışıyorum…”
TAŞLAMA
SOFRASINDA ONLARIN
ISTAKOZ VAR, HAVYAR VAR
BESBELLİDİR “GÖKLERDEN
ZEMBİLLE İNMİŞ ONLAR”
ON BİN LİRA MAAŞLA
TALİM EDER EMEKLİ
ON BİN LİRA ONLARIN
BİR ÖĞLE YEMEKLERİ
ORTADİREK KIRILMIŞ
EKONOMİK DEPREM VAR
YÜZDE ONDUR ŞİDDETİ
VİRAN OLDU YUVALAR
“BİRİ YER, BİRİ BAKAR
KIYAMET BUNDAN KOPAR”
DEMİŞ ATALARIMIZ
BOŞA DENMEMİŞ BUNLAR
KIYAMETİN KOPMASI
BU GİDİŞLE YAKINDIR
EY AÇ BIRAKILAN SEN
İSYAN ETSEN HAKKINDIR
“HAK VERİLMEZ, ALINIR”
BU GERÇEK BİR SÖYLEMDİR
HAK ARAMAK GERÇEKTE
İSYAN DEĞİL, ERDEMDİR
ARAMAZSAN HAKKINI
KİMSE SANA HAK VERMEZ
BÖYLE GELMİŞ BU İŞLER
BAŞ EĞERSEN, DEĞİŞMEZ
MAZLUMLARIN, ZALİME
DİRENMELERİ HAKTIR
HAKKINI ARAMAYAN
ZAVALLIDIR, TUTSAKTIR
HAK ARAMAK ZÜL DEĞİL
MAZLUM İÇİN ERDEMDİR
HAK, ALLAH’IN SIFATI
GEREK BUNU BİLMENDİR
YORUMLAR