Suriye Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret eden aynı zamanda HTŞ’nin de lideri olan Ahmed eş-Şara, Ocak 2012’de kendisini El-Nusra’nın “genel emiri” olarak ilan ettiğinde ABD Dışişleri Bakanlığı El-Nusra Cephesi’ni Irak el-Kaidesi’nin terör örgütü olarak ilan etmişti. Türkiye de 2018’de Tahrir el-Şam’ı (HTŞ) terör örgütü olarak tanımlamıştı.
İşte, ABD’nin, Türkiye’nin ve Birleşmiş Milletlerin bir zamanlar TERÖRİST İLAN ETTİKLERİ Ahmet Eş Şara hazretleri(!), Suriye’nin Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret etti.
Ahmet Eş_Şara Hazretlerini(!) Ankara Esenboğa Havalimanı’nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar karşılarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Sarayında Suriye Cumhurbaşkanını resmi törenle karşıladı.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da Şara’nın eşi Latife El Durubi ile bir araya geldi.
Erdoğan ile Ahmet Eş Şara arasında gerçekleşen görüşmeden sonra yapılan ikili basın toplantısında Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikasının “bu ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası” olduğunu Suriye’de “güvenlik ve ekonomik istikrarın tesisine yönelik atılabilecek müşterek adımları” ele aldıklarını buyurarak “Hemen her konuda tam bir fikir birliğinde olduğumuzu memnuniyetle gördüm” ifadesini kullandı.
Erdoğan ve Ahmed Eş-Şara’nın ortak basın toplantısında, Erdoğan Suriye’deki rejim değişikliğinin tarihsel anlamını iki ülkenin “terörle mücadele işbirliği”ne bağladı. Ahmed eş-Şara ise ilişkileri “bir stratejik ortaklığa” dönük temenni ve dileklerin dile getirilmesi bakımından ortak hatlar taşıyan açıklamalarda Erdoğan’ın iki ülke ilişkilerinin ağırlık merkezine “terör” ve “terörle mücadele”yi yerleştirdiği görüldü. Erdoğan iki ülke ilişkilerinin geleceğini “terörün olmadığı bir huzur ve güven iklimini ortak coğrafyamızda tam manasıyla hâkim kılacağımıza inanıyorum.” sözleriyle özetledi.
“Hemen her konuda tam bir fikir birliğinde olduğumuzu memnuniyetle gördüm. Bilhassa Suriye’nin kuzeydoğusunu işgal altında tutan bölücü terör örgütü ve yandaşlarına karşı atılacak adımları mütalaa ettik. DEAŞ olsun, PKK olsun terörün her türlüsüyle mücadelede Suriye’ye gereken desteği sağlamaya hazır olduğumuzu kendisine ifade ettim. Suriye’nin kuzeydoğusundaki kampların kontrolü bağlamında da yanlarında olduğumuzu tekrar teyit ettik. Ahmet Şara kardeşimin terörle mücadele noktasında ortaya koyduğu güçlü iradeden dolayı duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Ülkelerimizin ve bölgemizin selameti açısından birlikte aynı hedef doğrultusunda güç birliği yapmaktan başka bir yolumuz da açıkçası bulunmuyor. İnşallah dayanışma içerisinde hareket ederek terörün olmadığı bir huzur ve güven iklimini ortak coğrafyamızda tam manasıyla hâkim kılacağımıza inanıyorum.”
Ancak, Erdoğan’ın konuşmasında konuya ayırdığı paragrafta beş kez “terör” teriminin geçmesine ve PKK’nin “Suriyenin kuzeydoğusunu işgal altında tuttuğu” ve “Ahmet Şara kardeşi[nin] terörle mücadele noktasında ortaya koyduğu güçlü irade”ye yönelik iddiasına karşılık Suriye “geçiş dönemi Cumhurbaşkanı”nın konuşmasında ülkenin etnik bileşenlerini hasımlaştıran ve sorun alanlarını “terörizm” kavramıyla tanımlayan bir söylemden titizlikle uzak durduğu görüldü. Aynı tutum geçiş dönemi Dışişleri Bakanının ziyaretinde de gözlenmişti.
Konuşmasında iki halk arasında köklü ve güçlü ilişkiler bulunduğunu ve bu bağların nesiller boyu süreceğine inandıklarını dile getiren Suriye “geçiş dönemi cumhurbaşkanı” Ahmed Eş-Şara “Ayrıca, bu ilişkileri her alanda derin stratejik ortaklığa dönüştürme kararlılığımızı yineliyoruz.” dedi.
“Bu doğrultuda, insani, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlardaki ortak iş birliğimizi başlatmış bulunmaktayız. Ayrıca, bölgedeki güvenlik tehditleriyle mücadele etmek için ortak bir strateji oluşturmak başta olmak üzere, diğer büyük stratejik dosyalar üzerinde birlikte çalışıyoruz. Bu çabalar, Suriye ve Türkiye için sürdürülebilir güvenlik ve istikrarı sağlamayı amaçlamaktadır.” diyen eş-Şara, “Suriye’nin kuzeydoğusunda toprak bütünlüğünü engelleyen tehditleri ele aldık[larını] ve “İsrail’in, Suriye’nin güneyindeki tampon bölgeden çekilmesi ve 1974’teki anlaşmanın hayata geçmesi için uluslararası baskının önemini ele aldık[larını].” söyledi.
Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinden yayımlanan basın toplantısı kayıtlarında Ahmed Eş-Şara’nın gerçek adının Ahmed Şara olarak kısaltıldığı ve ülkenin adının ne Suriye yönetimi, ne de herhangi bir uluslararası kurum tarafından kullanılan “Suriye Arap Cumhuriyeti” ve Ahmed Eş-Şara’nın da resmen Suriye “geçiş dönemi Cumhurbaşkanı” olarak belirlenen sıfatının “Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” olarak değiştirildiği görüldü.
Anımsayalım, Beşar Esad Suriye Cumhurbaşkanı iken Eşi Esma Esed ile Türkiye’ye gelmiş, yine Erdoğan tarafından karşılanmışlardı. Şimdi durum değişti. Esed (TERÖRİST BAŞI) oldu, Ahmet Eş_Şara Hazretleri(!) CUMHURBAŞKANI!
Abdullah Öcalan için de (TERÖRİST BAŞI) diyoruz ya! Bugünlerde, Kandil’den yapılması beklenen açıklamadan sonra, DEM Parti’nin lideri olarak görürsek, artık, hiç şaşırmayacağız.
Ne demiş atalarımız. Gün ola, harman ola!
TAŞLAMA
TERÖRİST BAŞI İKEN
CUMHURBAŞKANI OLDU
ETŞ’NİN LİDERİ
AHMET EŞ ŞARA’DIR BU
BİZİM TERÖRİST BAŞI
BU DURUMDA NE OLUR
BİR BAKMIŞSIN PARTİNİN
LİDERİ BİLE ODUR
BENİM TERÖRİST KÖTÜ
SENİN TERÖRİST İYİ
BUGÜNDEN YARINA BİZ
KİME GÜVENELİM Kİ
GÜN OLA HARMAN OLA
DEMİŞ ATALARIMIZ
BU DEYİM ÇOK GERÇEKTİR
BEN İNANDIM BAKINIZ