15-21 Aralık arası günler (Hava Kirliliği ile Savaş Haftası) olarak kutlanır. Haftanın amacı, gün geçtikçe daha da önem kazanan hava kirliliğine dikkatleri çekmektir. Hava kirliliği maalesef giderek kendisini daha da çok hissettirmektedir. Özellikle kış ayları, hava kirliliğinin tavan yaptığı mevsimdir. Isınmak amacıyla sobaların, kaloriferlerin klimaların yakılmasıyla havaya aşırı miktarda karbondioksit enjekte olmakta, canlıların yaşamını, insanların sağlığını olumsuz etkileyen, fiziksel zararlara yol açan ve ekonomik kayıplara neden olan önemli bir çevre sağlığı sorunu haline dönüşmektedir.
İnsan sağlığını ve çevresel dengeleri bozacak biçimde havanın bileşiminin değişmesine ya da havada bulunmaması gereken maddelerin havaya karışmasına “hava kirliliği” denir. “Yapı-içi Hava Kirliliği” ve “Açık hava Kirliliği” olarak iki grupta incelenir. Normal ve temiz havada %78,09 azot, %20,95 oksijen, %0,093 argon ve %0,03 karbondioksit bulunur. Hava kirliliği, hızlı nüfus artışı, kentleşme, endüstrileşme, nüfus hareketleri ve her türlü tüketim ile doğrudan ya da dolaylı ilişkilidir. Hava kirliliği kişilerin amfizem, astım ve bronşit gibi hastalıklara yakalanmasını kolaylaştırır; akciğer kanserine yol açabilir. Yine kirliliğe bağlı olarak, boğaz tahrişi, göz yaşarması ve baş ağrısı görülebilir. Görme alanını kısıtlar, trafikte tehlike yaratır. Giysileri kirletir, binaları yıpratır ve aşınmalarına neden olur.
Hava kirlilik düzeylerinin azaltılmasıyla solunum yolu enfeksiyonları, kalp hastalığı ve akciğer kanseri gibi hastalıkların küresel yükü azaltılabilir. Kapalı ortam hava kirliliğinin çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere yaklaşık 2 milyon erken ölüme neden olduğu tahmin edilmektedir. Bu ölümlerin yaklaşık yarısı 5 yaş altındaki çocuklarda zatürre nedeniyle olmaktadır. Kentsel hava kirliliğinin dünya genelinde yılda 1,3 milyon ölüme neden olduğu da istatistiki bilgiler arasındadır.
Evet, hava kirliliği günümüzde çok önemli bir sorundur. Bu sorunla uğraşmak konusunda hepimize düşen görevler vardır. Bu bakımdan (Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun) demek gibi bir lüksümüz yoktur. Çevremizin temiz olmasından hepimiz sorumluyuz, bunu asla unutmayalım…