Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

HAYSİYET CELLATLARI!

“İnsan, beşer; bazen şaşar!” denilmiştir. “Hatasız kul olmaz!” sözü de, hikmetli sözlerden biridir. İslâmi inanca göre, sadece Peygamberler (Cümlesine salat ve selâm olsun) masumdurlar. Diğer insanlar, her zaman için şeytanın tuzağına düşerek, hatalar işleyebilirler.

Yaşadığımız 21. asırda, teknoloji öyle gelişti ki, artık, her an için gözetildiğimizin farkında olmamız gerekir. Dinleniyor, izleniyor, kameraya alınıyor olabiliriz. Tabii, bu işler, Devlet ricali ve ekabirler içindir. Bizim gibi basit insanlar için değil.

Eğer sorumlu bir mevkideyseniz, biri, size rüşvet mi teklif ediyor, gizli bir kamerayla görüntünüzü çekmekte olabileceğini, en basiti cep telefonuyla ses kaydınızı alabileceğini sakın aklınızdan çıkarmayınız. Unutmayınız ki, gelişen teknoloji, SIR DİYE BİR ŞEY BIRAKMAMIŞTIR!

Dinimize göre, adları KİRAMEN KÂTİBİN olan iki melek vardır. ATİT VE RAKİP adlı bu meleklerden biri sağ omuzda, biri sol omuzdadır. Sağ omuzdaki, insanın işlediği iyilikleri kayda alır, yazar, sol omuzdaki ise, insanların yaptığı şerleri!

Kameralar, ses kayıt cihazları çıkmadan önce, “bu nasıl oluyor!” diye düşünenler olmuştur. Amma, kameraların, ses kayıt cihazlarının icadıyla, bu gibi kayıtların İLMİ İLAHİYE GÖRE çok basit olacağı da kanıtlanmış oldu. Biz de evlerimize, iş yerlerimize, telefonlarımıza yerleştirilen kayıt cihazları (BÖCEK) sayesinde günün 24 saati gözetim altında olabiliriz!

Tabii, gözetlenmek, kayıt altına alınmak, bizim gibi basit insanlarla ilgili bir durum değildir. Basit insanların yaptıkları, kimselerin umurlarında olmaz. Bu gibi takipler, Devlet ricaliyle ve ekabir sınıfıyla ilgili durumlar cümlesindendir. Hani, şu adına “ERGENEKON” denilen olaylarla ilgili kasetlerin, ses kayıtlarının ortaya çıkarılması gibi, birilerinin arşivlerinde daha nice kasetler vardır, kimbilir!

Amma, bu işin asıl adı HAYSİYET CELLATLIĞIDIR. Yine, dini kurallara dönecek olursak, insanların gizlice dinlenmeleri, tarassut altında tutulmaları hiçbir şekilde caiz değildir. Hazreti Ömer’in (Allah Ondan razı olsun) halifelik dönemine ait anlatılan bir kıssa vardır. Kıssanın özeti şu:

Bir gencin durumundan şüphelenen Hazret-i Ömer, genci takibe alır. O’nu, yalnız yaşayan bir kadının evine girerken görür. Kapının önüne gider, kulak vererek, içeriyi dinler, gözetler ve bir şey yapmalarına fırsat bırakmadan kapıyı omuzlayarak içeriye girer. Suçlayarak, erkek ve kadını azarlar. Bunun üzerine genç erkek Hazret-i Ömer’e şöyle hitap eder:

-Ey Halife-i Müminin! Gerçekten, gelmeseydin belki de büyük bir yanlışlık yapacaktık. Günah işleyecektik. Senin gelişin buna mâni oldu. Amma, sen bir değil, üç günah birden işledin. Birincisi, tarassut altına alarak beni izledin. İkincisi, kapının önünde bir süre durarak evin içini gözetledin, konuşmalarımızı dinledin. Üçüncüsü, kapıyı çalmadan ve omuzlayarak açtın. Haneye destursuz girdin.

O adalet timsali Hazret-i Ömer, gencin sözlerini kabul ederek, kendisinin de böyle hareket etmekle suç işlemiş olduğunu itiraf etti. HAYSİYET CELLATLIĞA YAPANLARA ibret olsun diye bu kıssayı anlatmak ihtiyacını hissettik…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER