Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hemşerimiz Ethem Sancak Suskunluğunu Bozdu

“ABD, BAĞIMSIZ BİR ‘KÜRDİSTAN’ KURMA SEVDASINDAN VAZGEÇMEDİ”

“ABD, BAĞIMSIZ BİR ‘KÜRDİSTAN’ KURMA SEVDASINDAN VAZGEÇMEDİ”

Bir zamanlar “Erdoğan’ı gördükçe aşık oldum, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor” diyen ve ‘Ona; anam, babam, eşim çocuklarım feda olsun’ diyen iş insanı hemşerimiz Ethem Sancak, bilindiği gibi, daha sonra Vatan Partisine katılarak, Genel Başkan Yardımcısı oldu.

Uzun süredir sesi-soluğu kesilen Sancak suskunluğunu bozarak konuştu. ABD’nin Doğu Akdeniz’deki saldırılarının devam edeceğini belirten Sancak ‘Türkiye de Çin de Rusya da İran da tek başına ABD’ye direnemez. Asya’nın güçleri sırt sırta vermeli’ dedi

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı Hemşerimiz İş İnsanı Ethem Sancak, bir TV kanalında yaptığı söyleşide Donald Trump’ın ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmasının küresel çaptaki olası etkilerini değerlendirdi. Eski ABD yönetiminin dünyayı adım adım büyük savaşa götürdüğünü belirten Sancak, Trump’ın ise daha çok ekonomik mücadeleye odaklanacağını, ancak Doğu Akdeniz’deki tehditlerin ortadan kalkmayacağını kaydetti. Sancak, “Türkiye de, Çin de, Rusya da, İran da tek başına ABD’ye direnemez. Asya’nın güçleri sırt sırta vermeli.” dedi.

ABD’nin özellikle 19. yüzyılın başlarından itibaren emperyalist bir karakter kazanmaya başladığını belirten Sancak, 2. Dünya Savaşı sonunda küresel hegemonyayı devraldığını, ancak 1990’da Sovyetler Birliği’nin yıkılışının ardından büyük bir çürümenin yaşandığını kaydetti. Sancak, şöyle devam etti:

“Sovyetler Birliği denge sağlıyordu ancak Sovyetler de çökünce rakipsiz kaldılar ve bütün ulusal değerleri, cumhuriyet döneminin bütün etik kurallarını bir kenara atan küreselciler çıktı ortaya. Neoliberalizm dediğimiz sistem kapitalizmin bütün devrimci değerlerini kenara attı ve devletleri yok etme süreci başlattı. Diyorlar ki, dünyayı küresel bir devlet çatısı altında toplayacağız ve bizim yönettiğimiz bir köye dönüştüreceğiz. Hedefleri, milli devletleri yok edip dünyayı tek bir pazara dönüştürmek ve o pazara hükmetmek… O pazar içinde olsa olsa site devletlerine müsaade edeceklerdi. Büyük şehirleri devletleştirip onları yöneteceklerdi. Bu, Amerika’nın iç değerlerini de yıktı.”

ABD’nin 1950’li, 60’lı yıllarda dünyadaki toplam üretimin yüzde 50’sini tek başına yaptığını hatırlatan Sancak, bu oranın günümüzde yüzde 15’lere kadar düştüğünü bildirdi. “Üretimin merkezi Asya’ya kaydı.” diyen Sancak, Trump’ın da bu koşullarda yeni bir restorasyon planı ile iktidara geldiğini söyledi. “Peki bu plan başarılı olur mu?” diye soran Sancak, yanıtı kendisi verdi: “Hayır. Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye… Arabanın tekerleği kırıldı. Amerika’dan uygarlık kuşu uçtu. Söylediklerini yapmaya gücü yetmez. Ona gücü yeten şimdi Çin. Ardından Hindistan geliyor. Dolar imparatorluğu bitiyor. 1973’e kadar altın karşılığı dolar basılıyordu. 73’ten sonra iş zıvanadan çıktı. 20 sentlik kağıda 100 dolar yazıp dünyaya satıyorlar. Ama uluslar uyandılar. Artık kölecilik döneminde değiliz. Güney Afrika Devlet Başkanı çıktı dedi ki; 100 yıl boyunca bizi soydunuz, bunun tazminatını sizden isteyeceğiz. Şimdi Trump istediği kadar çırpınsın, büyük emperyalist bir ülke yaratamaz.”

Ethem Sancak, ABD seçimlerini Biden ve ekibi kazansaydı, dünyayı ciddi bir şekilde 3. Dünya Savaşı’na götürmek istediklerini söyledi. “Savaş çıkaracaklardı. Yenilenmeyi savaşla yapacaklardı.” diyen Sancak, bu nedenle Tayvan meselesinin kaşındığını belirtti. Trump döneminde ise 3. Dünya Savaşı ihtimalinin bir süre daha ertelendiğini kaydeden Sancak, “20-30 yıl ileri atar.” dedi. Sancak, şu ifadeleri kullandı:

“Amerika’nın iç kuvvetleri dediler ki, şimdi savaşma, yenileceğiz. Ama tabii Trump’ın iktidarının da kalıcı olup olmayacağını bilemeyiz. Çünkü küreselciler hala güçlüler. Hala kurumlarda varlar. Kennedy’nin akıbetini biliyorsunuz. Bir iç savaşın eşiğine gelir mi Amerika? Ciddi bir patlama ihtimali var. Dağılmaya kadar gidebilir. Anayasasında hala Teksas’ın ayrılma hakkı var. Ayrı bayrak kullanıyorlar zaten. Yani şimdi bizi parçalamaya çalışan, yanımızda bir Kürdistan yaratmaya çalışan Amerika, kendi parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya.”

Trump yönetiminin İsrail ve Doğu Akdeniz politikaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, şunları kaydetti:

“İsrail, Amerika’nın ve Batı emperyalizminin ileri karakolu olarak inşa edildi. Yapay bir devlet. Bunun güvenliğini garanti altına almaya çalışacaklar. Doğu Akdeniz, dünya ticaretinin yüzde 60’ının geçtiği bir yer. Hürmüz Boğazı’na kadar giden alanı düşünün. Hem enerji kaynakları hem dünya ticareti açısından çok önemli bir güzergâh. Onu da uluslararası ticari rekabet açısından ellerinde tutmak istiyorlar. Burada da İsrail’in güvenliği hayati.

“Amerikan devleti hala Sevr’i tanıyor. Lozan’ın tarafı değil. Üstelik İsrail’i inşa ettiklerinde Türkiye’yi teslim almışlardı. Bizi NATO’ya dahil etmişlerdi. Türkiye, Batı emperyalizminin güney kanadının koruyucusu olmuştu. Bizi bir sürü maceraya sürüklediler. Kore’ye gönderdiler. Cezayir Kurtuluş Savaşı’na karşı düşmanca tutum aldık. Fransa’ya destek verdik. Kanalı millileştiren Nasır’a karşı İngilizleri destekledik. ABD’nin Arap milliyetçilerine karşı üç tane gücü vardı: Şah yönetimindeki İran, Türkiye ve İsrail. Ne zamana kadar? Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar. Hiç tahmin etmiyorlardı. Orada güven zedelendi. ‘Bu Türklere güven olmaz.’ dediler. Körfez Harekâtı’nda Türkiye’nin Amerikan çıkarlarına sırt çevirip Irak’a girmemesi de onları çıldırttı. Ve şu anda Amerika’nın derin devleti ve müesses nizamı, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve ordusuna güvenmiyor.”

Sancak, katıldığı bir sempozyumda ünlü ABD’li milyarder George Soros’la karşılaştığını ve ayaküstü bir sohbet yaptıklarını da anlattı. Soros’a Türkiye’nin büyüklüğünü, tarihini, imkân ve kabiliyetlerini anlattığını belirten Sancak, Soros’un yanıtını ise şöyle aktardı: “Bana dedi ki; ‘Bak genç. Sizin para eden tek bir ihraç ürününüz var.’ Nedir dedim. ‘Ordunuz!’ dedi.”

ABD’nin bağımsız bir “Kürdistan” kurma sevdasından da vazgeçmediğini belirten Sancak, “O plan yürüyor.” diye konuştu. Türkiye’ye çeşitli havuçlar uzatıldığını belirten Sancak, şöyle devam etti: “Şu anda Türkiye’ye diyorlar ki; ‘Sana Suriye’yi verelim, Orta Doğu’da bizim temsilcimiz ol. Ama şu İsrail’e de bir barış. Eskiye dönelim. Kürtler senin denetiminde olsun ama bu Kürtleri kullanarak İran’daki Kürtleri de ayır. Onlar da otonomi alsın. Azeriler de alsın. İran’ı karıştıralım.’ Türkiye’yi orada kullanmaya çalışıyorlar. Gelecekteki büyük müttefikleriyle düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Suriye olaylarından sonra bu Amerikan patentli etki ajanları televizyonlarda her gün her saat İran’a düşmanlık yapmaya başladı. Bıraktılar İsrail’i; İran ve Rusya’ya düşmanlığa başladılar. Bilerek yapıyorlar bunu. Bizi müttefiklerimizle kapıştırmaya çalışıyorlar. Allah’tan büyük müttefiklerimiz sabırlı.”

ABD’nin Türkiye’yi Asya’dan koparmak için ülkemizin bir takım zaaflarından yaralanmaya çalıştığını kaydeden Sancak, “Her türlü taviz vermeye hazır, para da vermeye hazır. Ama diyor ki, ya bu Türkler yarın döner de İsrail’le kapışırsa, ya Doğu Akdeniz’de bize karşı çıkarlarsa… Çünkü Doğu Akdeniz’in hakimiyeti için Kıbrıs’ı uçak gemisi yapmaları lazım. Çok stratejik. Kıbrıs’a hakim olan Hürmüz Boğazı’na, Cebelitarık’a, Karadeniz’e hakim olur. Ama korkuları, ya Türkler yarın bize Kıbrıs’ı kullandırmazsa… Şu anda en zor durumda olan Amerika. Ne yapacağını bilemiyor.” ifadelerini kullandı.

ABD’nin tedbiri elden bırakmadığını, Doğu Akdeniz’de büyük bir çatışmaya hazırlandığını vurgulayan Ethem Sancak, “Çünkü ABD Doğu Akdeniz’e hakim olduğu zaman Çin rahat duracak mı? Çin’in kalbi Doğu Akdeniz’dir. Hürmüz Boğazı tıkandığı zaman Çin ölür. Enerjisinin yüzde 60’ı, yüzde 70’i oradan geçiriyor. Çin ekonomisini durdururlar. Japonya’yı böyle perişan ettiler. O yüzden kavga Doğu Akdeniz’de çıkacak. Ama tek başına Amerika’ya direnecek hiçbir güç yok. Çin de, Rusya da, İran da, Türkiye de tek başına direnemez. Bu Asya’nın güçleri sırt sırta vermezlerde, bu büyük hegemon gücü durduramazlar.” ifadelerini kullandı.

“Türk’ün Türk’ten başka dostu yok.” yönündeki söylemleri de eleştiren Sancak, şöyle devam etti: “Bu lafı söylemek en büyük ihanettir. Türk’ün dostu olmadan kazandığı bir zafer yok. Kurtuluş Savaşı’nda, eğer Lenin Mustafa Kemal’i desteklemeseydi, işimiz zordu. Türk, 72 kavimle birleştiği zaman zafer kazanmış. Yoksa Türkler tarih sahnesinden sinileceklerdi. Eğer Büyük Selçuklu 72 kavimle birleşemeseydi, o coğrafyalara hakim olamazdı. Ermeniler sadık milletti, Kürtler de öyle. Bütün o coğrafyadaki kavimlerle birleşti Türkler.”

Doğu Akdeniz’de mutlaka bir kapışma yaşanacağını vurgulayan Sancak, Türkiye’nin bu kapışmada yüzde %51 ihtimalle Asya’nın safında yer alacağını kaydetti. “Bu saatten sonra Türkiye Cumhuriyeti halkına, Türk ulusuna 1950’lerin, 60’ların dayatmaları yapılamaz. Bundan sonra Türkiye’deki hükûmetler Cezayir Ulusal Kurtuluş Savaşı dururken Fransa’yı destekleyemez.” diyen Sancak, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Şu anda anketler yapıyorlar. ‘Türkiye’nin bir numaralı düşmanı kim?’ diye soruyorlar. Yüzde 90 ‘Amerika’ diyor. Öyleyse hiçbir hükûmet bu halka Amerika’nın acentalığını kabul ettiremez. İstediği kadar havuç versin. Yok Kerkük’ü verecekler, yok Şam’ı verecekler, Halep’i verecekler… Bunlar hikaye!”

ABD’deki toplumsal çürümeye de geniş bir parantez açan Ethem Sancak, şunları kaydetti: “Şöyle bir ülke düşün. Dünyanın en zengin 5 tane adamı orada. Trilyonluk hepsi. Amerika’da şu anda 30 milyon evsiz var. Sokaklar evsizlerle dolu. Bana New York Belediye Başkanı dedi ki, ‘Her gün parklardan 20 tane ceset topluyoruz.’ 60 milyona yakın insan devletin dağıttığı kuponlarla karnını doyuruyor. Detroit’e gittim geçen sene. 50 yıl boyunca dünya otomotivinin merkeziydi. Şimdi hepsi virane, bomboş fabrikalar, terk edilmiş, çürümüş… O Ford’un büyük fabrikaları çöküyor. Chicago denilen şehir, eski büyük sanayi şehri, mafyanın dolaştığı, gündüz adam soyduğu bir şehir oldu. 39 eyalette esrarı serbest bıraktılar. Mesela çok cinsiyetlilik. 50 tane cinsiyet tarifi yapmaya başladılar. 11 yaşındaki çocukları anasından babasından izin almadan cinsiyet değiştirtiyorlar. Amerika eskiden tasarruf topluluğuydu. O bitti. Yani Amerika, ulus karakterini yitirdi. Bu küreselciler diyorlar ki, ‘7 milyar insan çok. Fazla, fuzuli. Biz bu uygulamalar sayesinde nüfusu en fazla 1 milyara indirelim, herkese maaş verelim, beyinlerine çip takalım, kölelerimiz olsunlar.’ Teknolojiyi kötü kullanacaklar.”