Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

HIRSIZLAR VE HIRSIZCIKLAR!!!

İki gurup HIRSIZ vardır. Bunların birinci bölümünü (HIRSIZCIKLAR = KÜÇÜK HIRIZLAR), İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ İSE (BÜYÜK HIRSIZLAR) veya birinci bölümünü (ADİ HIRSIZLAR), ikinci bölümünü ise (SAYGIDEĞER SOYGURCULAR!) olarak tanımlayabiliriz!

Önce, ADİ HIRSIZLAR (HIRSIZCIKLAR)  bölümünde mütalaa ettiklerimiz kimlerdir, ona bakalım. Bu bölüme girenler genelde aç oldukları için ekmek çalanlar, bebeğine mama alacak paraları olmadığı için girdikleri marketlerden çocuk maması aşıranlar, evde aç olan ailelerini geçindirecek parayı denkleştiremedikleri ya da hastaları için gerekli ilacı alamadıkları için, zenginlerin cüzdanlarını araklayanlardır. Tabii, bu işi alışkanlık haline getirerek SANATA(!) DÖNÜŞTÜRENLER DE YOK DEĞİLDİR! 

Gelelim ikinci bölümde yer alan (SAYGIDEĞER SOYGUNCULAR) faslına! Bunlar, genelde eşraf takımı olarak tanımlanan hatta kendilerinden (HAYIRSEVER!) olarak bahsedilen, bir yere girdiklerinde, düğmeler iliklenerek önlerinde kalkılan siyaset erbabı ile üst düzey bürokratlar, iş adamları, müteahhitler ve benzerleridir. Bunlar, milleti nasıl soyarlar aklımız erdiğince kısmen de olsa  sıralamağa çalışalım:

Üst düzey siyaset erbabı olanlar kadro satışları dahil, bütün yetkilerini kendi lehlerine kullanırlar. İş adamlarına, müteahhitlere, yatırımcılara bol keseden ucuz krediler kullandırarak, bu işlerden nemalanırlar. Belediyelerde etkili konumlarda iseler, YEŞİL ALANLARI, iş alanına çevirir, parsel-parsel satarlar. Tabii, kendileri de paylarını alırlar. Müteahhitlere yağlı ihaleler kotararak, vurgunlardan nemalanırlar.

Üst düzey bürokratlar da, kendi pozisyonlarına ve konumlarına göre siyaset erbabıyla işbirliği içinde aslan payı siyasilere olsa bile kotardıkları işlemlerinden dolayı paylarını alırlar. 3-5 diplomalı gençler asgari ücretle çalışacak iş dahi bulamazlarken, kendilerine 4-5 maaş sağlayacak (boş çalışanın, boş kalfası) hükmündeki işler için, hakkı huzur, danışmanlık, yönetim kurulu üyeliği gibi görevleri yükümlenirler! Bu gibiler arasında alt-üst ilişkisi önemlidir. Arslan payı, her zaman ve her işte üste aittir. Bu arada, ast olan bazılarının zaman-zaman üstlerine çelme takarak yerlerini aldıkları da olmuştur!

Evet, dünya kurulalı beri kural budur. Sadece ülkemizde değil, bütün Dünyada ve özellikle demokrasiden nasibini alamamış Müslüman geçinen Ortadoğu ülkelerinde hep bu iki sınıf vardır. SAYGIDEĞER SOYGUNCULARDAN kurtulmanın tek yolu DEMOKRATİK KURALLARIN GERÇEK ANLAMDA İŞLEDİĞİ ADİL DÜZENİN TESİS EDİLMESİYLE GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR.

(ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIZ!) diyerek HAZRET-İ ÖMER’İN ADALETİNİ TASLAYANLARIN BİZLERİ NE HALLERE DÜŞÜRDÜKLERİNE BAKIYORUZ DA, İÇİMİZ ASIL BUNA YANMAKTADIR!

Şimdi, küçük hırsızlarla büyük hırsızların bir başka açıdan karşılaştırmalarını yapalım:

*Küçük hırsızların, elleri kesilir.

*Büyük hırsızların elleri öpülür.

*Küçük hırsızlar hor-hakir görülerek   ezilir.

*Büyük hırsızların önlerinde kıyam durulur!

*Küçük hırsızlar, aileleri için ekmek,  bebeleri için mama çalarlar.

*Büyük hırsızlar, aileleri için köşk, yalı götürür, Çocukları için GEMİCİK yürütürler.

*Küçük hırsızlar ayakları üşümesin diye  ayakkabı çalarlar.

*Büyük hırsızlar vurgunlardan gelen paralarla taksi alır, helikopter alır, uçak alırlar!

*Küçük hırsızlar baklava çalar, 5-6 yıl hapis yatarlar!

*Büyük hırsızlara altına deste-deste dolarlar dizilmiş çikolata tepsileri gider.

*Küçük hırsızlar eften püften bahanelerle işten atılırlar.

*Büyük hırsızlar milletvekili olur, bakan yapılır, büyük elçi atanırlar.

*Küçük hırsızlar karakola düşer, işkence görür, bülbül gibi öttürülürler.

*Büyük hırsızlar, güvenlik güçlerine hakaret eder, işten el çektirir, sürüm sürüm sürümdürürler.

*Küçük hırsızlar yaptıklarından mahcuptur, pişmandır, zaruretten yaptıkları hırsızlıkları için “keşke yapmasaydım” diye pişmanlık duyarlar.

*Büyük hırsızlar, doyumsuzdur, yeni  vurgunlar isterler. “Daha da yok mu” derler!

*Küçük hırsızlar, caddelerdeki sokaklardaki lagarların kapağını çalar, hurdacılara satarlar.

*Büyük hırsızlar ihalesini aldıkları inşaatların demirinden, çimentosundan, kumundan tonlarcasını götürürler.

*Küçük hırsızlar ağaçlardan birkaç meyve aşırırlar.

*Büyük hırsızlar, 7 yıldızlı oteller inşa edecek arsalar üretmek için ormanlar yakarlar.

*Küçük hırsızlar çocukları okusun diye,  kitap, dergi çalarlar.

*Büyük hırsızlar, anayasa kitabını yakarlar!

*Küçük hırsızlar, küçük balıklar gibidirler, oltaya takılırlar.

*Büyük hırsızlar, büyük balıklar gibidirler. Küçük balıkları yutarlar!

ANEKDOTLAR

İki arkadaş yazıhanede oturuyorlardı. İşyerinin önünde bir kalabalık görüldü. Kerli ferli biri arakasında adamları içeriye girdi. İş yeri sahibi ceketinin düğmesini ilikleyerek hürmetle ayağa kalktı ve:

-Şeref verdiniz efendim! diyerek adeta iki büklüm oldu.

Beriki:

-Yok, işim var daha sonra uğrarım. Bu arada haber vereyim. Senin o işini hallettim! dedi ve selam verip çıktı.

İş yerinde misafir konumunda oturan, iş yerinin sahibi arkadaşına sordu:

-Kimdi bu?

İş yeri sahibi:

-Sorma yahu, namussuzun biri!

-İyi de, madem namussuzun biri, neden ceketinin düğmesini ilikleyerek önünde hürmetle kalktın?

-Duymadın mı (senin o işi halletim) dedi!

***

Okul arkadaşı iki Siirtli yıllar sonra karşılaşmışlar. Biri gayet pejmürde bir durumda. Zayıf, sıska. Yüzünden çektiği sıkıntılar  okunuyor gibi.

Diğerinin altında lüks araba. Giyim kuşamı zenginliğinin vurgusu.

Zengin görünen, fakir olana söylenir:

-Hayrola dostum, seni gören millet açlıktan kırılıyor, zanneder.

Fakir görüneni cevap verir:

-Seni görünce de sebebini farkeder.

***

Bektaşi meşrep Siirtliye zengin bir dost sormuş:

-Nasılsın,  iyi misin, ne var ne yok! cevap vermiş:

-Nasıl olacağım. Ayakkabım su çekiyor, evin damı akıyor, Pencerenin camı kırık, odunlar yaş, sobayı yaksam duman tütüyor! Cepte ekmek alacak param yok! Daha ne olsun!

TAŞLAMALAR

(10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ MÜNASEBETİYLE)

10 ARALIK EVRENSEL

İNSAN HAKLARI GÜNÜ

DİYE KUTLANMAKTADIR

ALDATMACA BİL BUNU

(HAK VERİLMEZ, ALINIR)

BUDUR İŞİN GERÇEĞİ

İNSAN HAKLARI DİYE

BİR MASAL VARDIR GERÇİ

DEĞİRMENDE ARANIR

BUDUR İŞİN DOĞRUSU

ÇOK AZ KİŞİDE VARDIR

HAK VE HUKUK KORKUSU

NA EHİLE İŞ VERMEK

BİL EN BÜYÜK HAKSIZLIK

GERİ KALDIK İSE BİL

SEBEBİ BUDUR ARTIK

KÂĞIT ÜZERİNDEDİR

BİZDE İNSAN HAKLARI

ZOR İNTİBAK ETTİRMEK

EVRENSEL KURALLARI

DÜNYADA HEP GÜÇLÜLER

VE GÜÇSÜZLER OLMUŞTUR

GÜÇSÜZLERİ, GÜÇLÜLER

HEPTEN EZİP DURMUŞTUR

YAĞMALANAN, EZİLEN

GÜÇSÜZLER VAR HER DAİM

HEP MAZLUMLAR OLMUŞTUR

VE HALİYLE DE ZALİM

İNSAN HAKLARI VAR MI

GERÇEKTEN BU ÜLKEDE

YARI AÇ, YARI TOKSA

MİLLET, HAKLAR NEREDE

EN BÜYÜK HAK İHLALİ

AÇLIKTIR İNAN AÇLIK

MİLLETİN ÇOĞUNLUĞU

AÇLIK ÇEKİYOR ARTIK

HASTA ZATEN HASTADIR

HEKİM HASTADAN DERTLİ

BU ÜLKEDE BİR ŞEYLER

TERS GİTMEKTEDİR BELLİ

İNSAN HAKKI İHLALİ

BUGÜN DÜNDEN KAT BE KAT

KİMSE SES ÇIKARMIYOR

HER NE HİKMETSE FAKAT

KADINLARA İKİNCİ

SINIF GİBİ BAKANLAR

MAALESEF MÜSLÜMAN

DİYE GEÇİNİR ONLAR

İSLAMİYET ADINA

KONUŞMAYIN BUNLARI

İYİ TAHLİL EDİNİZ

ÖĞRENİNİZ KUR’ANI

İŞÇİ MODERN KÖLEDİR

KADIN HALA CARİYE

MÜSLÜMAN ÜLKELERDE

KADIN EZİLİR NİYE

İNSAN HAKLARI VAR MI

GERÇEKTEN BU DÜNYADA

BİR KİŞİNİN VARLIĞI

DENK İKEN BİR MİLYARA

BİR ZENGİNİN SERVETİ

BİR MİLYARA EŞİTKEN

İNSAN HAKLARI DİYE

VAR ÇIRPIN DUR YİNE SEN

KADER İMİŞ FAKİRLİK

YALAN BİLLAHİ YALAN

NİNİLLERLE UYUTUR

DİYANETE BAKARSAN

MAUN SÜRESİNE BAK

HAKİKATİ BİL, ÖĞREN

SOFTA KAFALILARA

KULAK VERDİĞİN NEDEN

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER