CHP; DEM’in , İP’in , SP’nin belediye başkan adayı çıkartmasını istemiyordu. Görüşmelerden ittifak sonucu çıkmadı. Ak Parti ise hem DEM’in hem İP’in hem de SP’nin aday çıkartmasını istiyordu. Pek tabii ki CHP’lilerden ittifak kuramadıklarına linç ve hakaretler. AK PARTİ; YRP’in aday çıkartmasını istemiyordu. MHP ve BBP ile anlaşılarak, HÜDA-PAR ile de ayrı hareket ederek yerel seçimlere girme kararı aldı. YRP’nin aday çıkartmasını CHP, HÜDA-PAR’ın da aday çıkartmasını DEM istiyordu. Bu kez de Ak Partililerden YRP’lilere aday çıkaracakları için linç ve hakaretler… DEVA PARTİSİ’ne, GELECEK PARTİSİNE’ne, DP’ye ve ZAFER PARTİSİ’ne rağbet yok. Siyaset sadece uzlaşı sanatı değil aynı zamanda bir yarıştır, bir iddiadır. Uzlaşma kadar, ayrı hareket etme de doğasında var… Her seçim partiler için önemli. İktidar için güven ve güç gösterisi, muhalefet için ise umut demektir. Bunun yanında belediye başkanlığının verdiği avantaj ile hem siyasetten var olma hem de güç devşirmeyi amaçlayan siyasetçiler ve partiler için de fırsat. Birleşmedikleri ve feshedilmedikleri müddetçe aslolan partilerin her seçime kendi logolarıyla girmeleridir. An itibariyle oluşan tablo karşısında partilerin kendi logolarıyla gireceği bir seçimde en avantajlı parti Ak Parti’dir. Ak Parti, MHP veya YRP ile ; CHP ise DEM,İP, SP ile müzakere masasına oturuyorsa bu menfaat birlikteliğinden, zorunluluktan, ihtiyaçtan, kazanma arzusundan ve güç kaybından kaynaklandığı şeklinde okumak da mümkün. Bu açıdan bakıldığında ittifak kuranlara da, ittifakta yer almayanlara da kızmak haksız bir tepki olur. Diğer taraftan evvelden ittifaksız seçimleri silip süpüren partiler ve dominant anamuhalefet diğer partiler ile görüşmelere yoğun enerji harcamak yerine sağlıklı bir özeleştiri yapabilselerdi belki işleri daha kolay olurdu. Not: Siyasette 24 saat çok uzun bir süre ise listelerin teslim edileceği 20 Şubat’a kadar daha çok uzun süre var. Bu değerlendirme bugün için geçerli. Bir bakmışsınız kararlar değişmiş, yeni kararlar alınmış…