Hazret-i Mevlana’yı anma etkinlikleri her yıl Konya’da 7-17 Aralık günleri arasında gerçekleştirilir. Bu kutlamalar Şeb-i Arus etkinlikleri olarak da tanımlanır. (Şeb-i Arus) Hazret-i Mevlana Celaliddin’i Rumi Hazretlerinin ebediyete intikal ettiği gece anlamında kullanılsa da asıl anlamı GERDEK GECESİ’dir.(ARUS)Siirtçelisanımızda(GELİN),(ŞEB) ise (GECE) demektir.
Hazret-i Mevlana, Yüce ALLAH’A kavuşacağı geceyi özlemle beklerken, bunun ölümle olacağının bilincindeydi. Bunun için de (VUSLAT GECESİ) anlamında bu deyimi kullanmıştır.
Mevleviliğin felsefesi üç kelimede saklıdır. “HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM”kelimeleri Mevleviliğin kuralıdır.
Hazret-i Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin öldüğü geceyi anmak için Konya’da düzenlenen törenlerin son gecesine ŞEB-İ ARUS GECESİ denilir. Bilindiği gibi yıllardan beri Konya’da ŞEB-İ ARUS etkinlikleri düzenlenmektedir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi Hazretleri’nin ebediyete intikal tarihi Miladi takvime göre 17 Aralık 1273’tür. “Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri” 17 Aralık gecesi yapılacak törenlerle sona erecektir. Hafta boyunca düzelenen etkinliklere halk arasında Şeb-i Arus Törenleri olarak bilinir.
Hazret-i Mevlana ölüm gününü “Hakk’a vuslat” yani “Yaradana Kavuşma” (Düğün Günü-Gecesi) saymıştır, “Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan” der. Ölüm Mevlana için kişinin aslına dönüşü, kaynağının ilahi bir cevher olması nedeniyle “Allah’a dönüş” olarak yorumlar. Bir başka ifadeyle ölüm “cismin ortadan kalkması değil, Allah’a doğru uçmasıdır”. Ölüm, Müslümanlık öncesi Türklerde de aynı şekilde ifade edilirdi. Bu yıl 7 Aralık’ta başlayan ŞEB-İ ARUS haftası Hazret-i Mevlana’nın ebediyete intikâl gecesi olan 17 Aralık’ta son bulacaktır.
İyisi mi yazımızı Halk Şairimiz Ahmet Arıtürk’ün, Hazret-i Mevlana’nın MESNEVİ’SİNDEN tercüme ettiği VUSLATI terennüm eden bir bölümüyle noktalayalım:
HÂL, GÜZEL BİR GELİNİN CİLVESİDİR, MAKAMSA
GELİNLE HALVET OLUP, ERİŞMEKTİR VUSLATA
GELİNİN CİLVESİNİ, BAŞKALARI GÖRSE DE
VUSLATI, PADİŞAHA MAHSUSTUR BİL YİNE DE
GELİN CİLVELENSE DE, HAVAS İLE AVAMA
ONUNLA HALVET EDEN PADİŞAH OLUR AMMA
SOFİLER İÇİNDE HÂL EHLİ ÇOKTUR VELÂKİN
MAKAM SAHİBİ OLAN, NADİR BULUNUR BİLİN
ELÇİYE HABER VERDİ, CANIN MENZİLLERİNİ
ANLATIP ÖMER O’NA, RUHUN SEFERLERİNİ
ZAMAN DIŞI ZAMANDAN, ZAMANDAN DIŞTA OLAN
AZAMETLE MÜCEHHEZ KUTSİYET MAKAMINDAN
VE RUH SİMURGUNUN BU ÂLEME GELİŞİNDEN
ÖNCEKİ UÇUŞLARI ANLATILDI YENİDEN
RUHUN O ÂLEMDEKİ UÇUŞU UFUKLARI
AŞIYOR, ÇEKİYORDU BUNDAN İŞTİYAKLARI
İŞTİYAK ÇEKENLERİN ÜMİT VE HIRSLARINDAN
İLERİ GİDİYORDU AŞARAK UFUKLARDAN
O YABANCI ÇEHRELİ ZATI DOST BİLEN ÖMER
CANININ, HAK SIRRINI DİLEDİĞİNİ ANLAR
ŞEYH, KÂMİLDİ; MÜRİDİN, TAM BİR İSTEĞİ VARDI
YOLCU GAYET ÇEVİKTİ VE AT DA KAPIDAYDI
İRŞAT EDİLMEK İÇİN KABİLİYETLİ GÖRDÜ
O MÜRŞİT, TEMİZ YERE, EKTİ TEMİZ TOHUMU