Suriye için siyasi çözüm üretme beklentisinde, arzulanan bir noktaya gelinmiş değil ve komşu ülkede çatışmalar halen devem etmektedir. Ülkemiz, Rusya ve İran ile sağladığı belirtilen ittifakla garantör devletlerden biri olarak samimi şekilde arayışlarını sürdürürken, kendileriyle birlikte hareket ettiğimiz Rusya ve İran’ın aynı samimiyetle hareket etmedikleri gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Suriye’de yaşanan olaylardan en çok zarar gören ülkemiz olmuştur ve sayıları yaklaşık 4 milyon diye ifade edilen Suriyeli sığınmacılar için günümüze dek 40 milyar dolar harcandığının ilgililerimizce dile getirilmesi, en çok zarar gören ülke olduğumuz gerçeğini çok net şekilde gün ışığına kavuşturmaktadır.
Esad yönetiminin bir an önce devrilmesi için ABD ile yaptığımız işbirliği, Rusya’nın müdahalesi sonucu arzulananı vermedi ve devam eden gelişmelerde yıllardır “müttefik” diye ifade edilen ABD’nin olumsuzluklarına hedef olurken, Rusya ile yakınlaşmamızda bir mesafe alındı, ancak; Suriye konusuna siyasi çözüm üretmek için kendisiyle birlikte hareket ettiğimiz Rusya, İdlib’te ateşkesi sağlayacak kararlı bir tutum sergilemedi ve hava desteğiyle Esad rejiminin İdlib’teki saldırılarına destek verdi. İdlib’ten kaçmak isteyenlerin yine Türkiye kapısına dayanacakları muhakkaktır. 4 milyon Suriyeli barındıran ülkemizin yeni sığınmacılara sahip çıkması imkânsızdır ve bu durumu Rus lider Putin’in bilmemesi söz konusu değildir. İran da İdlib’te Esad’ın güçlerine destek veriyor ve bu gerçek, dış ilişkiler açısından oldukça düşündürücü bir durumdur.
Birçok hemşerim İdlib’te yaşananların değerlendirmesini yaparken; “Yılların müttefiki diye ifade edilen ABD yanı sıra Suriye konusuna siyasi çözüm üretmek için bir araya gelinen Rusya ve İran’ın sergiledikleri tutuma bakıldığında, büyük üzüntü duymamak mümkün değildir. İdlib’te ateşkesi sağlamaya yönelik olarak ciddi şekilde ağırlığını ortaya koymayan Rusya ile olan ilişkilerimizi tırmandırırken, sayısız olumsuzluklar sergileyen ABD’den de bir türlü kopamıyoruz…” diye görüş belirtiyorlar ve hemşerilerimin bu tespitlerine hak veriyorum.
Sadece kendi çıkarlarını düşünün ülkelerle olan ilişkilerimiz konusunda çok dikkatli olmamız gerektiğini söyleyerek halkımızın duygularına da tercüman oluyorum.
YORUMLAR