Dünkü yazımızda Vali Ali Fuat Atik’in resmi rakamlara dayanarak yaptığı açıklamayı baz alarak yatırımlarda resmen sınıfta kaldığımızı belirtmiştik. Hem de hiç bir yorum katmadan. Zaten rakamlar o kadar açık ve belirgin ki, hiç yorum yapmaya da ihtiyaç duyurmuyor.
Gelin bugünkü yazımızda olayın perde arkasını yorumlayalım ve toplantıya ilişkin gözlemlerimizi aktaralım. Yatırımların tamamının gerçekleştirilmesini beklemek çok idealist bir yaklaşım olur. Çünkü, mutlaka çeşitli nedenlerden dolayı bazı projeler rafa kaldırılabilir veya tamamlanmaları gecikebilir. Makul ölçülerde olduğu takdirde bunun garipsenecek bir yönü de yok. Örneğin, belediyenin projelerinden tek bir tanesinin ihalesi henüz yapılamamış. Daha doğrusu ihale yapılmış ve tek bir firmadan teklif geldiği için iptal edilmiş. Bugünlerde yeniden ihaleye çıkılması için hazırlık yapılıyor.
Bazı kurumların ihalelerinde arsa istimlaki, keşiflerin hazırlanması ile diğer altyapı işlemleri çözülmediği için projelerin gerçekleşme oranları çok daha düşük düzeylerde kalıyor. Henüz başlanmayan 68 projeyi bunlar oluşturuyor.
Bu yıl geçti ve artık gelecek yıla bakalım diyeceğim ama, takılmış bir plak gibi olacak. Çünkü, geçen yılda aynı şeyler tekerrür etmişti. Yine toplantıya başkanlık eden Vali Ali Fuat Atik tepki göstermişti. Bu duruma tanık olan Vali Atik, bugüne kadar yıl içinde gerçekleştirilen üç toplantının üçünde de bu konuya hem de bir değil birden çok kez dikkat çekmiş ve gerekli önlemlerin alınmasını istemişti.
Aslında içinde bulunduğumuz durum bana Nasrettin Hocaya atfedilen bir fıkrayı hatırlatıyor. Hani Hoca Timura hediye olarak inci götürüyor.Timurda buna kızarak incirleri tek tek Hocanın yüzüne gözüne doğru fırlatıyor. Hoca yüzüne çarpan her bir incirin ardından gülümseyip ardından da şükrediyor. Nedenini sorduklarında verdiği cevap çok anlamlı.”Ya ayva getirmiş olsaydım, halim nice olurdu düşündüğümde şükretmemek mümkün değil.”
Bende Vali Atik’in bunca uyarılarının ardından ulaştığımız bu sonuçlara şükrediyorum. Ya Vali Atik bu konunun üzerinde bu kadar durmasaydı ve her toplantıda yatırımları gerçekleştirmeyen kamu kurum ve kuruluş yetkilileri hakkında işlem yaparım demeseydi, gerçekleşme oranı ne olurdu? Her halde %15-20’lerde kalırdık. Belki o oranlara da ulaşamazdık. Kim bilir? İşte bende bunu düşündüğümde Nasrettin Hoca gibi halimize şükrediyorum. Yani anlayacağınız beterin beteri var. Allah beterinden yani daha da düşük gerçekleşme oranlarından korusun.
Bu konuyu ele almaya yarın ki yazımızda sürdüreceğiz.