Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Dicle Elektirik Reklam
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

İLK KURŞUN VEYA GAZETECİ HASAN TAHSİN’İN ŞEHİT EDİLİŞİ (15 MAYIS 1919)

Tarihimizde, işgalcilere karşı İLK KURŞUNU SIKARAK İSTİKLAL MEŞALESİNİ YAKAN İKİ KAHRAMAN VARDIR. Bunlardan biri İzmir’de işgalcilere ilk kurunu sıkan HASAN TAHSİN, diğeri Maraş’ta Fransız işgalcilere ilk kurşunu sıkan SÜTÇÜ İMAM’dır.

Hasan Tahsin veya asıl adıyla (Osman Nevres) Gazetecilik Mesleğinin yüz akı bir kahramandır. 15 Mayıs 1919 günü İzmir’de karaya çıkan Yunan işgal askerlerine ilk kurşunu sıkarak, Türk milli direnişini başlatan, sembol isimdir. Gazetecilerin, sadece kalemleriyle değil, gerektiğinde canları pahasına vatanları için kurşun sıkmak yürekliliğini gösterebileceklerinin ispatıdır. Hasan Tahsin de Mustafa Kemal (ATATÜRK) gibi Selanik doğumludur. İlkokula Atatürk’ün de okuduğu Şemsi Efendi Okulunda başlamıştır. İttihat ve Terakki tarafından verilen bursla Paris Sorbonne Üniversitesi’nde siyasal bilimler Akademisi’nde okuyarak mezun olmuş, Paris’te iken İttihat ve Terakki Fırkası’nda ve Teşkilat-ı Mahsusa’da görev almıştır. Paris’te okuduğu dönemde, Trablusgarp‘ı işgal etmiş olan İtalya‘yı protesto etmek amacıyla, Mısırlı öğrenci lideri Şeyh Dayef ile beraber mitingler organize ederek, isyan seslerini yükseltmişlerdi. 1914 yılı başlarında İstanbul’a döndükten sonra, Osmanlı Devleti aleyhine Balkanları karıştıran İngiliz Buxton kardeşlerin bu faaliyetlerini önlemekle görevlendirilmişti. Bu arada Osman Nevres olan adını Hasan Tahsin olarak değiştirir. Buxton kardeşlere Bükreş’te bir tünelde suikast düzenleyen Hasan Tahsin 10 yıla mahkûm edilmiş, Birinci Dünya Savaşında, Bükreş’in Osmanlı Devleti ve müttefik Almanya tarafından alınmasından sonra, 2 yıl hapis yattığı bu yerden 1916 yılında kurtulmuştur.

O yılların en tehlikeli hastalıklarından sayılan verem iletine yakalanan Hasan Tahsin tedavi için İsviçre‘ye gitmek zorunda kalmış, bu süreçte de tanınmamak için, Osman Nevres yerine Hasan Tahsin ismini kullanmıştır.

İzmir’e dönüşünde Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) adı altında gazete çıkaran Hasan Tahsin yazılarında “Vatanperver Hasan Tahsin” lakabını kullanmıştır. Anadolu’nun işgaline karşı çıkmak için kurulan “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” adı verilen dernekte görev alan Hasan Tahsin 14 Mayıs 1919’u, 15 Mayıs 1919’a bağlayan gece, çok sayıda İzmirlinin Yunan işgalini protesto için toplandıkları Maşatlık Meydanında dönemin Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa ile birlikte yaptıkları konuşmalarda İzmir halkını direnişe ve başkaldırıya davet etmişlerdi.

Hasan Tahsin, yaptığı konuşmanın bir bölümünde “Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var!” diyerek işgale karşı kararlılığını vurgulamıştı. Yine Hasan Tahsin’in önderliğinde hazırlanan direniş bildirilerinde, İzmir halkının düşmana karşı birlik olması, isyan etmesi ve kendini göstermesi gerekliliği vurgulanmaktaydı. Ertesi gün yani 15 Mayıs 1919 günü sabahın erken saatlerinde Hasan Tahsin, Konak Meydanı’nın Kordonboyu olarak bilinen kesiminde, İzmir’i işgal için karaya çıkacak Yunan askerlerini bekleyen yerli Rumların arasına karışmıştı. Yerli Rumlar ellerinde Yunan Bayrakları olduğu halde İzmir’i işgal edecek Yunanlı askerlerin karaya çıkmalarını bekliyorlardı. Yunan gemileri Pasaport Limanı’na çıkarma yapmaya başlamıştı. Yerli Rumlar, ellerinde Yunan bayraklarıyla askerleri karşılıyor, gemilerden inen askerler işgal edecekleri mahallelere dağılmak üzere hazırlanıyorlardı.

Yunan askerlerinin yürüyüşe başladıkları esnada, Hasan Tahsin bir anda kalabalığın arasından sıyrılarak ön tarafa geçmiş, yüksek ve gür sesiyle; OLAMAZ, OLAMAZ BÖYLE ELLERİNİ SALLAYA SALLAYA İZMİR’E GİREMEZLER!şeklinde haykırarak revolver silahı ile düşman askerlerine karşı,  tarihi ilk kurşunu sıkmıştır.

Hasan Tahsin tek kurşun atmakla kalmamış sıktığı ikinci kurşunuyla Yunanlı Komutanın atını tutmakta olan seyisi hedef almıştı; ardından silahındaki kurşunlar tükenene dek mevzilenen Yunan askerlerinin üstüne ateş etmeye devam etmişti. Kurşunu bitince geriye doğru sıçrayarak 529 İzmir Askeri Mahfiline çıkan sokak başına kadar gelmişti; burada mavzerini tekrar doldurmuş hatta sokaktaki bir evden çıkan kadına “…Anne.. Bunlar son kurşunlar, onları da harcayayım.. sonrasına sen ahirette şahit ol..” diyerek beş kurşun ile biri subay beş Yunan askerini daha öldürmüştür. Kurşunu biten “Hukuk-u Beşer” gazetesi sahibi Hasan Tahsin Bey orada şehit edilmiş ve İzmir’in işgali sırasındaki ilk Türk şehidi olmuştur. Hasan Tahsin şehit edildiğinde 31 yaşlarında filinta gibi bir delikanlıydı.

Gazetecilik mesleğinin yüz akı bu Kahraman adına 1973 yılında, Konak Meydanındaki İzmir Büyükşehir Belediye Binasının hemen yanına, bir elinde bayrağı diğer elinde Rovelveri ile anıtlaşan “Hasan Tahsin, İlk Kurşun” anıtı ve heykeli yapılmıştır.

VE SÜTÇÜ İMAM

31 Ekim 1919 günü hamamdan çıkan 3 Türk kadına Fransız Ermeni lejyonerleri “Burası artık Türk memleketi değildir. Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilmez!” diyerek kadınların peçelerini zorla açmak istemişlerdi. Olaya ilk müdahale eden Çakmakçı Sait; “Gâvur oğulları! Dokunmayın bacılarıma!” diyerek Ermeni lejyonerlerinin üzerine yürür. Üzerinde silahı olmayan Çakmakçı Sait, silahlarıyla karşılık veren işgalciler tarafından yaralanır ve daha sonra ölür. Bu olaya şahit olan Sütçü İmam silahıyla ateş açar ve bir Ermeni lejyon askerini öldürür, bir diğerini de yaralar. 1 Kasım 1919 tarihinde, ölen Ermeni için büyük bir cenaze töreni düzenlenir. Ermeniler ve Fransız askerleri Sütçü İmam’ı aramaya başlayınca Sütçü İmam bir atla Ağabeyli köyüne gider. Ermenilerin ve Fransızların bütün çabalarına rağmen Sütçü İmam bulunamaz. 31 Ekim 1919’da Kahramanmaraş’ta düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam, Kahramanmaraş’taki kurtuluş hareketini başlatmıştır.

Sütçü İmam, Bertiz bölgesinde Yüzbaşı Muharrem Beyazıt komutasındaki birliğin hazırlıklarına katılır. Olaydan sonra Sütçü İmam ev ev aranır. Ancak hiç kimse nerede olduğu bilgisini vermez. Hatta dayısının oğlu olan Kireççioğlu Kadir’e yerini öğrenmek için işkence yapılır, burnu ve kulakları kesilerek öldürülür. Bir tabutun içine koyularak, vatandaşa gözdağı olsun diye hükûmet meydanında vatandaşlara teşhir edilir.

Maraş’ın kurtuluşundan sonra belediyede odacılık görevi, ardından da bir kalede topçuluk görevi verilir. Kahramanmaraş’ın kurtuluşta yaşanan Bayrak Olayı yıl dönümü kutlamaları sırasında kimi söyleme göre kalabalıkla kaleye çıkarken kimine göre de 101 pare top atışı yapılırken top aracı çok ısındığı için 21. ya da 22. top atışı sırasında ateş alır ve toptan bir parça alnına saplanır. Hemen hastaneye kaldırılan Sütçü İmam 2 gün yaşadıktan sonra ölür.

Kahramanlarını unutmayan bu millet Kahramanmaraş’taki üniversitenin adını (KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ) olarak adlandırmıştır.

Evet, 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaline karşı çıkarak işgalci Yunan askerlerine karşı İLK KURŞUNU SIKAN Gazeteci Hasan Tahsin’dir,

31 Ekim 1919’da da Maraş’ta SÜTÇÜ İMAM, işgalcilere ilk kurşunu sıkmıştı.

İşte bu millet varlığını, istiklâlini ve istikbalini öyle yiğit kahramanlarına borçludur. Sütçü İmam’ın Maraş’ta işgalcilere karşı ilk kurşunu sıktığı günün yıldönümünde istedik ki her iki kahramanı birlikte analım. Ruhları şadolsun…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER