İslam’ın şartı (BEŞ), imanın şartı (ALTI) denilirse de gerçekte bilinen bu şartların dışında o kadar çok şartlar var ki. Neyse, biz bu konuyu ilim adamlarına bırakalım da önce İslâm’ın beş şartı ne zaman farz oldu, ona bir bakalım.
Hazret-i Muhammed’e (O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun) Peygamberlik görevi verildiğinde, islamın ve imanın şartları hemen verilmedi. İmanın da, islamın da şartları toplumu alıştırmak açısından ayet-i kerimelerde tedricen indirildi.
İşte, dinimizin farzları ve farz olmalarının ilân zamanları:
1- Kelime-i şahadet: Müslümanlığın başlangıcında farz oldu. Beş şarttan ilk farz olan budur.
2- Beş vakit namaz: Hicretten bir yıl önce Miraç gecesinde farz oldu.
3- Ramazan-ı şerif orucu: Hicretin ikinci yılında, Şaban ayında farz oldu.
4- Zekat vermek: Orucun farz olduğu yıl, Ramazan ayında farz oldu.
5- Hac: Hicretin dokuzuncu yılında farz oldu.
İslam’ın getirdiği yasaklar da zaman içinde ve tedricen ilan edilmiştir. Örnek olarak içkinin yasaklanması üç aşamalı olmuştur. İçki hakkında verilen ilk emir şöyledir:
“Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.”
İkinci tebliğde:
“Rasûlüm! Sana içki ve kumarın hükmünü soruyorlar. Şöyle de: “Onlarda büyük bir günah ve zarar, bununla birlikte insanlar için birtakım faydalar da vardır; fakat günah ve zararları faydalarından daha büyüktür.”
Üçüncü tebliğ ise şöyledir:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, tapınmak ve putlara kurban kesmek için dikilen taşlar, fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”
Ve son tebliğde mealen şöyle buyurulur:
“Hiç şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla sizin aranıza ancak düşmanlık ve kin bırakmak, sizi Allah’ı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz, değil mi?”
Gönülleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlara vadedilen cennetin durumu şöyledir: Orada hiç bozulmayan tertemiz su ırmakları, tadı bozulmayan taptaze süt ırmakları, içenlere lezzet veren ve dünyadakiler gibi sarhoş etmeyen şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlar için orada ayrıca canlarının çektiği her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır. Böyle nimetler içinde yaşayanlarla; cehennemde sürekli kalacak olan ve kaynar su içirilip de bağırsakları parçalanan kimseler hiç bir olur mu?
Bakın, İslam dininin dillendirilen 5 farzı ve imanın şartları dışında müminlerin nasıl olmaları gerektiği Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde nasıl tarif ediliyorlar:
([Müminler] büyük günahlardan ve hayasızlıktan sakınır, öfkelenince kusurları bağışlar ve işlerini aralarında istişare ederler.) [Şura 37,38]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Müslüman, elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.) [Buhari]
(Mümin akıllı, basiretli ve uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir. Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan da kaçar.) [Deylemi]
(Mümin, koku satana benzer. Yanına oturan, beraber gezen veya onunla iş yapan faydasını görür.) [Taberani]
(Mümin ülfet eder. Ülfet etmeyen ve edilmeyende hayır yoktur.) [Beyheki]
(Müminin yanına gelen, güzel bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.) [Deylemi]
(Mümin, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz.) [Hakim]
(Mümin arı gibidir; konduğu dala zarar vermez. Eseri de güzeldir.) [Beyheki]
(Mümin, uysal bir deve gibi, “Ih” denince, yer sert olsa da çöker.) [Beyheki]
(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemi]
(Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir.) [Dare Kutni]
Evet, İslamın şartlarını BEŞ, İmanın şartlarını (ALTI) sayısı ile sınırlandırmanın bir anlamı yok. Gerçek bir Müslüman olmak için o kadar çok şartlar var ki…