Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet ARITÜRK
Ahmet ARITÜRK

İSLAMİYET, (TEVEKKÜL) DEĞİL, (HAK ARAMA) DİNİDİR!

İslamiyet, gerçekten de (TEVEKKÜL) değil, (HAK ARAMA) dinidir. Evet, tevekkül var ama, kimilerinin iddia ettikleri anlamda bir tevekkül yok. Bütün sebepleri yerine getirdikten sonra, neticesine tevekkül edeceksin. Yani, sorun ne ise gücün yettiği kadar peşinden koşacak, ancak ondan neticesine tevekkül edeceksin. Tevekkülü önerenler, ya işin gerçeğini bilmiyorlar, ya da işlerine geldiği gibi dini duygularımızı istismar ederek bizi aldatıyorlar.

Tevekkül, kimi sözde din adamlarının anlattıkları gibi olsa o zaman İsral’in, Gazze’de uyguladığı SOYKIRIMA DA (GÖRELİM MEVLAM NEYLER, NEYLERSE GÜZEL EYLER) DİYEREK TEVEKKÜL EDELİM.

Bir hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED (O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun) buyuruyor ki “Kim bir kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin.” Bu hadis-i şerifteki emir, gerçekte, haksızlıklar karşısında yürütülen toplumsal mücadelenin ve direnişlerin de meşruiyetinin kanıtıdır.

 (SUSMA, SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK) deyişinde olduğu gibi, birilerine veya topluma karşı yapılan haksızlıklara karşı susarsak (DİLSİZ ŞEYTAN) hükmünde oluruz. Bu söylem de bir hadis-i şerifin meali alisidir. Bizzat Peygamber Efendimiz ister kendinize, ister başkasına, isterse de topluma karşı yapılan haksızlıklar karşısında SUSMAYIN emrini vermektedir.

Hazret-i Ömer’in (Allah ondan razı olsun) sürekli olarak camide ibadet halinde gördüğü birisine:

-Seni hep camide ibadet halinde görüyorum. Peki, maişetini nasıl sağlıyorsun! diye sorduğu, abid geçinen kişinin de:

-Ben mütevekkilim, zamanımı hep ibaretle geçiriyorum. Benim ve ailemin nafakasını kardeşim sağlıyor demesi üzerine, Hazret-i Ömer’in hiddetlenerek:

-SEN MÜTEVEKKİL DEĞİL, MÜTEEKKİLSİN. Haydi, kalk git çalış. Kardeşine daha fazla yük olma!

Buyurduğu rivayet edilir.

Bugün, böyle bir yazı yazmak neden icap etti diye sorulursa, özellikle bugünlerde  hak arayışı içinde olan emekli vatandaşlarımıza aldıkları maaşla yetinmelerini ve seslerini çıkarmayarak verilene TEVEKKÜL ETMELERİNİ tavsiye eden sözde din adamlarının hiç de doğruyu konuşmadıklarını anlatmak için…

TÜRKİYE’DE, 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekânlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.

Bütün kadınlarımızın, Dünya kadınlar gününü içtenlikle kutluyorum.

TAŞLAMA

KADINLARI ALDATMAK

ERKEKLERİN HUYUDUR

BİR GÜNLÜK SALTANATTIR

İŞTE SEKİZ MART BUDUR

 

“BİR ELİNDE CIMBIZI

BİR ELİNDE AYNASI”

KADINI BÖYLE GÖRDÜK

VAR MI BUNUN DAHASI

 

KADIN TÖRE MAĞDURU

KADIN SESSİZ VE DİLSİZ

KADINLAR BÖYLE OLSUN

BÖYLE İSTİYORUZ BİZ

 

ERKEKLER HEP EGEMEN

OLMAK İSTERLER GERÇEK

“TAŞ FIRIN ERKEĞİYİZ”

BUNDAN VAZGEÇMEYİZ PEK

 

ADI YOKTUR KADININ

KADIN ÜM’DÜR, ÜMMETTİR

KADINLARIN SEMBOLÜ

BİLİN Kİ MERHAMETTİR

 

HER GÜN KADINLAR GÜNÜ,

GERÇEK OLAN BU ANCAK

KADINI META GİBİ

ZANNEDEN AHMAK VAR BAK

 

KADIN ANADIR ANA,

KADIN EŞTİR, BACIDIR

GELİNİMİZ, KIZIMIZ

BAŞIMIZIN TACIDIR

 

KADIN ELİ DEĞMEYEN

BÜTÜN İŞLER NOKSANDIR

KADIN ADEMOĞLU’NA

BİL EN BÜYÜK İHSANDIR

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER