Arapça dilinde sıkça kullanılan bir deyimle beddua arasında bir cümle var; İye müsibi fi kil beyt. Türkçe yazılımı ile her evde musibet. İşsizlik konusu ülke genelinde ve özellikle aralarında Siirt’in de yer aldığı kalkınmasını sağlayamamış, yeterli istihdam alanları açılmamış bölgelerde hemen her evi kasıp kavuran bir musibettir.
Şöyle bir etrafınıza bakının; bir ya da birden çok işsizi bulunmayan bir aile bulabilecek misiniz? Çok zor. Bulmanız çok düşük bir ihtimal, çünkü bu sorun önüne geçilemeyen bir yangın misali, hemen her evi sarmış durumda yakıp gidiyor. Hatta bazı ailelerde çalışma yaşında olan tüm bireyler işsizler. Sorun öylesine devasa. İlimizde yapılan tahminlere göre vatandaşlarımızın yaklaşık %40’ı işsiz. Yani neredeyse her iki kişiden biri işsiz ve evlenip çoluk çocuğa karışamıyor ya da evlenmişse dahi ailesini geçindirmede büyük zorluklarla karşılaşıyor.
Peki, bu sorunun çözümü nasıl olmalıdır? Bu konuda elbette devletimize çok büyük işler düşüyor. Ancak bu işleri eski klasik devlet anlayışında olduğu gibi devletin yatırım yapması, fabrikalar kurması şeklinde beklemek boş bir hayal olur. Çünkü çağımızda bütün dünyada devlet yatırım alanlarını çok büyük bir ölçüde özel sektöre bırakmış durumda. Ancak çok stratejik ve devasa ölçekli bazı yatırımlar devlet eliyle yapılmaktadır. Hatta stratejik öneme sahip silah üretimini bile özel sektöre devreden birçok ülke bulunmaktadır. Devlet kurallarını koyar, özel sektör buna uygun olarak üretimini yapar.
Devlet, ancak yatırımcının önünü açacak gerekli girişimleri yapar, altyapısını hazırlar, teşvik ve destekleri verir. Bunlar bölgemizde ve ilimizde çok büyük ölçüde gerçekleştirilmekte olmasına rağmen yatırımcı, yani özel sektör yine de gelmiyor. Yapılan yatırımların sayısı özellikle ilimizde bir elin parmak sayısını geçmiyor.
Bu durumda ne yapmak gerekiyor? esas üzerinde durmamız ve üniversitelerimiz tarafından araştırma konusu yapılması gereken konu budur. Bu konuda üniversitemizin iktisadi ve idari bilimler fakültesinin öğretim üyeleri, ilgili kamu kurumları ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği içinde gerekli araştırmaları yapar ve uygun reçeteleri yazar.
Ancak benim de kendime göre bir önerim var. Bunu da yarınki yazımızda ele almaya çalışacağım.
YORUMLAR