Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İSTANBUL İL MÜFTÜLÜĞÜ VAİZi UMRAN KILIÇER; RAMAZAN AYINA GİRERKEN

Esselamu Aleykum Kıymetli Dostlar; Bizleri yoktan var eden Nimetlerini ikram

Esselamu Aleykum Kıymetli Dostlar;
Bizleri yoktan var eden Nimetlerini ikram eden Hastalıklarla Açlıkla korkuyla fakirlikle zenginlikle imtihan eden yüce Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun peygember Efendimize salât u selamlar olsun. Asıl müminler, Yaşamış olduğumuz bu hayatın her bir devresi için nice hazırlıklar yapmışızdır.
Hazırlık yapılan şeyin değeri anlaşıldığı müddetçe ona yapılan hazırlıkta daha güzel olacaktır. İşte bir ramazan ayına daha kavuşmak üzereyiz. Bu aya hazırlık yapmak gerek. Bu aya hazırlık derken acaba nasıl bir hazırlık yapmalıyız sorusu aklımıza gelebilir. Bu sorunun cevabı ise yine bir soru sorarak arayalım. Neden bu aya hazırlık yapmalıyız? Bu soru Ramazan ayına ne kadar değer vermemiz gerektiğini ve hazırlığımızı nasıl yapmamız gerektiğini ortaya çıkaracaktır. İlk defa ölümü çok andığımız salgın hastalık Corona virüsünden dolayı bir Ramazan ayına kavuşacağız . Bu hastalıktan kurtulanlar konusunda Siirt halkımızı tebrik ediyorum. Tedavi olup hastahaneden çıkanları Salavatlatla uğurlamaları muhteşemdi.Tedbir kuldan Şifa Allah’tan.
Kıymetli Dostlar,
Ramazan ayı Kuran ayı. Bu ayda Kuran-ı Kerim indirilmeye başlandı. Ayet-i kerimede bu husus şöyle bildirilmektedir.
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ
Ramazan ayı, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.” Bu aya kıymet verdiren, on bir ayın sultanı yapan Kur’an-ı Kerim’dir. Kadir gecesi hakeza bin aydan daha hayırlı kabul edilmektedir. Yine bu aya değer veren Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmiş olmasıdır. Bu sebeple bizlerinde böyle bir değerle değerlenmemiz için Kur’an-ı Kerim’i hayatımıza aktarmamız gerekmektedir.
Kuran insanlığın kurtuluşu için gönderilmiş son ilahi kitaptır. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığın kendisine ihtiyaç duyduğu ve duyacağı hidayet rehberidir. Doğrular ve yanlışlar Kuran-ı Kerim ile ayrılır. Ramazan ayına hazırlık yapmalıyız. Çünkü bu ay Kuran ayıdır. Kuran-ı Kerimi öğrenmeye ihtiyacımız var. Özellikle evde kalmak zorunda kaldığımız bu günlerde büyük fırsattır.
Okumaya ve anlamaya ihtiyacımız var. Bu ayda hayatımıza hayat katmaya ihtiyacımız var.
Ramazan ayı oruç ayı. Oruç İslam’ın beş temel şartından biri. Bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadettir oruç. Ramazan’dan istifade etmenin yollarından biri de elimize, dilimize ve bütün benliğimize sahip olarak oruç tutmak olmalıdır.
Ramazan ayı yardımlaşma ayı. Bu ayda yapmış olduğumuz hayır ve hasenatlar diğer aylara göre kat kat artmaktadır. Zekatlar bu ayda dağıtılmakta, ve bu Corona virüsünden dolayı önceden zekâtları verenlerimiz oldu.
Bu aya özgü olarak fitreler verilmektedir. Bu ayda yapılan bu yardımlar insanların birbirleriyle olan diyaloglarını geliştirmekte, birlik ve beraberliği pekiştirmektedir.
İnsanoğlunun hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan şeylerin başında maddiyat gelmektedir. Maddi hayatı sıkıntı içerisinde geçirenler, hem psikolojik hem de sosyolojik sıkıntılar yaşayabilmektedir. Kendisiyle barışık olamayan insanlar etrafıyla da barışık olamamaktadır. Bu salgın hastalık Corona’dan dolayı maddiyat’ın ölümden sonra dünyada kalacağını tefekkür etmiş olduk.
Ramazana girerken evimize birçok şey almaktayız. Ramazanın sofralarımıza getirdiği bereket çok farklıdır. Başka zamanlarda birkaç çeşit yemek bir arada olmazken Ramazan ayının bereketi ile birçok çeşit yemeği aynı anda masalarımızda bulabilmekteyiz. İşte bu noktada sofrasında bir çeşit yemek bulamayan kardeşlerimizin olduğunu unutmamalıyız. İslam’ın “Kardeşi açken kendisi tok yatan bizden değildir” temel prensibine uygun hareket etmeliyiz.
Yardımlaşma duygusu insana çok büyük hazlar vermektedir. İnsanlar birbirlerinin külüne bile muhtaç olarak yaratılmışlardır. Bu yardımlaşma duygusunu Ramazan’da daha canlı tutabilmek için şimdiden o günlere maddi hazırlık yapmakta fayda vardır. Başka zamanlarda yardım bekleyen insanlar bu ayda daha bir fazla beklemektedir. Bu ayda Müslümanların cömert olduğu herkes tarafından malumdur. Bu sebeple Ramazan ayının bütün gönüllerde daha huzurlu daha mutlu yaşanabilmesinin yollarından biri maddi yardımlaşmadır. Peygamberimizin (s.a.s.) bir hadisini sizlerle paylaşmak isterim.
المسلمُ أَخــو المسلم لا  يَظلِمُه ولا يُسْلِمُهُ . ومَنْ كَانَ فِي حاجةِ أَخِيهِ كانَ اللَّهُ فِي حاجتِهِ، ومنْ فَرَّجَ عنْ مُسلمٍ كُرْبةً فَرَّجَ اللَّهُ عنه بها كُرْبةً من كُرَبِ يومَ القيامةِ ، ومن سَتَرَ مُسْلماً سَتَرَهُ اللَّهُ يَومَ الْقِيامَةِ
“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter.”
Ramazan ayı Kuran ayı. Bu ayda Kuran-ı Kerim okumak hepimiz için bir vazifedir. Okumakla yetinmeyip, manasını öğrenmek ve hayatımıza aktarmak ta en önemli vazifelerimizden birisidir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim öğrenmeye, okumaya, anlamaya ve idrak etmeye özen gösterelim. Namaz müminin miracıdır. Namaz kişiyi fuhşiyattan ve fenalıktan korur. Namaz dinin direğidir. Namaz gözümüzün nurudur. Bu sebeple Farz olan beş vakit namazımızı ve Sünnet olan Teravih namazımızı evde kılmaya çalışalım.
İmam-i şâfi’ye göre Farz namazlarının kazaları varsa onları hesaplayıp bitirmeli sonra sünnet kılabilir. Şâfi mezhebi (Muhammed ibn-i idris) kaza namazları olan sünnet kılamaz . Bir an önce farz kazaları kılıp sonra sünnetleri kılar.
Teravih namazı Sevgili Peygamberimiz tarafından Ramazan aylarında kılınmış olan sünnet namazdır. Hüküm bakımından sünneti-i müekkede olan Teravih namazı Allah’ın rızası gözetilerek kılındığı vakit geçmiş günahlara kefaret olmaktadır. Bu hususta Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimizden aktarılan bir hadisi sizlerle paylaşmak isterim. Efendimiz şöyle buyurmaktadır.
عن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: كَانَ رَسولُ اللّهِ  يُرَغِّبُهُمْ في قِيَامِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ أنْ يَأمُرَهُمْ بِعَزِيمَةٍ فَيَقُولُ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ،
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)’nin anlattığına göre: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onları, kesin bir emirde bulunmaksızın ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. (Bu maksatla) derdi ki: “Kim ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla (teravih) ihya ederse geçmiş günahları affedilir.
Teravih, Arapça tervîha kelimesinin çoğulu olup “rahatlatmak, dinlendirmek” gibi anlamlara gelir. Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsı namazından sonra kılınan sünnet namazın her dört rek‘atının sonundaki oturuş, tervîha olarak adlandırılmış, sonradan bu kelimenin çoğulu olan terâvih kelimesi ramazan gecelerinde kılınan nâfile namazın adı olmuştur.
Teravih, sünnet-i müekkededir. Kadın ve erkek için orucun değil ramazan ayının sünnetidir. Teheccüt namazı 12 rek‘atı geçmediği halde, teravih namazı yirmi rek‘attır. Yatsı namazı kılındıktan sonra ve vitirden önce kılınır. Teravihin cemaatle kılınması kifâî sünnettir. Teravih on selâm ile kılınır ve beş tervîha (dinlenme) yapılır. Yani her iki rek‘atta bir selâm verilip, her dört rek‘atta bir istirahat edilir. Beşinci tervîhadan sonra yine cemaatle vitir namazı kılınır.
Peygamberimiz ramazan gecelerini ihyaya daha fazla önem vermiş olmakla birlikte, rivayetlerden anlaşıldığına göre bu, o gecelerde Peygamberimizin daha çok sayıda nâfile namaz kıldığı anlamına değil, gecenin her zamankine göre daha büyük bir bölümünü ibadetle geçirdiği anlamına gelmektedir.
Teravih namazının 20 rek‘at olduğu çoğunluk tarafından kabul edilmekle ve Müslümanlar arasında yerleşik teamül de bu yöndedir.
Bugünlerde Evimizi mescidlere çevirdik. Teravih namazını kılacak kimsenin, teravih namazına veya vaktin sünnetine veya gece ibadetine niyet etmesi ihtiyat bakımından daha uygundur. Kayıtsız olarak “namaza” veya “nafile namazına” niyet edilmesi de birçok fıkıh alimlerine göre caizdir.
Teravih vaktin sünnetidir;
Bu ayda sevaplar iki kattır.
İslam Dini Müslümanları birbirine manevi kardeş kılmıştır. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır.
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ   “Müminler ancak kardeştirler.” Ana-baba bir kardeşlerimizin sıkıntılarını gidermek için çalışıp çabalatma isek, etrafımızda bulunan maddi zorluklar içerisinde olan kardeşlerimizin de ihtiyaçlarını karşılamak üzerimize düşen bir vazifedir. Bir hadiste Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor.
 « مثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وتَرَاحُمِهِمْ وتَعاطُفِهِمْ ، مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداعَى لهُ سائِرُ الْجسدِ بالسهَرِ والْحُمَّى »
“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”(5)
Ramazan ayında kabir ziyaretleri çokça gerçekleştirilmektedir. Bu ziyaretlerde ise İslam Dinine uygun olmayan davranış şekilleri görülmektedir. Kabirler kabirde yatanlar için mağfiret dilenmesi, ziyaret edenler için ibret alınması gereken yerlerdir. Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Kabirleri ziyaret ediniz, Çünkü bu size ahireti hatırlatır.”
Günümüzde üzülerek görmekteyiz ki; Kabirler, insanlara yaratılmış olan her şeyin bir gün ölümü tadacağını hatırlatmalıyken, dünyevi işlere cevap arandığı yerler haline getirilmiştir. Türbe, yatır ve evliya kabristanları ziyaret edenler, ahireti hatırlamalı, orda yatanlarında bir gün bu hayatta yaşadıklarını ama bu dünyadan ayrıldıklarını anlamalı, kendisinin de bir gün kabire gireceğinin farkında olmalıdırlar. Kur’an okuyarak sevabını onların ruhuna bağışlamalıdır. Bu gibi işlemlerin dışında cereyan eden hadiselerin kişiye fayda yerine zarar getireceği unutulmamalıdır.
İbadetlerde Hakkın ve halkın hukukuna riayet iç içedir. Bu sebeple kendisini hem yaratanına karşı sorumlu, hem de yaşadığı topluma karşı sorumlu görenler, ibadetlerini, sırtta taşınılan bir yük olarak değil, üzerine basarak yükseklere ulaştığı bir araç olarak görmelidir. İbadet esasen Hakkın rızası için yapılsa da, sonuç itibariyle halkın hakkına riayeti de içerir. Ramazan ayında yapmış olduğumuz ibadetlerin tümünde işte böyle bir manevi boyut vardır.
Ramazan ayı gelmek üzere. Bir hafta sonra. Rabbimiz nasip ederse kendisine kavuşacağız. Hazırlıklı olmakta, bedenimizi ve ruhumuzu kendine hazırlamakta kendimizi için fayda var. Bir sonrakine ulaşamayabiliriz. Bir sonraki Ramazanın feyiz ve bereketinden istifade edemeyebiliriz. Elde olanı değerlendirebilenler mutlu olmaktadır. Elde olmayanın peşine düşmek kişiye zarar vermektedir. Elde Ramazanımız var. Ramazanda hikmetler, müjdeler, lütuflar, manevi yağmurlar var. Hazırlık yapmalıyız Kur’an ayı geliyor. Hazırlık yapmalıyız Ramazan geliyor.
Kişinin namazı, orucu, zekatı, haccı ve diğer bütün ibadetleri kendisinin iyiliklere ve sevaba ulaşmasını sağlar. Ancak Allah’ın rızasını kazanmak için bunlar yeterli değildir. İbadetlerimizle beraber ahlakımızı da güzelleştirip, ahlaken kemale ulaşmamız gerekmektedir. Ramazan’da ahlaken kemale ulaşma yollarını aramamız gerekmektedir. Sözümüzü Yunus Emre’nin bir dörtlüğüyle bitirelim.
Bir kez gönül yıktın ise
Şu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin gözün yumaz değil
Yüce Rabbim bizleri Ramazan ayına kavuştursun. Feyiz ve bereketinden istifade etmeyi bizlere nasip etsin. Daha nice Ramazanlara sevdiklerimizle beraber sağlıklı mutlu ve huzurlu bir şekilde ulaşmayı nasip etsin.
Allah’a emanet olun.