Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

İstiklal Marşı’mızın Serüveni

Kimi insanlar, kısa hayat dilimi içinde, uzun yaşamanın sırrını keşfederler, asırlar boyu yaşarlar. Öyle ki, yaşayanlardan çok aramızda olurlar. Başta kitap sahibi Peygamberler, çağlar değiştiren padişahlar, büyük buluşlara imza atan mucitler eserleri elden ele, dilden dile dolaşan şairler, yazarlar bu cümledendirler.

Ayasofya’yı, Sultan Ahmed’i, Süleymaniye’yi, Eyfel Kulesini, Keiopas Piramidini, Zeus Heykelini, İskenderiye Fenerini, Artemis Tapınağını ve benzeri muazzam eserleri yapanlar, yaşayan milyarlarca insandan daha çok yaşamıyorlar mı! Asırlar öncesinden, fâni dünyadan göç etmiş olmalarına karşılık eserleri hâlâ hayranlıkla izlenen ressamlar, heykeltıraşlar, mühendisler, mimarlar yaşayanlardan, daha çok aramızda ve yaşamımızda değiller mi, daha çok bilinmiyorlar mı, daha çok tanınmıyorlar mı!

İşte, Mehmet Âkif de (ERSOY) bu ölümsüzlerden biridir. Dünya çapında olmasa bile, Türkiye için ölümsüz isimler arasında yer almıştır. Başta (SAFAHAT) olmak üzere, kitap haline getirilmiş hutbeleri, makaleleri, Kur’an’dan ayetlerden ve hâdislerden oluşan eserleri bulunmaktadır. Mehmet Akif’in, başka hiçbir eseri olmazsa dahi sadece  (İSTİKLÂL MARŞI)mızı yazmış olması bile, ülkemiz açısından ölümsüzler safında yer almasına  yeterli olacaktı. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti var oldukça İSTİKLÂL MARŞI okunacak ve onun varlığı, Mehmet Akif’in yaşamasının kaynağı olmaya devam edecektir.

Merhum Mehmet Akif’in 12 Mart 1921’de Meclis-i Mebusan (TBMM) tarafından asıl adı (KAHRAMAN ORDUYA) olan destanının nasıl (İSTİKLAL MARŞI) olarak kabul edildiğinin serüvenini anlatalım.

İstiklâl Savaşları bütün şiddetiyle devam ederken, o zamanın maarif vekâleti (milli eğitim bakanlığı) tarafından “İstiklâl Marşı” yazılması istenmiş ve bunun için 500 lira ödül verileceği ilân edilmişti. 500 lira deyip geçmeyin. O zaman, bir sarı altın liranın değeri 1 liraya muadildi. Yani, verilecek ödül günümüz şartlarında 500 cumhuriyet altınına eşit demektir.

Müsabakaya yurdun dört bir yanından 500’den fazla şiir gönderilmiş, ancak, gönderilen marşların hiç biri İSTİKLÂL MARŞI olmaya lâyık görülmemiştir. Mehmet Akif, ödüllü olması sebebiyle yarışmaya katılmamıştı. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceğine inanan zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi, Mehmet Akif’e bir mektup yazarak bu konuda göreve davet etmiştir. Önemi dolayısıyla Hamdullah Suphi’nin, Mehmet Akife yazdığı mektubu okuyucularımızın dikkatlerine sunuyoruz:

“Pek aziz ve muhterem efendim,

İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şiiri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.” 

Hamdullah Suphi’nin bu mektubu üzerine Mehmet Akif, ödül almamak şartıyla şiir yazmayı kabul etmiş ve “KAHRAMAN ORDUYA” başlığı altında yazdığı 10 kıtadan müteşekkil şiiri İSTİKLÂL MARŞI  olarak değerlendirmek üzere göndermiştir. Maarif Vekâletince değerlendirilerek beğenilen Marş, daha önce gönderilmiş olan 500 kadar marş arasından seçilen 7 marşla birlikte Meclis-i Mebusana gönderilmiş, Mehmet Akif’in şiiri bizzat Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) Hamdullah Suphi tarafından meclis-i mebusanda okunmuştur.

İşte, 12 Mart 1921 tarihinde Meclis-i Mebusan’da okunarak alkışlarla ve oy birliğiyle (İSTİKLÂL MARŞI) olarak kabul edilen bu MARŞ, Mehmed Akif’i Türkiye açısından ölümsüzler sınıfına dahil etmiştir. Bu demektir ki, Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça, İSTİKLÂL MARŞI okunacak ve İstiklâl Marşı okunmağa devam ettikçe, Mehmet Âkif de aramızda yaşamağa devam edecektir.

Mehmet Akif Ersoy için “Türk değil, Arnavut’tu!” söylemlerinin ayyuka çıktığı günümüzde velev ki Arnavut bile olsa milli hislerle böylesine dolu bir Şair, dili, dini, mezhebi ne olursa olsan, 86 milyon insanımıza rehber olmalıdır.

İstiklâl Marşı’mızın, Meclis-i Mebusan’da kabul edilişinin yıldönümünde, büyük milletimize bu anlamlı Marşı armağan eden Mehmet Âkif’in aziz ruhunu şâd ediyor, kendisine YÜCE ALLAH’TAN RAHMETLER DİLİYORUZ ve yine O’nun duasıyla (ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLÂL MARŞI YAZDIRMASIN) diyerek yazımızı noktalıyoruz.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER