Birinci Dünya Savaşı sonrasında Paris’te toplanan uluslararası barış konferansının maddeleri arasında İzmir’in işgaline de yeşil ışık yakılmıştı. Bu karar üzerine Yunan askerleri 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmağa ve hakimiyet kurmağa başlamışlardı.21 Mayıs günü işgal tamamlanmıştı.
İşgal, İtilaf Devletleri’nin izniyle Yunan Yüksek Komiseri Aristidis Stergiadis komutası altında yapılmıştı. I. Dünya Savaşı’nda Yunan Krallığı ile Osmanlı İmparatorluğu arasında herhangi bir askeri çatışma yaşanmaması sebebiyle işgal, İtilaf Devletleri arasında tartışma konusu oldu. İşgale izin veren İtilaf Devletleri’nin ana amacı İtalyanların Anadolu’daki toprak kazançlarını dengelemekti. İtalya, Birleşik Krallık ve Fransa arasında 26 Nisan 1917’de yapılan St.-Jean-de-Maurienne antlaşması Yunan işgali ile uygulanamamış, İtalyanlara söz verilen İzmir bölgesi Yunanlar tarafından işgal edilmişti. Yunanların İzmir’i işgal etmeleri, Türk-İtalya Ulusal Hareketi arasında yakınlaşmaya sebep olmuştu. Çünkü İtalya da İzmir’in kendisine verilmesini istiyordu. İzmir ile birlikte Ayvalık, iki kent arasındaki sahil şeridi, Çeşme yarımadası, Selçuk ve Belkahve’ye kadar İzmir’in arka alanı da işgal edilmişti. Nisan 1920’den sonra Yunan ordusu İzmir’den harekete geçerek, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon’a kadar Batı Anadolu’nun büyük bir bölümünü de işgal altına almıştı.
Yunan askerleri İzmir rıhtımına çıktıklarında İzmir’de karşı koyabilecek sadece 200 kişilik bir askeri birlik bulunuyordu. İzmir ve çevresindeki birliklerin başında bulunan Ali Nadir Paşa, Yunan askerlerine karşı koyulmaması ve silahları İtilaf Devletleri askerlerine teslim edilmesi için emir verdi.
İzmirli Rumların sevinç gösterileri arasında geçit töreni yapan Yunan askerlerine ateş eden Gazeteci Hasan Tahsin bir Yunan askerini öldürdü, akabinde diğer Yunan askerlerinin ateşiyle hayatını kaybetti.
Hasan Tahsin‘in ateş ettiği kurşun, Türk Kurtuluş Savaşı’nı başlatan ilk kurşun olarak bilinir. Yunan askerleri bu olaya karşılık çevreye yaylım ateşi başlattılar. Askeri kışlada bulunan silahsız Türk askerlerini hedef alan yaylım ateşi, Türk askerlerinin teslim olmasına rağmen devam etti. Türk subayları ve askerleri dipçiklenerek ve süngülenerek öldürüldü. Zito Venizelos (Yaşasın Venizelos) diye bağırmayan Türk subayları süngüleniyordu.[ Ali Nadir Paşa ise Yunan askerleri tarafından tekmeleniyordu. Türk sivillere karşı öldürme, yağma ve tecavüz olayları başladı. İşgalin ilk günü İzmir’de 400 Türk öldürüldü. 15-16 Mayıs arası çevredeki köylerde ve kazalarda yaşanan olaylar ile 5.000 kadar Türk öldürüldü. 19 Mayıs 1919 tarihli New York Times gazetesi, işgalin ilk günü 800 Türk’ün ve 100 Yunan’ın öldüğünü yazdı. 15 Mayıs günü sonunda toplam 20.000 Yunan askeri İzmir ve etrafındaki bölgeye çıkarılmıştı.
16 Mayıs sabahı İzmir’in işgalini duyan 800 kadar yerli Rum, Türk köylerine saldırmaya başladı. Savunmasız insanlar öldürüldü ve malları yağmalanmaya başlandı. Urla’daki Türk mahalleleri Rumlar tarafından kuşatılmaya başlandı. Bunun üzerine 56. Tümene bağlı 173. Alay Komutanı Yarbay Kâzım Bey yanında bulunan 18 er ve birkaç jandarma ile kasabayı savunmaya başladı. İlk Rum saldırısı püskürtüldü. Aynı gün bu olayı öğrenen kasabadaki Türk halkı, Urla’daki askeri silah deposunda bulunan 120 silâhı ve cephaneyi alarak, 120 kişilik bir milis kuvveti meydana getirmiş, böylece Batı Anadolu’da ilk Kuvâ-yi Milliye birliği doğmuştur. Bunu çevrede hızla başka milis kuvvetlerinin kuruluşu izlemişti.
(YARIN: İZMİR’İN İŞGALDEN KURTARILIŞI)
YORUMLAR