Türkiye’de üç başlı bir medya vardır. Bunların büyük bölümü (HAVUZ MEDYASI) olarak yorumlanan medyadır! Diğer bir bölümü (PARALEL MEDYA) olarak nitelendirilirken, üçüncü bölümü de (MERKEZ MEDYA) olarak tanımlanmaktadır.
Havuz Medyası, sınırsız olarak hükümeti desteklerken, deve kuşu misali başını kuma gömmektedir. Paralel Medya ise, her fırsatı hükümetin aleyhine değerlendiren bir tavır sergilemektedir. Merkez Medya ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranamadığı için, yaşam savaşı vermekle meşgul!
Bir zamanlar, Müslüman ülkeler için örnek olarak gösterilen demokrasisi, ekonomik ve sosyal gelişmişliğiyle model olan Türkiye’nin de artık bir ORTADOĞU ÜLKESİ durumuna düşürüldüğü gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Birkaç yıl öncesine kadar Avrupa Birliğine katılması beklenirken, demokraside aldığı ağır yaralarla sarsılan Türkiye maalesef bir Ortadoğu ülkesi konumuna sokulmuştur. Yetkililere sesleniyor ve diyoruz ki (Bizi, laik bir cumhuriyet olmak konumundan çıkarıp, Ortadoğu ülkesi konumuna düşürdünüz ya! Helâl olsun sizlere!!!)
ANEKDOT
Devri Osmanlı’da zalim bir derebeyi, kafasına taktığı muteber bir tüccarı iflasa sürüklemek için ne gerekiyorsa yapmış ve varlıklı adamı sıfırlamıştı.
Bir gün, adamlarıyla çarşıda gezen derebeyi, kendisine hasım bildiği ve iflasa sürüklediği adamı pejmürde bir şekilde gezinirken görmüş ve sözde hal hatır sorarak:
-Maşallah, seni iyi gördüm! diye takılmış.
Adamcağız, zalim derebeyine karşı ne söyleyebilsin. Ama yine de kinayeli olarak ve taşı gediğine koyarak cevap vermiş:
-Sayenizde efendim, sayenizde!
Biz de, Türkiye’yi sonuç itibarıyla bir Ortadoğu ülkesi konumuna sokmayı başaran etkililere ve yetkililere seslenerek diyoruz ki:
-Kalemlerini satın aldığınız Medyamızın sayesinde!
YORUMLAR