Öncelikle hemen şunu belirteyim ki, bu mektup görevlerini layıkıyla yapan ve aldıkları maaşı son kuruşuna kadar helal ettiren kişilere yönelik değil.. Onları kesinlikle tenzih ederim.. Sözüm, onlar açısından meclisten dışarı.. Yani, sözüm yan gel yat yapanlara, kendilerini devlet kurumuna attıktan sonra burayı bir tembelhane olarak görenlere, aylar boyunca göreve gitmeyenleredir.
Sevgili kardeşim,
Bu memleketin halen çözülememiş birçok sorunu var.. Sabahtan akşama kadar boş-boş gezen yaşları 30’ları aşmış olmasına rağmen, halen baba eline bakan ve işsiz oldukları için de evlenemeyen on binlerce işsizi var,
Bu memleketin karayolu ve hava yolu ulaşımında sorunları var.. Demiryolları ise yıllardan beri özlemi çekilen bir konu,
Bu memleketin eğitim ve sağlık gibi temel hizmetler konusunda sorunu var.. Her ne kadar geçmiş yıllara oranla çok dahi iyi isek de daha alacağımız çok yol var,
Sevgili arkadaşım,
Bu memleketin konut sorunu var.. Arsa ve konut fiyatları almış başını gidiyor.. Yeni konut alanları üretilmediği için de deprem bölgesinde olmamıza rağmen, 10-11 katlı binalarla Allah korusun ama adeta bir afete davetiye çıkarıyoruz,
Bu memleketin tanıtım konusunda sorunu var.. Daha kendini yeterince tanıtamamış.. Çeyiz sandığındaki güzellikleri sergileyememiş, hatta bir müzeye bile henüz sahip olamamış ve bundan dolayı turizm pastasından hak ettiği payı alamamış,
Kamunun değerli yöneticileri,
Bu listeyi daha da uzatmak mümkün.. Ama bu sorunlar zincirinin kilidi konumunda olan bir sorunumuz var; O da genelde kamudaki hantal yapı ve bürokrasinin ağır işleyişidir.
Bu nedenle sevgili arkadaşım, senin oturduğun o makam dinlenme, zamanını boş işlerle geçirme makamı değildir.. Oturduğun o makam etliye, sütlüye karışmadan emek harcamadan, yorulmadan emekliliğin veya görev süresinin bekleneceği bir makam değildir.
Hangi konumda olursan ol, senin oturduğun o makam, çalışma, alın teri akıtma ve hakkını helal etme makamıdır.. Çünkü bu sorunlarımızın çözümü ancak çalışan insanların katkılarıyla sağlanır.