Ülkemizi ilgilendiren önemli gelişmeleri dikkatle izleyen kamu oyumuzun bugünlerde ağırlıklı olarak İdlib’te yaşananları konuştuğuna tanık oluyorum ziyaret ettiğim yerlerde…
İdlib’teki alçak saldırılarda şehitlik mertebesine ulaşan kahraman askerlerimize rahmet yağdırırlarken buradaki çatışmaların bir an önce sonlanmasına yönelik çözümün de bir an önce sağlanmasını temenni eden vatandaşlarımız; “Geçen hafta sonu Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın Rus lider Putin ile yaptığı belirtilen telefon konuşmasına yönelik açıklamalardan sonra önümüzdeki günlerin neyi göstereceğinin önemi artmıştır ve derin üzüntü duymamıza neden olan çatışmaların bir an önce sona ermesi için dua ediyoruz..” derlerken, İdlib’teki gelişmelerden duyulan fevkalade rahatsızlığa da vurgu yapıyorlar aynı zamanda…
İki lider arasında gerçekleşen telefon konuşmasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca yapılan açıklamada; “Erdoğan’ın; İdlib’te rejimin dizginlenmesi ve insani krizin durdurulmasının şart olduğunu vurgulayarak çözümün Soçi mutabakatının tam olarak uygulanmasından geçtiğini” ifade ettiği, ayrıca Libya’daki gelişmelerin de ele alınarak, “Soçi mutabakatına bağlılığın” karşılıklı olarak teyit edildiği belirtildi bilindiği gibi…
Bundan bir müddet önce İdlib’teki ilk alçak saldırıda şehit edilen kahraman askerlerimiz için AK Parti Sözcüsü Çelik’in dile getirdiği tepkide; “Soçi mutabakatı ihlal edilmiştir..” derken, MHP lideri Bahçeli’nin; Astana, Soçi ve Cenevre süreçlerinin anlam ve inandırıcılığı kalmamıştır..” ifadelerini kullanması, süreci dikkatle izleyen vatandaşlarımızın, bu söylemlerle ilgili başka bir değerlendirmeye yol açmakta… “İki liderin Soçi mutabakatına bağlılığı karşılıklı olarak teyit ettikleri açıklandığına göre, bu mutabakatın nasıl ihlal edildiği de önem taşır.. Bizler yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini benimsemiş bir toplumuz… Mecbur kalmadıkça başkalarıyla çatışmayı asla ve asla arzu etmeyiz…” sözleriyle görüş izhar edenlere hak vermemek mümkün mü hiç?
Son günlerde İdlib’teki alçak saldırılarda kahraman askerlerimizin şehit olmaları durumu, ülkemizin her yerinde olduğu gibi Siirt’te de büyük bir üzüntü uyandırırken, yaşanan çatışmanın bir an önce barışçıl yollardan halledilmesi gerektiği görüşünü ağırlıklı olarak dillendiriyorlar hemşerilerim…
Kendileriyle değişik alanlarda ilişkiler içinde bulunduğumuz ABD ve Rusya’nın kendi muhasebeleri doğrultusunda diledikleri şekilde kıvırdıkları gerçeğine baktığımda, işaret edilen muasır medeniyet düzeyine ulaşamamış olmamızdan duyduğum tarifsiz üzüntü, büyüyor daha da… Oysa, gereken gayret gösterilmiş olsaydı onlar gibi güçlenebilir ve ne Rusya’dan S-400 füzeleri satın alma, ne de ABD’nin Patriot batarya desteğinden söz etme durumunda kalmayacaktık elbet…
Başka ülkelerin büyüyerek güçlenmesini istemeyenlerin en önemli senaryolarından biri; o ülkelerin ekonomisini çökertmektir ve bu hedefin yakalanmasında ülkeleri çatıştırmak, arzulanan sonucu veren en etkili yöntemdir kanımca da…