Kapıda bekletilmek, gerçekten can sıkıcıdır. Özellikle yüksek makamdakiler, kendilerinden düşük seviyede gördükleri ziyaretçilerini kapıda bekletmeyi marifet sayarlar. Kendilerini, ziyaret ettikleri makamlardan küçük kabul edenler, bekletilmeyi pek umursamayabilirler ama denk makamlar için durum değişir. Denk olan ziyaretlerde, ziyaret edilenin, ziyaret edeni kapıdan karşılaması gibi de bir kural vardır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaretçilerini kabul şekliyle ilgili olarak anlatılan bir taktiği vardır. Bir yabancı devletten ziyaretçi geldiğinde, ziyaretçi görüşme odasına alınarak oturtulur, hemen akabinde Atatürk içeriye girermiş. Dolayısıyla, ziyaretçi Atatürk’ün önünde kalkmak durumunda olurmuş.
Atatürk bunu elbette kendi nefsi için yapmıyordu. Bunu yaparken, Türk Milletinin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmaktaydı.
Osmanlı İmparatorluğu da, protokol konusunda hassastı. Öyle ki, yükselme döneminde padişahlar, kendilerini diğer ülkelerin padişahlarından üstün gördükleri için sadrazamlarını, diğer ülkelerin krallarına denk addeder, bunu anlaşmalara bile yazdırırlardı. Yani, bir yabancı ülkenin kralı, Osmanlı Padişahına ARZETMEK durumundaydı. Ancak, sadrazamlarla eşit mesafede olur, (kardeşim), (dostum) diye hitap edebilirdi.
Protokol deyip geçmemek lâzım. Kuralları bilmek ve uymak gerekir. Gerçi günümüz dünyasında ve Birleşmiş Milletler nazarında bütün ülkelerin liderleri eşit sayılırlar. Dünyanın en küçük ülkesi Monako ile en güçlü ülkesi durumundaki ABD’nin liderleri eşit sayılırlar. Ancak, bu durumun tatbikata yansıması hiç de öyle olmuyor. Kendilerini güçlü gören devletlerin liderlerinin, küçük devletlerin liderlerini umursamadıkları, Birleşmiş Milletler teşkilatının tanıdığı protokolü uygulamadıkları bir gerçektir.
Sonuç itibarıyla, her daim güçlülerin dedikleri olur. Bakın, Birleşmiş Milletlerde bile adlarına (BEŞ BÜYÜKLER) denilen devletler vardır ki, bunların VETO ettikleri hiçbir teklif, Birleşmiş Milletler tarafından onaylanamaz.
Bilindiği gibi Birleşmiş Milletlerin beş daimi üyesi bulunmaktadır. Bunlar, Rusya, Çin, Fransa, ABD ve İngiltere’dir. Bu ülkelerin kurucu ülke olarak inisiyatif kullanma hakkı vardır. Yani, BM’nin kurucularından olan beş büyük devletin herhangi biri bir kararı veto ettiğinde o karar kuruldan geçmemektedir. BM’nin kurucularının böyle bir inisiyatife sahip olması adaletin gerçekleşmesi zulmün durması, savaşların sona etmesi barışın yaşanması açısından oldukça taraflı bir yaklaşımdır. Kurucular belli bir inisiyatife sahip olsa da bu inisiyatif onların lehine olarak ellerini kuvvetlendirmemelidir.
Zaman zaman (Dünya beşten büyüktür) diyenler olsa bile, maalesef tatbikatta hiç de öyle olmadığı açıktır. Kendilerini, muhataplarından güçlü gören devletler, tıpkı ceddimiz Osmanlıların yükselme döneminde olduğu gibi, kendilerini başka ülkelerin liderlerinden üstün de görür, kapılarında bekletirler de…
ANEKDOT
Geçmiş yıllarda, dönemin valisini ziyarete giden o yılların muhalefet partisi il başkanına, vali sekreteri, daha önce vali tarafından kendisine verilmiş olan talimat çerçevesinde:
-Vali bey yok! denilerek, görüştürülmeyeceği bildirilince, durumu çakan muhalefet parti il başkanı söylenmiş:
-Vali beye selam söyle. Bir daha gittiğinde şapkasını vestiyerde unutmasın!
TAŞLAMALAR
KAPIDA BEKLETİLMEK
GERÇEKTEN DE ZORDUR ZOR
NE KADAR ZORDUR BUNU
BEKLETİLENLERE SOR
BÜYÜKLER, KÜÇÜKLERİ
BEKLETMEKTEN HOŞLANIR
BÜYÜKLÜK TASLAMALAR
BİLİNSİN Kİ BUNDANDIR
DEVLETİN ONURUDUR
BAYRAKLAR VE LİDERLER
MİLLETLER NAZARINDA
EŞİTTİRLER, DENKTİRLER
DÜNYA BEŞTEN BÜYÜK MÜ
KÜÇÜK MÜ KARAR VERİN
BÜYÜKLÜĞÜ BARİZDİR
KAPIDA BEKLETENİN
YORUMLAR