Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

KLASİKLEŞEN, ŞEHİT TÖRENLERİ!

Evet ve maalesef, o kadar çok şehitlerimiz oluyor ki, aziz şehitlerimizin cenazeleri için günübirlik tören düzenler hale gelmişiz. Ancak, gözlerden kaçmayan bir gerçek var. Bütün şehit cenazeleri törenlerinde hep aynı kurgular yaşatılıyor. Bakın, bir şehit cenazesinin ebediyete nasıl intikal ettirildiğini yaşadığımız, gördüğümüz ve televizyonlardan izlediğimiz kadarıyla özetleyelim.

Şehit düşen Mehmetçiğin ailesini haberdar etmek için üst düzey yetkililer o şehidin evine giderler, anasına, babasına sarılarak acı haberi duyururlar. Her ne hikmetse, o anda kameramanlar hazırdır ve çekim yapmaktadır. Büyük bir ihtimalle televizyonlara servis yapmasınlar diye beraber götürülmüşlerdir.

Haberin aileye ulaştırılmasından sonra, hemen Şanlı Bayraklarımız, şehit ailesinin evine ve mahallesine ulaştırılır. En büyük bayrak, Şehidin evinin üzerine asılmıştır. Mahalle, birdenbire şanlı bayraklarımızla donatılmıştır. Bütün bunları yapan Şehidin ailesi veya mahalleliler mi. Elbette hayır. Bu işlerle görevli, devletin kurum ve kuruluşları!

En büyük bayrağın açıldığı şehitlerimizin evlerinin tümüne yakını, kerpiç, toprak, yığma taş, sıvasız yapılar oldukları televizyon ekranlarından sırıtmaktadır. Bu da, şehit ailelerinin tümüne yakınının fakirlerden, garibanlardan oluştuğunun en canlı delilidir.

Cenaze töreninin düzenleneceği alanda şehidin en yakınlarından birinin başına kahraman şehidimizin ya kepi konulmuştur, ya askeri kıyafeti giydirilmiştir. Bir de asker selâmı çakmasının sağlanması da artık klasikleşmiş durumlardandır. Bu arada törene katılan vatandaşlar “YA ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAH-U EKBER” VE “ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ” gibi yine klasikleşmiş sloganlar atmakta, kameramanlar çekim yaparak canlı yayınlar icra etmekte, birçok vatandaş da, cep telefonuyla selfi yapmaktadır.

Sıra cenaze namazının kılınmasına gelmiştir. Şehidi, cennete yolcu edecek olan imam efendi namazı kıldırdıktan sonra, cemaate (merhumu nasıl bilirdiniz, hakkınızı helal ediyor musunuz) diye sorar. Cemaat de haliyle olumlu cevap verir. Bütün bunlardan sonra Şehit cenazesine katılan üst düzey yöneticiler bakanlar, valiler, kaymakamlar, milletvekilleri, belediye başkanları protokol sırasına göre şehidin ailesine taziyelerini sunarlar.

Böylece, klasik bir cenaze töreni etkinliği daha icra edilmiş olur. Bütün aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun. Aslında onlar bizlere haklarını helal ediyorlar mı, etmiyorlar mı bilemeyiz. Onların bizim dualarımıza ihtiyaçları da yoktur. Biz, onların şefaatlerine muhtacız.

Peki, klasikleşmiş bu tören etkinlikleri neden yapılıyor dersiniz. Şehit ailelerinin ve onların yanında kamu vicdanının (Çocuklarımız neden şehit oldular!) sorusunun önünü kesmek için. Böylesine anlı şanlı bir törenden sonra, hangi şehit ailesi (Oğlum neden ve ne uğruna  şehit oldu) sorusunu sorsun ki!!!

Bu arada ve yeri gelmişken, bir ara gazetelerde yer alan bir haberi anımsatarak, törenlerin genelde birer kurgudan ibaret olduğunun delilini paylaşayım.

Aziz şehitlerimizin birinin evine yine klasikleşen etkinlikler gereği ŞANLI BAYRAĞIMIZ ASILMIŞTI. Törenler sonrasında, Şehidimizin elleri öpülesi annesi, evlerinin üzerine asılan bayrağı hatıra olarak saklamak için almış ve şehit oğlunun ÇEYİZ SANDIĞINI KOYMUŞTU. Aradan bir iki gün geçtikten sonra, kapısına giden görevliler demirbaşlarında kayıtlı olan bayrağı geri isterler. Şehidimizin annesi onlara şu unutulmaz cevabı verir:

-ŞEHİDİN EVİNE ASILAN BAYRAK, GERİ İSTENİR Mİ!!!

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER