Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih ARITÜRK
Fatih ARITÜRK

KORONAVİRÜS’LE 2 YIL

Türkiye’de, ilk KORONAVİRÜS VAKASI 11 Mart 2020’de tespit edilmiş ve Sağlık Bakanı tarafından konuyla ilgili açıklama yapılmıştı. Aradan koca iki yıl geçti. Hastalığın önlenmesinde ARP BOYU YOL bile alınamadı. Koronavirüs, gerçekten lanetli bir hastalık! Böyle bir salgını daha önce hiç yaşamadık. Maske takmak, aslında soyguncuların, gangsterlerin işi. İki yıl boyunca  maskeli olduk! Takmamak artık serbest amma, hala tedbiri elden bırakmayarak takanlar var. İnanın, çoğu zaman taktıkları maske yüzünden yanımdan geçen en yakınlarımı bile tanıyamıyorum. Bir bakıyorum, biri ismimi söyleyerek selâm vermiş! Sesinden tanıyabildimse ne ala! Tanımamış olsam da (ALEYKÜMÜSSELAM) diyerek tanımış gibi yapıyor ve selamı almış oluyorum.

Başlangıçta Koronavirüs pandemiden 2-3 ay içinde kurtulabileceğimizi zannediyorduk, Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta görüldü. Yani 2 yıllık süre doldu, Çin’de ilk tespit tarihi ise 27 Aralık 2019’dur. Yani, 3 yıldan beri insanlık bu pandemiyle başbaşa. Bir salgın düşünün ki, nereye gidersek gidelim, kaçış yok. Dünyanın öbür ucuna gitmiş olsak bile, bizimle beraberdir. Öyle anlaşılıyor ki, yeryüzünde girmediği hiçbir kıta, ülke, il, ilçe, köy, hatta mezra bile kalmamıştır. Acaba kutuplara gitsek bu pandeminin şerrinden kurtulmamız mümkün olur mu! Bundan da emin değiliz!

Dünya, dünya olalı böyle lanetli bir salgını yaşamamıştır. Geçmiş yıllarda salgınlar belli bölgelerde kalırdı, yayılmazdı! Seyahat imkânları kısıtlıydı. Şimdi, uçağa biniyorsunuz, bir kıtadan, bir kıtaya, bir ülkeden bir ülkeye seyahat ediyorsunuz, dolayısıyla, hastalığı da gittiğiniz yere kolaylıkla naklediyorsunuz!

İlk aylarında, yaz mevsimi gelip de sıcaklar artınca rahatlama olacak deniliyordu. Sonra bilim adamları bunun tam tersini, artan sıcaklar yüzünden salgının daha da yayılma istidadı kazandığını söylediler. Yani, bilim adamları arasında da bir çelişki var. Biri bir şey söylüyor, başkası tam tersini…

Öylesine lanetli bir bela ki kaçış yok! Nereye giderseniz, gidiniz, aynı tehlikeli durum var. Tek vaka rastlanmayan bir yer, bir de bakıyorsunuz, pandeminin merkezi oluvermiş…

Bizim Siirtçe lügatimizde meşhur bir deyim vardır. (MIN İTİK İYIHROP MIN BELEHU, IL KARF KARFU, IS SEME SEMEHU) deriz. Bu deyimin Türkçe tercümesini şu şekilde yapabiliriz: (BELASINDAN KİM KAÇABİLİR. YER ONUN YERİ, SEMA ONUN SEMASI!) 

Bu beladan kaçmak gerçekten mümkün değil. Uçağa binsek, koronavirüslü biri de binmişse, bütün yolculara bulaştıracak demektir. Tek bir çıkar yol kalmıştı. Bütün tedbirleri kaldırmak ve (ARTIK NE OLACAKSA OLSUN!) diyerek tevekkül etmek!

Galiba, Sağlık Bakanlığının yaptığı da bu…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER