Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Cüneyt ARITÜRK
Cüneyt ARITÜRK

LEVENT KIRCA’NIN PARODİLERİ

Büyük Tiyatro Sanatçısı Levent Kırca 12 Ekim 2015’te hayatını kaybetmiş, cenazesi 13 Ekim 2015 Salı günü öğle namazı sonrası Levent Camiinde kılınan cenaze namazı sonrası Zincirlikuyu mezarlığına defnedilmişti. Bilindiği gibi, daha önce kendisine verilmiş olan DEVLET SANATÇISI ödülü, hükümetin icraatlarını tenkit ettiği için geri alınmıştı. Ama o gerçekte milletin benimsediği bir sanatçısıydı.

Ebediyete intikalinin yıldönümünde istedik ki, Levent Kırca’nın hem düşündüren, hem acı-acı gülümseten parodilerini anımsatalım. Asıl olan, güldürürken, düşündürebilmektir. Merhum Nasrettin Hoca’nın fıkralarına bakın, insanlarımızı güldürürken, aynı zamanda nasıl, ciddi-ciddi düşündürmekte.

İşte Levent Kırca’nın parodilerinden kapalı mekanda sigara içme yasağının uygulanmaya konulduğu zaman dilimine ait bir örnek:

“Evet, SİGARA ÖLDÜRÜR AMMA, uzun bir sürece dayalı olarak. Sigarayı içen öyle 1 ayda, 1 yılda ölmez. Sigara içip de 80-90 yıl yaşayanlar da var! ASGARİ ÜCRETLİLERİN ÖMÜRLERİ, SİGARA İÇENLERİN ÖMÜRLERİNDEN ÇOK DAHA KISA. ÇÜNKÜ, İNSANLAR AÇLIKTAN DAHA ÇABUK ÖLÜRLER!”

Gerçekten de öyledir. Asgari ücretle geçinmek zorunda olan bir ailenin fertleri, yetersiz beslenmeden dolayı her an için hastalanmak ve ölmek riskiyle karşı, karşıyadırlar.

Söz, asgari ücretten ve yeterli gıda almanın zaruretinden açılmışken, uzun yıllar Almanya’da çalışmış ve Rahmet-i Rahmana kavuşmuş bir  hemşehrimizin (Selim Başaran) yaşadığı bir olayı anlattığı şekilde nakledelim. İşte, o yıllarda girmek için çaba gösterdiğimiz ve sözde onlara uyum için “KAPALI MEKANLARDA SİGARA İÇME YASAĞI” getirdiğimiz AB ülkelerinden biri olan Almanya’da, insanın sağlığına verilen değeri anlatan gerçek ve yaşanmış bir olay. Merhum Hemşehrimiz şöyle anlatmıştı:

-“Almanya’ya gittiğim ilk yıldı. Haliyle yabancılık çekiyordum. Alman yasalardan habersizdim. Kalmak için ev kiralamıştım. Ev kirası olarak ayda 1000 Mark ödüyordum. Bir gün, Alman olan bir fabrika arkadaşımla, o zaman çat-pat bildiğim dilleriyle sohbet ederken, bana:

-Ev  kirası olarak ayda ne kadar ödüyorsun? diye sordu.

Ben de, ayda bin Mark ödediğimi söyledim. Bunun üzerine yine sordu:

-Devlet, ödediğin kiranın ne kadarını karşılıyor? cevap verdim:

-Ne için karşılayacak ki!

Alman işçi, parmağını kendi başına vurarak:

-Akıl, akıl!  dedi.

Sonra:

-Fabrikadan çıkınca beni bekle, sakın ayrılma! diye ikazda bulundu. Ben de, mesai bitimi bekledim. Geldi, beni bir büroya götürdü. Kendilerine bir şeyler söyledi. Bana üç kâğıt verdiler. Yine Alman Arkadaşın yardımıyla üç kâğıdı doldurduk. Birini evinde kiracı olduğum evin sahibine, birini çalıştığım fabrikanın müdürüne imzalattıktan sonra, aile fertlerimin sayılarını kapsayan beyan kâğıdıyla birlikte, aldığımız büroya teslim ettik. Bir takım hesaplar yaptıktan sonra Bana dediler ki:

‘-Bundan böyle, kiranın sadece 300 Markını sen ödeyeceksin, 700 Markını, Devlet karşılayacak!’

Duruma, tabiatıyla çok sevindim. Alman arkadaşa teşekkür ettim. Her ay, bu sayede 700 Mark cebimde kalacaktı. Amma, bu arada beklemediğim bir şey oldu. Alman Mahkemesinden bana celp geldi. Neyin nesidir, bilmediğim için, endişelendim. Duruşmaya gittiğimde, mahkemeye celp ediliş sebebimin, kira durumuyla ilgili olduğunu anladım. Hâkim bana:

‘-Sen, neden Devletten kira yardımı almak için zamanında müracaat etmedin. Aile fertlerinin yetersiz beslenmelerine yol açtın?’ diye soru yöneltti.

Meğer, Alman yasalarına göre, zamanında müracaat etmemek de suçuymuş. Ben de ifâdemde yabancı olduğum için, Alman yasalarından habersiz olduğumu, ancak, bir Alman işçinin bana yol göstermesinden sonra, hemen müracaat ettiğimi söyleyerek kendimi müdafaa ettim. Gerçi, beraat ettim amma, 6 ay mahkemeye gittim, geldim.”

Rahmetli Hemşerimiz bunları anlattıktan sonra sözü şöyle bağlamıştı:

-“Gâvur dediğimiz Almanya bile, nüfus sayılarına göre beslenebilmeleri ve yeterli gıdayı alabilmeleri için vatandaşlarına vereceği maaşın hesabını böylesine inceden inceye yapıyor. Kesin dönüş yaptığıma ve Almanya’dan döndüğüme öyle pişmanım ki!

Bunlar, AB yasalarına uyumu sigara yasağından başlatacaklarına, beslenme probleminin çözümünden başlatsalar ya!”

Evet, LEVENT KIRCA’NIN parodisinde olduğu gibi, bu devlet emeklisini, işçisini, memurunu, zaten AÇLIKTAN ÖLMEĞE MAHKUM ETMİŞ! SİGARADAN ÖLMEK uzun bir süreç amma, açlıktan ve açlığın sebep olabileceği gıda yetersizliğinden ölmek çok daha kolay! Anayasa değişecekse, en önemli maddelerden biri YETERLİ BESLENME ile ilgili olmalı.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER